"Şüpheli Mülteci" sıfatlı Kaptan nerede?

225 kişilik mülteci gemisinin karasularımızda kurtarılması koordinasyonu (ki gemiyi Girne Limanı'na KKTC Su Temin Projesi'nde çalışan römorkör çekti. Bizim taka tuka Mağusa'dan yetişemedi) ve pişen "sıcak" çorba hakkında övünme bitti ise dilerseniz asıl habere geçelim!...

Kendi elimizle tutuklamayıp Türkiye'ye gönderdiğimiz (ki varalı 4 gün oluyor) mülteci gemisinin kaptanının tutuklanıp tutuklanmadığı meçhul…

Bu nasıl habercilik ey sevgili ve pek değerli haberciler!?

Kime teyit ettirdiniz bu kaptanın tutuklandığını?

Mahkemeye çıktığını?

Farz-u muhal mapus yediğini?

**

Karasularımızda bir mülteci dramı yaşanıyor ve gemiyi haliyle bir kaptan kullanıyor! Yanında da bir dolmuş dolusu mürettebat..!

Sahil Güvenlik ağından kuş kaçmaz da anladık önce kaptan için mültecileri bıraktı botla kaçtı dendi sonra da mülteciler arasında mürettebatıyla gizlenerek "şüpheli mülteci" sıfatıyla Türkiye'ye gönderildiği ortaya çıktı…

Büyük bir fiyasko!

KKTC ne zamandır şüpheliyi tam tekmil sorgulamadan; suçu varsa dava okumadan apar topar paketleyip alel acele Türkiye'ye olası suçlu barkotuyla iâde ediyor?

Üç hafta kadar önce Güney Kıbrıs'tan münferit olarak geçen 2 mülteciyi iki gün boyunca sorguladık Güney Kıbrıs'a iade etmeden önce!

Bu suç nerede kaç milde hangi karasularında işlendi de bizi ilgilendirmiyormuş?

Kadın ve çocuklarla aralarında polisinde olduğu iade gemisiyle Türkiye'ye gönderilen kaptan tutuklandı, diyorsunuz…

Nerede?

Adı Muhammed Nebil Anni olduğu iddia edilen kaptanı hangi memlekette hangi birim tutuklamış?

KKTC Polis Genel Müdürlüğü bile "Türkiye'de" tutuklandığını teyit etmedik diyor ama siz "haberciler"(!) tutuklandı diyorsunuz!

Mersin Savcılığı, savcılıktan emir alarak işlem yapan Mersin İl Emniyet Müdürlüğü, Mersin Sahil Güvenlik Bölge Komutanlığı "tutuklamayı" teyit etmiyor!

Kuzey Kıbrıs stili haberciliğiniz "fason" olduğu gibi siz resmi devlet kurum ve kişilerin de "birbirinden çelişkili" bir şekilde ne söylediğini ya duymuyorsunuz ya da bizi "avanak" zannediyorsunuz!

Yoksa hükümetiniz mi zedelenir?

**

Kıbrıs Postası, mülteci hadisesinden 1 gün sonra manşete taşıdığı "Mağusa Bu İşin Merkezi" başlıklı ve söz konusu Tanzanya bandıralı (5 Bin Dolara 3. ülke bandırası oldukça ucuz) geminin 15 gün önce zaten Mağusa Limanı'na ikmâl için geldiğini ortaya koydu ve herhangi bir yalanlama yapılmadı…

Yani yasal gemi evrakı, kaptan-mürettebat pasaportuyla 15 gün önce teslim edildiğine göre geminin sahibi ve kaptanı daha denizde çırpınırken biliniyordu bizim limanda…

Suçun KKTC ile doğrudan "ikmal" yoluyla bağlantısı olduğu açık!

Hatta son 5 aydır mülteci gemi trafiğinin ikmal merkezi Mağusa Limanı!

Mağusa'ya kayıtlı Sabah Shipping Direktörü olan ve en az 10 yıldır ülkemizde (bir kaç alanda) iş yapan –ne hikmetse O da- Suriyeli olan Mahir Haoukan adlı kişi önceki gün Sim TV'de canlı yayına çıkıyor ve bir kahramanmış gibi (!) kaptanı spor salonunda ağırladığımız mülteciler arasında teşhis ettim, tutuklattım, diyor…

Mahir Haoukan adlı tüccar zât kim oluyor da yaptığı bu tuhaf refleks içerikli açıklamasıyla hem bakan hem de KKTC Polisini çelişkiler içine sokuyor?

Bunun da ötesi kaptanın Türkiye'de de tutuklanmış olduğu bir türlü teyit edilemiyor…

KKTC Karasularının da dâhil olduğu bir "insan kaçakçılığı" suçu işlediği sabit olan "Kaptan" bir buçuk milyon dolar olan cirosuyla karıştığı işin ardından elini kolunu sallayarak Mersin'de yeni kurban mı arıyor?

Hukukçular, "kaptanın" KKTC karasularında suç işlediği için yargılanması gerektiğini, en azından (dikkat!) KKTC bağlantıları olup olmadığının tespiti için polis tarafından sorgulanmak üzere gözaltına alınması gerektiğinde hemfikir!

Kıbrıs Postası 24 Kasım'da mülteci dramının patlak vermesi ardından Mağusa Limanı'nda demirli olan bir başka geminin faaliyetlerini askıya aldığı ihbarını da yaptı!

Yoksa O'nunda mı kaptanı kayıp!

Var mı teyit eden?