Müftü'yü uğurlarken

Yayın Tarihi: 25/02/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Türkiye'de sayısı 500'ü aşkın bürokrat, 7 Haziran 2015'te yapılacak seçimlerde AK Parti'den "aday adayı" olmak için görevlerinden istifa etti… Geçtiğimiz hafta rekor istifaların son günlerinde parti sözcüsü Beşir Atalay, 'yeter artık istifa etmeyin…' anlamında açıklamalar yaparak 'berekete' dikkat çekmişti.

Bolluk o denli ki KKTC'de kaleminden bile 3 (üç) bürokrat aday adaylığı için sıraya girdi. (Bir de Eski Büyükkonuk Belediye Başkanı Sezai Sezen var. Toplam 4)

Adı harâretle geçen ve son dakikaya kadar da kesin gözüyle bakılan Lefkoşa Büyükelçisi Halil İbrahim Akça'nın Sivas'tan "aday adaylığı" olmadı (olamadı) ama Büyükelçilik 1'inci Müsteşarı Seyit Mehmet Apak, vekillik için Türkiye'de yarışacak. (Yani Dışişleri bürokrasisinden seçim için istifa eden 9 kişiden biri KKTC'den çıktı).

İkincisi ise Osmaniye aday adaylığı için Ziraat Bankası KKTC Müdürü Mahmut Demirci… (Türkiye'nin adadaki en etkili ilk 3 kurumundan birini temsil ediyordu).

Son olarak da KKTC Din İşleri Başkanı Talip Atalay Mersin'den seçime girmek için kolları sıvadı…

**

Üç kişiden oluşan listede en dikkat çekici isim Talip Atalay'dır… Hem mevkii itibariyle hem de istifa etmeksizin vekilliğe soyunmuş olması nedeniyle…

Zira temsil ettiği makamın tam uluslararası adı tabelada yazdığı gibi "KKTC Din İşleri Başkanlığı" gibi 'çakma' değil, aslında "Kıbrıs Müftülüğü"dür. Yani mevkii tüm adadaki Müslümanları temsil eder ve diğer iki aday adayının aksine makamı "bir Kıbrıslılığı' anlatır…

Çünkü cebinde tâ Osmanlı döneminden İngiliz dönemine kadar uluslararası niteliği olan bir mühür vardır...KKTC'nin tek uluslararası tanınmışlığı olduğu ifade edilen LTB'nin aksine "Cezire-i Kıbrıs Müftüsü" uluslararası tek geçerli kişiliktir… Hatta uluslararası hukukta adı 'toplum lideri' olan Cumhurbaşkanından da bizzat daha geçerli bir niteliğe sahiptir.

**

Talip Atalay Şubat 2014 Ortak Açıklama'nın ardından ivme kazanan müzakere sürecinde ön plana çıkan ve BM'ye de taşınarak uluslararası bir nitelik kazanan "dini liderlerin buluşması takvimini" yürütüyordu.

Kamuoyunda en ziyade Atalay, bu süreçte öne çıktı.

Kıbrıs'ta İsveçlilerin ertelenen projesini hayata geçiren Atalay, geçtiğimiz yıl boyu Ortodoks Kilisesi Başpiskoposu Hrisostomos, Maronit Başpiskoposu Souif, Ermeni Başpiskoposu Herkelian ve Latinlerin temsilcisi Papaz Kraj'la defaten buluşarak oldukça sempatik mesaj ve fotoğraflar vermiş ve adada olası Çözümün inşasında üzerine düşüne –siyasetin dışında kalmayı başararak- lâyıkıyla yürütmüştü…

Kıbrıs Müftüsü Atalay, dini liderler arası sürdürdüğü ses getiren görüşmeleri, müzakere süreciyle ilişkilendirmediğinden işin siyasal kısmıyla bu denli örtüşeceğini düşünmemişti başlarda…

Bir daha da dini liderler arasında böylesi kozmopolit fotoğraflar (dişe dokunur bir değeri olmasa da) sittin sene çekilemez Kıbrıs'ta…

Kurumsal bir yapı olarak Kiliseyi çok iyi tanıyan, "akademik saha çalışmalarım kapsamında manastırda dahi kaldım…" diyen Din İşleri Başkanı (Kıbrıs Müftüsü) Atalay, özellikle son bir buçuk yılda Kıbrıs'ta sözde "barışı" savunan siyasilere dahi örnek teşkil edecek bir samimiyetle tarihi sürekliliği 'zihinsel' olarak sürdüremediğimiz için adada korkularımızın bizi sardığını ifade etmiş "Oysa dini çeşitlilik ve renkleri yaşamış ve yaşatmış bir milletteniz. Korkular maalesef ele geçirmiş. Bunlardan kurtulmalı" diyerek gazetemize manşet olmuştu…

**

Atalay'ın müftülük görevinden –yasal bir zorunluluk olmaması nedeniyle- istifa etmeksizin aday adayı olması sıkı eleştirilere neden oldu ve Müftü bu konuda bir basın toplantısı düzenlemek zorunda kaldı.

Müftü Nisan'a kadar fiilen görevinin başında olmayacak ta ki 7 Nisan'da adaylığı kesinleşsin…

Atalay'ı uğurlarken üzgünüm.

Çünkü Misak-ı Milli sınırları dışında, Akdeniz'in bu karmaşık adasında cihan-şumül bir müftü olmak, bu denli hayırlı işler yapmak varken, tarihi boyunca bir sancak bile olamayan Mersin'den TBMM'ye girmek diliyor… Bu denli siyaset dışı işler yapmışken siyasete doğrudan bodoslama girmek bence her şeye rağmen gönül kırıcıdır.

Ama bir yandan da anlıyorum Sayın Müftü'yü…

KKTC'de "Cemaatçilik" yaftasından, Sünni İslam'ın AK Parti temsilciliğine kadar pek çok eylemde yuhalandı Sayın Atalay…

Az çekmedi yani statüko dişlilerinden…

Mersin'den aday gösterilmezse eğer 7 Nisan'da ya da Haziranda sandıkta kalmazsa bence artık KKTC'de de görev yapamaz.

Atalay, istifa etmediği için eleştirilse de aslında tek yönlü bir biletle gitmektedir…

Hayırlı olsun.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.