Pensilvanya Türbesi

Ka'besi 'Pensilvanya Türbesi' olan The Cemaat, Süleyman Şah meselesine sıkı bozuldu…

Bilmem ki nebi ve resuller-üstü şahs-ı manevisiyle Ravzatu'l-Kayyumiyye'sindeki 'Kâinat İmamı' tam tekmil ne der?

Tedbiren namazsız The Zaman, bir yıldır Şah Türbesi bahane edilerek Erdoğan ve MİT'in Türkiye'yi savaşa sokacağını söylüyordu…

Esasen 17 Aralık sürecinde Dışişlerinden sızan ses kaydı nedeniyle hükümeti "ecdat üzerinden oyun oynamakla" suçlayan The Zaman, asıl oyunu şimdi aynı naaş üzerinden kendisi oynuyor…

Süleyman Şah'ı kamuoyu önünde kendileri kullanıyor!

Demek ki haklarında siyaseten söylenmiş, yazılmış 'iftira..' diye feveranla itiraz ettikleri her şey siyaseten farzmış!

Farz demişken;

Abdestin sünnetini unutan son sürüm The Cemaat'in gençten yazar nesilleri, Dışişlerinde geçen ünlü ses kaydı ardından bu işin Cumhurbaşkanlığı seçimleri sonrasına ertelendiğini düne kadar hala yazıyorlardı.

Türbe, bir piyon gibi sınırımıza yeksan çekilince şimdi de 'bu ne biçim zaaftır!' deniyor…

Demek ki kirli siyasetin asıl cambazı Cemaat, manevi hatırası dışında bir değeri olmayan 10 adımlık çamurda birileri 'geberse de' siyaseten lafını etsek iyi olur derdinde..!

Hırsından biri de sormuyor: "Eski toprak bizimse, yeni yer de bizimse… O halde yeni yer bir işgal mi? Hukuku neye dayanıyor!?".

Türbenin başımıza örülecek çorabın bir mazereti olarak üretilmek istendiği aklını da CHP'ye vaktinde The Zaman verdi…

IŞİD'in kaçırdığı Büyükelçi ve personeli fiyaskosu karşısında "neden boşaltmadınız! Bu ne biçim istihbarat!" diye bağıran ancak türbe nakli ardından da şimdi "Kaçarak güçlü devlet olunmaz! Hükümet ilk tehditte kaçacağını ispat etti" diyen Kılıçdaroğlu, "Mehterli Ricat"i bu kez önden bilgilendiremeyen kâhin Avni yokluğu nedeniyle tekledi…

İlk anda cümle cemaat afallayan blok, dış basından bile haberi derlerken İran ve Suriye'den gelen tepki metinleri öne çıkarıyor…

Bu zümrenin şimdilerde işlediği türbe konusu, biraz da üstüne keçilerin bile çıkamadığı ancak yorgun kuşların sivri taşlarına konduğu Kardak Krizine de benziyor.

Görüldüğü gibi Türkiye, savaşla değil barışla; kanla değil hamle ile kazanılmış, korunmuş ve muhafazası sağlanmış olan bir yadigârın bile münakaşasını böyle yüzeysel yapıyor…

İşte bunlar; bu sığ, reel-politikten uzak tahliller aslında demokrasinin hiç yeşermemiş olduğunun da bir isbatı…

Çünkü Demokratlar en azından biraz akıllı olur. Akıllı…