Nizam; Ana-Yavru, Kardeş; Paralel ve Akıncı

Yayın Tarihi: 29/04/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Mustafa Akıncı'nın Cumhurbaşkanı olarak seçilmesi, sadece "Akıncı" ve ekseninde bir mesele olmayıp; KKTC'de iflas eden nizamın, parçalanan hatta liderleri tarafından bizzat bölünen partilerin girdabında; politikacıların kişiliksiz, menfaat ekseninde sergilediği 'vasıfsız' görünüm karşısında boğulan halkın bir tercihi aynı zamanda…
KKTC, Reis-i Cumhurunu, uluslararası arenadaki adı ile 'toplum lideri' sıfatıyla belirleyip Kıbrıs'ta yarım asırdır süren müzakere masasına göndermekte ve Türkiye'nin aksine başından beri "halkoyuyla" seçmektedir… KKTC için Reis-i Cumhuru seçmek 'sonradan' övünülen bir şey değildir. Müsavi değillerse de halk tarafından seçilmiş iki Cumhurbaşkanı, Erdoğan'la Akıncı'nın mini krizi, müzakere masası kurulmadan önce, başından yaşamaları bence hayırlıdır. Değişim, eğer "içi dolu bir değişim" olacaksa eğer, üstelik 40 yıllık bir siyaset sandıkta cezalandırılmışsa eğer elbet bu iş biraz sancılı olacaktır. 'Diklenmeden dik durmaya çalışma gayreti' karşısında ferah günler bir anda gelecek değildir!
**
Türkiye'de 17-25 Aralık sürecinde KKTC'den Okyanus Medyası ile Paralel'e karşı sert yazıları yazan kişi sadece ve sadece ben olduğum halde, Sayın Akıncı'nın 'Okyanus ötesi' olduğunu duyduğumda resmen kahkaha attım… Nasıl ki 2008'de Eroğlu için 'Ergenekon artığı' yaftası Eroğlu lehine işlediyse şimdi de Akıncı için 'paralel' çamuru aynı şekilde olsa olsa lehine işlemiştir ki pratikte hiçbir etkisi olmamıştır. Kimse merak etmesin! KKTC siyaseti 'paralel' üretecek kadar cihan-şümul değildir. Kuzey Kıbrıs'ta 'paralel' siyasi aktör çıkmaz. Akıncı'nın zaferi iç politiktir. Bu nettir. Ne var ki Sayın Akıncı, seçilişi ardından şöhretle yansıdığı Türkiye medyasında dün olduğu gibi bundan sonra da çok yer alır, polemiklerle çok ses getirirse muhakkak zarar görür ve yeniden 'paralel' diye Türkiye'deki bir kısım yazarlar tarafından ısıtılabilir. Bunun da gözlerden kaçmaması lazımdır.
**
Ayrıca dün esasen Erdoğan'la yaşanan krizin bir yönü daha vardı. O da ilk dış ziyaret geleneği… 'Ağzından çıkanı kulağın duysun'a karşı 'ben vicdanımla da duyuyorum' polemiği sonrası telefonlaştıklarını öğrendiğimiz Erdoğan ile Akıncı, tatlı tatlı sohbet etmişler ve gülüşmüşler. Her şey iletişim elbet. Ancak Sayın Erdoğan telefonda Cumhurbaşkanı seçilen Akıncı'ya 'ilk ziyaret Ankara geleneğini bozmazsın değil mi?' diye sormuş… Akıncı'nın beyanı net: "Gelenek bozulmaz. İlk ziyaret Ankara".
**
Sayın Erdoğan'a havalimanında sorulan soru karşısında ifade edilen 'yavru yerine kardeş olmanın bir bedeli olur' yaklaşımı bazı nüanslar içeriyor. Çünkü kardeşliğin bazı nitelikleri var. Küçük kardeş, büyük kardeş. Üvey kardeş… Altı deşilirse 'kardeş tipi' çok. Anlayacağınız illa işi aile hukukuna döktünüz mü problemler hiç bitmez. Bir kardeş çıkabilir hem sonra, 'ben de babamın evladıyım. Ben de kardeşim. Neden bu kardeş benden fazla yiyor' da diyebilir. Hem yavru büyüyünce kardeş olmaz. O zaman baba kim diye soruverirler. Velhasıl aile işi başından sakat! Zaten ana-vatan, yavru-vatan muhabbeti de edebiyattan siyasete girmiştir. Kıbrıs'ta mücadele yıllarında Türkiye'de bir şairin Kıbrıs'a hitaben bir mısraında –şairane uydurarak- kullandığı 'yavru-vatan' a karşılık Kıbrıs'tan da şairler 'ana-vatan' diye cevaben yazıverince bu gelenekselleşmiş bir kavram olarak siyasete de sirâyet edivermiştir. Yavru-Kardeş ilişkisi, KKTC'de yapısal problemlere işaret eden bir polemik olup bunu filen tertip edecek bir hükümet lazımdır. Sıkıntı şu ki bizde, ortada hükm ile hükmedecek, başta kamu gibi yapısal sorunlarını düzelterek 'kardeş-leşecek' bir hükümet tipi yoktur.
**
Akıncı-Erdoğan polemiğine 'Akıncı'ya da hak vermek lazım' diyerek Kıbrıs İşlerinden sorumlu Sayın Arınç'ta siyaset sahnesinden giderayak dâhil oldu. Türkiye Dışişleri Bakanlığı'nın açıklaması ortada ve nettir: "ikinci turun büyük bir demokratik olgunluk içerisinde sonuçlanmasından memnuniyet duyuyoruz"… Türkiye'de siyasi aktörler her gün ve hala konuşabilir Akıncı hakkında. Ama sürecek tartışmaların kimseye faydası yoktur. Başbakan Davutoğlu bu tartışmayı dindirir. 'Biz devletçiyiz' diyen ama mâhiyeti 'nizama devam' olanlar beyhude sevinmemeli!
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.