Karakum Çölü'nden Kıbrıs'a

Yayın Tarihi: 29/01/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+
Doğalgaz rezervlerinin büyüklüğü dünya çapında dördüncü olduğu kabul edilen Türkmenistan, Darweze, Karakum Çölü'nde ilginç bir krater var…

Çok ünlü zira krater tam 43 yıldır aralıksız yanıyor…

Çünkü Sovyet döneminde çölde çalışan bilim adamları, bir hesaplama hatası yaparak yer altında gaz dolu bir mağarayı deldi.

Kuyudan zehirli gaz çıkmasından korkan jeologlar, ikinci bir hata daha yaparak gazı yakıp bitirmeye karar verdi ve aralarında en akıllı olan (!) kibriti kraterin içine çaktı…

1971'de yakılan ateş -kraterden yükselişi hala dinmeyen gaz nedeniyle- bir türlü söndürülemiyor…

Yöre halkı burayı "Cehenneme Açılan Kapı" olarak adlandırıyor…

İşte bizim Kıbrıs Sorunu da Karakum Çölü'nde yaklaşık yarım asırdır yanan ve artık kimsenin söndürmeyi düşünmediği, sadece en başta neden 'yakılmak' istendiğine dair hikâyesini hatırladığı Darweze'deki 'cehenneme açılan kapı' adlı turistik kratere benziyor…

Son sahnede Kıbrıs, Güney'in hidrokarbon çalışmaları –ve bunu genişletmeleri- nedeniyle Türkiye'nin KKTC adına yayımladığı "Barbaros Sismik araştırma gemisinin rotası Navtex" virajında düğümlendi…

Uluslararası ilişkiler ve çelişkiler yumağı Kıbrıs krateri, şimdi de fitillenen ve söneceği beklenen gaz ve hidrokarbon yatakları derdiyle meşgul sürüklenip gidiyor…

"Anti-Biritish siyâseti" ile Süveyş krizi gölgesinde İngiltere ile 50'lerde kapışan ABD, Kıbrıs'a çakmağı zaten çakmış ve bu krater iflah olmaz demişti…

Anlaşılan şüphe duydu ki 2010'larda bulunan hidrokarbon kaynaklarını ayrıca alevlemek istedi.

2. Dünya Savaşı öncesi coğrafyadaki petrolün %71'i İngilizler'e aitken, savaş sonrası bu oranın yüzde 30'a düştüğünü, Amerika'nın ise yüzde 15'ten 60'a yükselmiş olduğunu iyi hatırlayan Başkan Yardımcısı Biden'ın geçtiğimiz yıl ada ziyaretinde diline doladığı 'güzel ada, ferah ada, mutlu ada' lakırdıları bunun en yegâne nişânesi idi…

Ancak adanın hidrokarbon ekseninde gelişen krizleri bitmiyor, dinmiyor.

**

Geçtiğimiz hafta adaya gelen ABD Dışişleri Bakanlığı Müsteşar Yardımcısı genç Amanda Sloat, Navtex ilanına rağmen Barbaros Gemisi'nin Mağusa'da demirli olmasını "Erdoğan'ın jesti" şeklinde niteledi ve Rum yönetimine "bu jeste olumlu karşılık verilmeli" tavsiyesinde bulundu…

Rumlar tam da bu açıklamanın –kendileri açısından- ne denli büyük, kabul edilemez bir 'rezalet' olduğunu ifade etmek üzereydiler ki gaz özelinde "açıklama denen" şeyin atası "fitil uzmanı" Eide'den geldi…

Müsteşar Amanda'nın çaktığı ateşle gazlanan BM Genel Sekreteri Ban'ın Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, önceki gün "Ya Navtex iptal edilecek ve sondajlar duracak ya da her ikisi de devam edecek" diyor…

Yani ABD, 'ticari ortağım' dediği Güney Kıbrıs'a teşvik ettiği gaz ve gazın nakline ilişkin bir dizi girişimine rağmen şimdi –Türkiye'yi kollayarak- "sondajı durdurmazsanız Navtex sürebilir" demek istiyor…

**

Olup biten her şey tam da Sovyet döneminde Türkmenistan çöllerinde çalışan bilim adamlarının bizim meşhur kraterde biriken gazı yok etmek için ateşe vermeyi akletmiş olması gibi işliyor…

Sözde Güney Kıbrıs Münhasır Ekonomik Bölgesi'ndeki 10 ve 11'inci parsellerde imtiyaz hakkı olan Fransız TOTAL'in –dünya petrol fiyatlarının yüzde ellinin de altına gerilemesiyle birlikte- ansızın "yeterince gaz yokmuş, haklarımdan feragatle çekiliyorum" blöfü gibi her şey…

Kıbrıs Sorununa ilişkin her şey ama her şey belki de başından bir kurgu ya da hata nedeniyle o kratere çakılmış ilk kibrit nedeniyle yanıyor ve yanmaya da devam edecek…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.