Kıbrıslı Off-shore

Yayın Tarihi: 16/02/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

İsviçre'deki nâdideOff-shore bankalarda yazılı hiçbir kayıt tutulmaz.

Kıymetli müşterilere ait bilgiler, numaralarına kadar özel yetişmiş 'fotografik hafıza' yeteneği olan veznedârlarca tutulur.

Bilgiler, bir miras terekesi kadar karışık ve 'bilinmeyen bir surette' devredilir.

Bizim Kıbrıs Sorunumuz da işte böyle bir bankanın câri hesabında mahfuz gibidir…

Dünya jeopolitiğinde Kıbrıs Sorunundan başka varlığı bilinen "donmuş ihtilaf" olmadığı halde bu "donuk ihtilafın" yazılı; okunabilir; dosdoğru bir kaydı yoktur.

Ölmüş ve mezar taşında adı pas tutmuş bir diktatörün yalnızca yaşayan en küçük torunu tarafından denetlenebilen bir İsviçre Off-shoru gibidir Kıbrıs Sorunu…

Küçük ama derin olan problemin asıl resmi bu nedenle fazlasıyla dağınık ve evrâksızdır…

**

Ada içi ve dışında ünlü meseleye'nazar etmede' Güney Kıbrıs, Kuzeyden oldukça tutarlı ve değişmez bir tavra sahiptir…

Yazılı olmayan Kıbrıs Sorunu tarihi boyunca bu böyledir.

'Bidon bir inat' terkibi,zannederim kastettiğim manayı karşılar niteliktedir.

Güney Kıbrıs'ın ana hatları dünya yansa değişmez…

Herhangi bir 'dalgalanma' kaydı olmayan halkı da 'bireyler' anlamında öyledir… 'Kendisini eşsiz bulan' Arnavut yobazlar gibi Haçını boynundan eksik etmez…

Rumlara göre her halükârda 'kızıl Papaz' Makarios efsanedir ve adadaki 'öteki' komşularıyla gülüp eğlendikten sonra evine döndüğünde dünyanın en bağnaz Ortodoks'u olduğunu -neredeyse genetik bir imla-gereğiunutmadan yaşar…

Son merhalede Hrsitofyas 'barışçı' bir hayal kırıklığı, Anastasiadis de 'çarkçı' bir Çözümcüdür.

**

Analize değer olan ancak ne var ki bunun da kaydına pek rastlanmayan asıl mesele ise "içe bakışı korumak için daima dışta dalgalanan" bir Güney Kıbrıs dış politik varlığıdır…

Güney'de dış Politika, adanın Kuzey'i ile Kıbrıs Sorununun esasına bakışını her daim muhafaza edebilmek için dışta devamlı ahenkle dalgalanır.

Öylesine bâriz, öylesine etkili bir still gibi görünmektedir ki bu Güney Kıbrıs için geçmişte Yunanistan'da darbe organize etmekten, bugünlerde AB üyeliği şerefine yediği kazığı -NATO'cu sıfatını koruyarak üstelik- Rusya ile askeri üs anlaşması yapabilmeye kadar varır…

**

Ukrayna krizinin ardından AB ile Rusya arasındaki ilişkilerin –ambargolara varacak kadar- gerildiği bir dönemde, Rusya'nın "AB üyesi Güney Kıbrıs'ta askeri üs" kurması planlanıyor.

İçerik 25 Şubat'ta Moskova'da masaya yatırılacak.

Yani küçücük adada Rusya'nın kullanacağı üs ile NATO'nun kullandığı (İngiliz) üs komşu olacak… Limasol Limanı da askeri üs olarak hizmet edecek.

Her ne kadar İngiltere, Güney Kıbrıs'ı olası bir askeri anlaşma konusunda Rum yönetiminin AB'nin Rusya'ya yönelik aldığı ortak tutumu dikkate alması gerektiği konusunda uyarsa da Güney Kıbrıs, ahengiyle ünlü o tehlikeli dış dalgalarından birinde yine sörf yapıyor…

Rusya'nın Güney Kıbrıs Büyükelçisi Osadchiy, müstakbel törenden memnun sözlerle "Anastasiadis'le Putin arasındaki görüşmede askeri iş birlik de gündemde olacak" diyor…

Der Spiegel'in Yunanistan'ın Euro'dan çıkması durumunda, Güney Kıbrıs'ın da çıkabileceğine dair haberini yalanlayan Rum Sözcü ile Maliye Bakanı da aynı sörf tahtasını başka bir ucundan tutuyor…

Soru şu ki Rusya, Güney Kıbrıs ile ilk defa AB topraklarında üs sahibi olacak mı?

Rum-Rus Ekonomik İşbirliği Protokolü, Amerika'nın Navtex ve Barboros krizinde Türkiye lehine –NATO nâmına- hizalanan ABD'den bir intikam mı alıyor dersiniz?

Olsa olsa her zaman ki gibi içte Kıbrıs Sorunu bakışını ve duruşunu korumak için Off-shore bir dış dalga peşindedir!

Fotografikhafızalara duyurulur…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.