Tibuk'un 'demokratlığına' yakışmaz

"Doğru, onu kim söylerse söylesin hala doğrudur…"

Patrik I. Bartholomeos

2007'de CTP hükümeti tarafından Net Yapı olarak bilinen şimdiki Merit Hoteller grubuna, 49 yıllığına kiralanan Mare Monte plajı ile ilgili Merit Hoteller grubu hak iddia ediyor…

Anayasa "plajlar kamuya aittir" diyor.

Alsancak Belediyesi önce yeni sezon hazırlıkları çerçevesinde plajda başlattığı bakım ve onarım çalışmaları nedeniyle Merit'le sorun yaşamaya başladı ve süreç, Merit yetkililerinin belediye çalışanlarını tehdit ettiğine ilişkin iddialara kadar vardı ve bölge halkının dolmuşlarla gittiği ünlü ara emri duruşmaları…

Özetle Merit, sözleşmeye dayanarak 'plaj da bizim' diyor.

Kamu yolu içine çardak yapmalar…

Nizamiye koymalar…

Yasal olmayan korkuluklar…

150 metre deniz içine girmeler…

Toprak döküp, yol kapatmalar…

**

Denizler topyekûn "beleş" değilse de Mare Monte plajı halkındır.

Halka rağmen iş olmaz…

Olmamalıdır.

40 yaşına kadar olan neredeyse herkesin Mare Monte Plajında hatırladığı ya bir çocukluk ya bir gençlik hatırası var. Plajla ilgili zihinler fazlasıyla taze ve kültüre ait…

Mare Monte'nin yakın bölge halkını da aşan sembolik bir değere sahip olduğu besbelli…

Alsancak Belediyesi ile Merit Gurubu'nun şu sıralar daha da pişeceği anlaşılan 'Mare Monte Plajı' didişmesi hissettiğim kadarıyla bu belirsiz şekliyle bitmez.

Besim Tibuk'un liberal demokrat kişiliğini takdir eder, severim.

"Sen de kimsin çocuk!" diyenlere ise Türkiye'de vakti zamanında verdiği politik mücadelesi ile 28 Şubat sürecinde gösterdiği erdem dolu tavırlarını iyi bilir, bugün gelinen noktada da 'Türkiye'ye ilişkin' düşüncelerinin ne denli geçerli olduğunu ezberden anlatabilirim…

Tibuk, 'Türk' dilini aşan bir kafaya sahip, nev-i şahsına münhasır bir kişiliktir.

Ancak tüm iyi niyetimle ifade ediyorum ki Girne Alsancak'ta belediye ile girişilen Mare Monte davası, Tibuk'un 'demokrat-şöhret' kişiliğine zarar veriyor.

Merit Gurubu, yakın geçmişte Girne'ye gökdelen inşası meselesinde neticenin organize vardığı noktaya istemeden savrulabilir.

**

Göreve gelir gelmez kendisini, Mare Monte üzerinden memleketin en büyük gurubu ile karşı karşıya bulan Alsancak Belediye Başkanı Fırat Ataser, dün Kıbrıs Postası ile kahvaltıda buluştu.

Mare Monte mücadelesinin bir halk mücadelesi olduğunu, sadece bölge halkından 3 Bin imza toplandığını anlattı…

Bölgede nüfus ortalama 7 Bin olduğuna göre başkan, bu konuda plaj lehine, Merit aleyhine çocuklar hariç herkesten imza toplamışa benziyor…

Yani halk, henüz seçtiği başkanının bu konuda arkasında...

Başkan Ataser bilindiği gibi oldukça genç biri ve ilk dönemi… Alsancak'ta 'gençliği' ile biliniyor ve 'gençliği' ile övülüyor.

Sivil toplumun tamamını da yakında arkasına alır. Zira Başkan bu mücadeleyi kaybederse eğer, bir daha genç yaşında belediye reisliği göremez. İkinci kez seçilemez…

Ataser, Merit yetkililerinin halkın haklarını açıkça gasp etmek istediğini, otelle aralarındaki tüm iplerin koptuğunu ifade ederek geçtiğimiz günlerde belediye meclisi kararıyla Merit Caddesi'nin adını da bu mücadelenin bir sembolü olarak 'Halkın Caddesi' olarak değiştirdiklerini, Merit yetkililerinin de hiçbir teklifini kabul etmediklerini söylüyor.

Konuya Vakıflar, Belediye ve Merit'ten sonra Girne Kaymakamlığı da müdahil oldu ancak Merit, Kaymakama telefon ederek bu işi çözemez.

Hukukun ne söylediğinin ne söyleyeceğinin de önemi yok bence...

Tibuk "demokrat kişiliği" hürmetine tevbe etmeli!

Liberallik bâki…

Doğru, onu kim söylerse söylesin hala doğrudur…