Hamamböceği

Yayın Tarihi: 21/01/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Nükleer sızıntıya dahi dayanıklı olan hamamböcekleri bana daima modern zamanlar içinde sonradan mahlûklaşmış, sonradan doğmuş, sonradan varolmuş bir tür gibi gelmiştir…

Hatta duruş, bakış ve sadece refleksten ibaret öngörülemez hareketleri içinde hamamböcekleri, bana bir tür "mikro deccal" gibi görünmektedirler.

Dünyanın sonunu getiren bir savaşın anlatılacağı fantastik bir kurguda onlara daima yer vardır, olmalıdır zannederim.

Yirmi yıl evvel uzun, oval ya da yassı vücutlarıyla; zaman zaman uçmak üzere kalkışa hazırlanan dikenli ayaklarıyla bu "pis" hayvanların; kalorifer petekleri arasında, büyük binaların devasa klima sistemleri içinde ya da yağmuru eksik olmayan bir metropolün gökdelen dehlizleri arasında, paslı yahut yosun tutmuş ve bu nedenle tamamen unutulmuş kirli ve de artık önemsenmeyen fakat muhakkak metalik renkli bir boru içinde dünyaya geldiklerini; hemen sosyalleştiklerini, son derece dikkatli bir şehir yaşamı sürmelerinin ardında "bir hikmet" olması gerektiğini düşlerdim…

Sonraları hamamböcekleri bana, sürüngen hayvan âleminin en fakir türü olduğu için geceleri çöp karıştıran, nevaleyi paylaşan ya da sonradan satan, yardıma muhtaç bir cinsi gibi de gelmiştir…

Oysa fosil ilmine göre 4 Bin 500'ü bulan türü ile arsız olduğu kadar utangaç olan bu hayvan, 350 milyon yıldır dünya üzerinde neslini insandan önce de sürdürüyordu…

Hiçbir hayvan, bir yabancının yaşam alanına bu denli hâkim oluşlarıyla "tam şehirli" sayılmaz…

Her şeyden önce hamamböceklerinin "dengeli bir rekabet ve dayanışma içinde olabildikleri" ispat olunmuştur ki bu özellik insanlarda dahi nâdiren bulunduğundan pek takdir edilir…

Şimdilerde sabun, saç, tırnak hatta boya gibi gıda niteliği taşımayan şeyleri de yiyebilen, ne var ki tarihin en antik hayvanı olan hamamböcekleri nasıl olmuştur da bu denli kentli olabilmiştir?

Gerektiği hallerde sadece posta pulu arkasındaki zamkla beslenerek aylarca şükür içinde mesut olabilen, bıraktıkları dışkıları vasıtasıyla diğer kardeşlerine su ve besin kaynaklarını gösterebildiği için "kimyasal iletişim" denen kavramla bilim dünyasında şöhret bulan hamamböceklerinin "kara-fatma" denen cinsi ile "Alman türü" denen ekolü ünlüdür…

Caddelerin medeniyet simgesi olan rögarlarına ait karanlık yarık ve çatlaklarına yumurta kapsüllerini itinayla yerleştiren; yaşam alanlarımıza bitki, mobilya ve alışveriş torbaları ile taşınan; en az doktoralı bir çevre mühendisi kadar hendese bilen ve dikkatle bakmayı hayal bile edemediğimiz kafalarının arkasında 'çan' şekline benzer o desen üzerinde biten uzun, teknoloji fuarlarından fırlamış antenleriyle bu hayvanlar, her gece nem içinde neyin ya da kimin casusluğunu yapmaktadırlar?

Milyonlarca yıllık kadîm bir medeniyeti olan hamamböcekleri, insan yaşamına ve onu şekillendiren ahlakına nasıl tahammül edebilmektedirler..!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.