Düşük katılım demokrasidir

Yayın Tarihi: 20/04/15 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Yüzde 80-85 ve üzerinde sandığa katılım oranları "dikta" ya da "tek adam" rejimlerinde görülür.

Bu bir kanaat, bir düşünce değil, bir ölçü olarak standart…

Demokrasi yükseldikçe, devlet denen ve anlamı halkın kendisinden bağımsız hiçbir şey demek olmayan ülkelerde sandığa gitme, seçime katılma oranı düşüktür.

Ortadoğu'da hep yüzde 80-90 olan katılım AB'de 50-60'ı eğer geçmişse bir ulusal güvenlik tehditi gündemde demektir. Seçilişiyle bir devrin ABD'de kapanışını temsil eden Obama yüzde 50 katılımla seçildi.

Nedeni basit: Sistem işler, politikacılar kişilerin çıkarlarını zedelemez. Bu nedenle siyasete ilgi de düşüktür. Herkes kurulu saati bilir, sisteme güvenir.

Birinin seçilmesi ya da ötekinin hezimete uğraması, bir manada "değişim" ya da "statüko" bireyleri ve ailelerini doğrudan ilgilendirmediği için siyaset kimse için tehdit değildir. Günlük yaşama, ne Başbakan ne de Cumhurbaşkanı tesir etmez.

Bu nedenle de medeni coğrafyalarda seçim zamanlarında sandığa alaka da düşüktür.

Siyaset ve politika, ekonomi ve hukuk gibi konuları onlarca yıldır değiştirmiş, hatta etkilemiş değildir. Hatta küresel ekonomik krizlerde bile sandığa Avrupa'da koşturan olmaz!

Bu ve benzeri parametreler, bizim gibi 2'inci 3'üncü dünya ülkesi coğrafyalarında fiilen bir dizayn aracı şeklinde işlediğinden siyaset her şeyin merkezi konumundadır.

Can'la Baş'ladır her şey.

Kuzey Avrupa'da mesela siyasetçi denen zevât, 365 günde 40 kez bile manşetin konusu olmaz. Fotoğrafı nâdir basıldığından millet de zaten Başbakanını tanımaz.

**

Dün KKTC'de seçim vardı.

İkiden fazla İddialı ismin katıldığı 2015 Cumhurbaşkanlığı seçimi…

Gazeteciler sokaklarda, meydanlarda seçimin nabzını tutmaya çalıştı. Ancak atan bir damar yoktu…

7 adaydan hiçbiri yüzde 50'yi aşamadığı için önümüzdeki hafta 2'inci tura kalan Eroğlu ile Akıncı yarışacak.

Beni şaşırtmayan sonuçların en önemli yönü Özersay'ın CTP kadar oy alabilmiş olmasıdır…

Yani asıl seçim, asıl pazarlık, asıl aksiyon ve elbette çok sayıda insanın düşünce ve davranışlarını etkilemek amacını taşıyan planlı mesajlar bütünü olan "propaganda" denen şey, haftaya asıl neticesini verecek…

Bakalım asıl seçim olan 26 Nisan 2. Tur Cumhurbaşkanlığı seçimine katılım oranı, KKTC'deki demokrasinin hangi uluslararası bandında kalacak…

KKTC'nin Cumhurbaşkanlığı seçimlerinde katılım geçmişi şöyle: 1985: %85.70; 1990: %93.48; 1995: % 85.13; 2000: % 81.20; 2005: % 69.58; 2010: %76.37…

Ve son seçim olan 2015 Cumhurbaşkanlığı seçiminin ilk turunda katılım 63'ü ancak buldu.

Yani uluslararası standartlara göre demokrasi gelişmiş olmalı!

Ama özel şartları ile KKTC, hiç de böyle bir sinyal vermiyor.

Yoksa ilk kez bu denli müşahede edilen 'heyecansız seçime' ilişkin yüksek RT alan tweetimdeki şaka gibi mi her şey: "Türkiye'nin karışmadığı seçim de pek heyecansız oluyor canım!".

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.