Grip

Yayın Tarihi: 24/03/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

"Hastaysam hastalığım benim! Size ne benim hastalığımdan?
Başım ağrıyor zindan gibi; Çok sigara içerim"
Câhit Külebi

Her beşte biriniz gibi, ben de gribe yakalandım!

O yüzden "gizli-özne" ile "dolaylı-tümleç" arasındaki belirteçleri "gribal tefekkür" diyebileceğim bir dikkatle dizemiyor gibiyim…

Standart gribin tirajında bu sene de düşüş yok…

Devrân-ı mevsim yine hazâna dönüşüp bahara küstükçe insan, grip denen o karaktersiz illetle ma'lul olmaya hiç olmazsa yılda bir müştak kalacak…

İşte böyle destansı bir hastalık bu grip…

Standart gribi, standart mikroptan ayıran şey; griple kızaran her çehrenin de tattığı gibi vücudun; bir virüsün kendisine ait yeni bir sürümü ile tanışmasından ve ona bağışıklık kazanmaya gayretinden ibâret…

İşte bu savaşın ortasında kaldığımızı hissettiğimizde "grip oldum yahu, sorma" diyoruz…

Grip, "virüs tabanlı" bir programcık…

Mikrop gibi ilkel değil…

**

Her sene grip oluyoruz…

Her sonbahar aynı muhabbet…

Meşhur avam sözü doğru; "doktora gidersen 1 hafta, evde yatarsan 7 günde geçer"…

"Ya yatakta, ya ayakta" atlatıyoruz bir şekilde…

Ne var ki, aynı ağaçtan ve aynı daldan her sene meyve veren elma gibi, ne aynısı diyebiliriz ne de gayrısı (New-Edition).

Aslında virüs denen program, onu çok nâdiren öldüren durumlar dışında vücuttan atılan bir şey değil…

Sarılık gibi grip de virüs işi ya, bir kere girdimi, bir ömür vücutta taşıyorsun…

Tıpkı bilgisayarlarımızdaki virüs programlarında oluğu gibi metabolizma, bağışıklık-sistemi, onu yakalıyor ve yeniden aktif hale gelmesine izin vermemek için "Karantinaya" alıyor. ("Sil/ Silinemiyorsa Karantinaya al / Şuraya Kopyala" butonları)

Virüs-tabanlı hastalıklar böyle…

Karantina var, çıkış yok…

Zaten bu yüzden ilkokul çağlarında aşı oluyoruz…

Olduğumuz her aşı, hemşirelerin vucuda kurmak istediği bir anti-virüs programının "setup.exe" dosyası gibi…

**

Griple karşılaşan bağışıklık sisteminin savaşçı tavrı slüetimize de yansıyor…

Ayakta kalsak da "şaftımız" kayıyor…

En karizmamızın bile şöhreti yerlerde…

Yüzde şişme; benizde pembeleşme…

Ses mi?

Ses, mono bile değil…

Anfisi patlamış uzak doğu marka bir hoparlör sanki ve asıl sorun kulağa, bir voltaj uyuşmazlığı tadında geliyor…

Bir de burunda kontrol edilemez bir sür-real akıntı var…

Bunu müteakip gelişen mendil otlakçılığı…

Ateş hafif… (prospektüs 'hafif ateş' der).

Yani ne çok yüksek denebilecek bir seviyede "mağrur" olabiliyor ateş, ne de normalin kısmen üzerinde olmakla "havaya" girebiliyor…

Bu hafif-meşrep ateşin geceleri rüyaya benzer nevrotik halleri de var…

**

Her sene grip, her sene aynı haller…

Ve elbet her sene yeni arşive bu yazı…

Geçmiş olsun…

Şükür…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.