Kıbrıs'ta Moskova golü

Moskova'da kalkan muhalif vekil cenazesi ve 'Putin-siz Rusya' sloganlarıyla düzenlenen gösteriler dikkatleri dağıtsa da geçtiğimiz hafta Rusya, içinde askeri mahiyetlerin de olduğu Güney Kıbrıs'la imzaladığı bir dizi anlaşmayla "Batı Bloğuna" bir gol daha attı…

Doğu Akdeniz'deki gerilimi kavuran ilişki ve çatışmalara Rusya-Güney Kıbrıs anlaşmalarıyla bir yenisi daha eklendi.

Öncesinde Güney Kıbrıs ile Mısır'ın iki hafta önce Kahire'de imzaladığı ve 12'nci parseldeki "Afrodit" yatağını boru hattıyla doğrudan Mısır'a bağlayacak karşılıklı anlayış memorandumu ardından pek çok tarafa tedirginlik veren Rusya, golü attı ancak Navtex krizi gölgesinde Türkiye ve müttefiklerine kızgın Güney Kıbrıs, ateşle oynuyor…

Rus gemilerinin Güney Kıbrıs limanlarına demirleyebilmelerine olanak veren anlaşma öncesi özellikle İngiltere, tedirginliğini gizlemeyerek Rum Başkan Anastasiadis'in bir AB üyesi olduğunu hatırlatarak uyarmıştı… Zaten Amerika, Rusya konusunda Güney Kıbrıs'ı bizzat 'Biden eliyle' ikaz ediyordu.

Ve fakat nâfile ki Anastasiadis, Moskova'ya iner inmez "buraya son bir buçuk yıl içinde gelen ilk ve tek AB lideriyim. Rusya'ya çok sempatiğim" başlıklarıyla yayınlanacak bazı mülakatlar verdi.

Kıbrıs sorununun umulan çözümünde üstlenilen role ilişkin Rusya'ya teşekkür eden, (2014 Ortak Açıklama metni için Rusya, Kıbrıs'ta dayatma kabul edilemez, demişti) Anastasiadis, AB'nin Rusya'ya uyguladığı yaptırımları sert bir dille eleştirmeyi de ihmal etmedi. (Güney Kıbrıs, bu konuda Syriza'lı Yunanistan'la yalnızca bu konuda hem-fikir).

Göstere göstere gelen askeri anlaşma, öncesinde bazı spekülasyonlara da neden oldu…

Rusya, NATO'ya hizmet veren İngiliz Üslerinin olduğu adada acaba bir üs peşinde miydi? Yoksa sadece üç garantörün adada askeri unsur bulundurabileceğini sınırlayan 1960 Antlaşmaları tehdit mi ediliyordu?

Oysa konu gayr-i resmi de olsa bir üs meselesi değildi…

Bu nedenle Moskova'daki imza töreninde hal-i hazırda Alman ve Fransız ordusunun zaten Güney Kıbrıs Limanlarına girip çıktığı hatırlatıldı…

**

Anastasiadis'in limanları Rus donanmasına açmasının yanı sıra aynı zamanda Rus enerji şirketlerine de göz kırpmak için Moskova'da oldukça sıkı faaliyetler yaptığını biliyoruz… Bence asıl meselelerden biri de budur.

Bunun ilk işaretlerini zaten yine Moskova'ya iner inmez Rum Medyasının sorularını yanıtlarken verdi Anastasiadis… Açıkça 'Rus Enerji şirketleri bizimle ilgilenirse yetki veririz' dedi.

Ünlü Afrodit parselinde sıvılaştırma terminali kurmaya yetecek kadar gazı bile bulamadığı anlaşılan Güney Kıbrıs, Avrupa enerji piyasası merkezinde var olma hayalleri çöktüğü için oldukça stresli… (15 Trilyon küp umuluyordu. 5 bile çıkmadı).

Malum geçtiğimiz ay Kıbrıs'ta umduğunu bulamayan Fransız TOTAL, Güney Kıbrıs MEB'inden çekilmiş hemen akabinde de ENİ, çalışmalarını askıya almıştı. Kim bilir belki NOBLE de Doğu Akdeniz tiyatrosundaki rolünden sıkıldığını her an açıklayabilir…

Bu nedenle önce Mısır'la memorandum zorunluydu Güney Kıbrıs için…

Ardından şimdi de Rusya'yı 'enerji piyasası' üzerinden Kıbrıs'a çekmeye çalışıyor Güney Lefkoşa…

Ayrıca İsrail'den de "Başkanlığın" kulağına bir fısıldayan yok bu aralar…!

Arap Baharı ardından TOTAL'in çekildiği Mısır'da British Gaz'ın Sıvılaştırma, ENİ'nin Depolama Tesisi var…

Rusya'da Gazprom, yine Ukrayna üzerinden AB'nin gazını kesmekle tehdit ediyor.

Anastasiadis, görünürde doğru yerlerde dolanıyor gibi görünse de 'olmayan', 'muhayyel' bir şeyi, üstelik petrol fiyatlarının düşüşü, şirketleri bu konjonktürde kurtarmazken satamaz…

Moskova gölü, Moskova açısından Batı karşısında siyasidir…

Ne askeri ne de enerji.