Tereke-siz Miras

Türkiye'nin -Kıbrıs Sorununa yeni bir 'kavram' olarak da geçen Navtex'iyle- Güney Kıbrıs'ın miktarı hayal kırıklığı yaratan gazı tek taraflı arama-kazma-çıkarma- pazarlama ve hatta farz ederek satma faaliyetlerine göz yummayacağı netlik kazandı ve Kıbrıs'ta Hidrokarbon çalışmaları ile müzakerelerin aynı anda sürmeyeceği anlaşıldı…

Demek ki atalarımızın çürümüş kemiklerinin deniz tabanında asırlarca sıkışması neticesi tereke-siz, itilaflı bir mirasa sonradan dönüşen gaz, çözümü değil çatışmayı tetikliyormuş!

Anastasiadis'in masadan gidişi ve bunu –bazılarımız kızsa da- gerekçelendirişi, esasen bunu ifade ederek mühürlüyor.

Belki de Anastasiadis'in 'müzakere masasından çekilişi', Güney'in Rusya ile yakınlaşması çerçevesinde yıllar sonra ant-i emperyalist bir hamle olarak Kıbrıs Sorunu dizinine girer!

Gazın yakınlaştırmayacağını uluslararası baskıda 'samimi olmayan' tüm taraflar başından biliyorlardı… Çünkü hem ilkel Ortadoğu coğrafyasında miras kavgaları meşhurdur hem de kimse onları, Doğu Akdeniz'deki tüm parsellerin tartışmalı olduğunu bilmeyecek kadar akıl yoksunu varsaymaya cesaret edemez!

Esasen "müzakereler" de Rum Başkan Anastasiadis'in 'karbon-hidrat- dediği "sondaj çalışmaları" da bir tür 'debelenişi' ifade ediyor…

Zira ne AB piyasasının göbeğine oturmaya yetecek bir gaz var ortada; ne de her an çark etmeyeceğine ilişkin birilerinin garanti verdiği şirket CEO'ları…

**

Şimdi süresi Nisan'da dolmak üzere olan ve Barbaros Sismik Araştırma Gemisine rota veren Navtex yeniden meşhur oldu…

NATO Karadeniz'de, Kırım açıklarında şu sıralar askeri gemilerle bir tatbikat yapıyor ama Doğu Akdeniz'de içinde her şeyin kaynadığı bir sebze çorbası üzerine alakasızca kavrularak dökülen bir tereyağı gibi Navtex, şimdi bir kez daha 'tazelenip-tazelenmeyeceği' hakkında bahislerin oynandığı, analizlerin yapıldığı bir dert…

Son ilanından önce de evvela Rum basını, ardından da Kıbrıs Türk tarafı çevreleri 'Türkiye tazelemez, müzakere masası kurulur' diyordu.

Yine aynı terâne…

Navtex son tazelendiğinde –rotaya rağmen- Barbaros hareket etmemiş, Mağusa Limanı'nda bekletilmiş ve ABD'nin lisânında bu "bir Erdoğan lütfu" olarak nitelenerek Güney Kıbrıs'tan yapıcı olması beklenmişti…

Velhasıl petrol fiyatlarının düşüşü (şirketleri kazmak da kurtarmıyor) ve gazın yeterince var olmaması nedeniyle (ki sıvılaştırma tesisi bile kurulamıyor) önce TOTAL Güney MEB'inden çekilmiş (bu sürünceme sürüyor) ardından da Barbaros'un hareketlerine asıl neden teşkil eden ENİ-KoGas şirketinin çalışmalarını (ki 9'uncu parsel netice vermedi) askıya alması nedeniyle Türkiye'nin Navtex'i tazelemeyeceği ve bu nedenle Müzakere masasının yeniden tesis edileceği öngörülüyor… (ayrıca Noble Enerji de henüz dilediğine ulaşamadı).

Bu öngörü, neticesi gerçekleşse bile asılsızdır!

Çünkü Güney Kıbrıs, Türkiye'ye Navtex'le ilgili şartlar koşarken, ENİ'nin vereceği 3 aylık arayı "araştırmaların kesilmesi" olarak görmüyor…

Hatta bu konuda Güney, "araştırmalar kesildi" açıklaması yapmayacağını dün açıkça duyurdu.

**

Yeni 'deneme' ile Müzakere Masası muhakkak bir surette Nisan sonrası kurulacaktır… Ne var ki Navtex konusunda belirsizlik bence sürmekte...

İçinde 'sondaj, Barbaros, Navtex' kelimelerinin geçtiği restleşmenin dinginlik noktasına eriştiği sadece bir varsayım gibi görünüyor.

Davutoğlu'nun BM Genel Sekreteri Ban Ki Moon'a söylediği 'Kıbrıs'ta Ban Planı lazım' çağrısına –yeni bir plana Hayır deme şansları olmadığı için- fazlasıyla bozulan Güney Kıbrıs kaynaklı analizler şu sıralar bütünen manasız…

Deniz tabanında çürümüş Akdeniz milletlerine ait ataların asırlarca sıkıştırdığı kemiklerle gaza dönüşen hidrokarbon mirası, Kıbrıs'ta tereke-siz bir mahkemede dava konusu yapıldığı için daha da karmaşık bir hal alacaktır.

Bu, bu düzende kaçınılmaz.

En nâdide "bencilliklerin" hüküm sürdüğü Ortadoğu ve Akdeniz'de "Win Win formülü öyle telaffuz edildiği gibi kolay bir iş değil.