Bozkır'ın 'oğul Denktaşlı' anakronizmi!

Yayın Tarihi: 20/05/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Serdar Denktaş'la dün haftalık tertip ettiğimiz konuk Genel Yayın Yönetmeni kontenjanında gazetemizde birlikte idik. Ne de olsa artık Başbakan Yardımcısı, Ekonomi-Turizm-Kültür ve Spor Bakanı değildi ve vakti müsaitti…

Geçtiğimiz hafta hükümetteki mega bakanlıklar silsilesinden istifası ile sine-i partiye (henüz millete değil) dönüşü Türkiye'de de satır arası ses getirdi.

Türkiye AB Bakanı, Baş-Müzakereci Volkan Bozkır, katıldığı bir televizyon programında "oğul Denktaş'ı" gereksiz ve anlamsız bir şekilde diline dolayıverdi…

Sayın Bozkır bilmeli ki "oğul Denktaş'ı" tam da dilediğinin aksine meşhur etti.

**

KKTC Cumhurbaşkanı Akıncı'nın Erdoğan'la yaşadığı yavru vatan\ kardeş polemiğinin tamamen geçtiğini, Ankara ziyareti ile Kıbrıs Türk tarafının Türkiye'yi arkasına alarak müzakere masasına güçlü oturduğunu ifade eden Bozkır, bana hiç de 'muhabirce' gelmeyen "peki Denktaş'ın istifasını nasıl değerlendiriyorsunuz?" şeklindeki soruya karşılık ise Serdar Denktaş'ı "babası gibi" diyerek çözüm karşıtı davranmakla suçladı…

AB Bakanı, özünde Denktaş'ın istifa zamanlamasına dikkat çekerek tam da müzakereler öncesi 'çözüm karşıtı' bir cephe liderliğine 'şimdiden' soyunduğunu ima ederek aslında işaret fişeği çekiyor…

Sayın Bozkır bilmiyor ki Cumhurbaşkanlığı seçimi sonrası Denktaş'ın hükümette kalarak görevinden istifası bundan daha karışık bir süreç içinde gerçekleşmiştir.

Diyelim ki bu, basiret gereği doğru olsun.

Öyle olsa bile –ki çözüm karşıtı cephe referanduma sunulacak bir plan ortaya çıktığında demokrasi içinde eşyanın tabiatı gereği her türlü oluşacak- Bozkır'ın ifade ettikleri Kıbrıslı Türkleri temsil eden Akıncı'nın müzakere masasında elini zayıflatacak nitelikte…

Çünkü Bozkır anakroni yapıyor ve "Baba-Oğul" diyerek Rum tezlerini güçlendiriyor.

**

"Anakroni yapmak" ya da "Anakronizm", herhangi bir olay ya da varlığın içinde bulunduğu zaman dilimi ile kronolojik açıdan uyumsuz olmasıdır. Özellikle edebiyatta genellikle eserin geçtiği tarihi döneme ait olmayan unsurları ifade etmek için kullanılan bir fantezi biçimidir. (Örnek: Fatih Sultan Mehmed ile kurmaylarının kol saati olsaydı fetih iki saat önce bitebilirdi, gibi)

Bakın ANAP yâdigarı Bozkır anakroninin nasıl da güzel bir örneğini veriyor 'Oğul Denktaş' hakkında: "Rahmetli babası tarihi bir isimdir ancak Kıbrıs sorunun çözülememesinin sebebi de merhum Denktaş'tır. Çözülebilecek noktalara her geldiğinde çözmemek noktasında tavra girmiştir. Şimdi Serdar Denktaş'ın istifası için de 'babasının oğlu' diyebilirim… Her zaman aynı tutum! Tam müzakereler başlamış, çözüm imkânı çıkmış, istifa… Keşke etmeseydi. Bu sorun Türkiye'nin AB üyeliği önündeki engel… 2015 yılında çözülsün, biz AB ile müzakerelerimizdeki tüm başlıkları 2017 yılı sonuna kadar açar, kapatırız"…

**

'Baba ve Oğul Denktaş' sempatizanlarının sosyal medyada Bozkır'a sarf ettiği bu sözler nedeniyle gösterdiği yoğun sert tepkiler sayılmazsa Serdar Denktaş'a da böyle pas karşısında şut çekme imkânı çıktı.

Ne diyor cevaben Denktaş: "Sayın Bakanın sözleri büyük bir siyasi gaf! Rum Yönetimi'nin tutumu ortada iken (hatta tescilli iken) Denktaş'ı ve Kıbrıs Türk halkını Kıbrıs sorununun çözümsüz kalmasından dolayı sorumlu tutması anlamsız. Sayın Talat da Cumhurbaşkanlığı yaptı… Ayrıca AB ile Türkiye arasındaki tek sorun Kıbrıs mı? Bu uzun süredir dillendiriliyor fakat Kıbrıs, AB'nin Türkiye'nin önüne sürdüğü bir bahaneden başka bir şey değil. Türkiye'nin birlik üyeliğinin önünde gerek siyasi gerekse de ekonomik pek çok sorun var"…

**

Siyasi manevrasını takdir eder ancak Denktaş'ın istifasını ilan ettiği basın toplantısında sarf ettiği pek çok şeye katılmam. UG'den DP'ye, yani aslına rucü teşebbüsünün müstakbel başarısından da şüpheliyim.

Hatta TC Yardım Heyeti hakkındaki düşünceleri de –uzun bahsi mahfuz- haksızdır.

Ne var ki Bozkır'a yanıtı anakronik değil, basbayağı reeldir Denktaş'ın... Üstelik Bozkır'a cevabındaki Kıbrıs sözleri âdeta Erdoğan'ınkiler gibidir… Hatta Abdullah Gül…

Hatta Davutoğlu… Hatta Egemen Bağış ve hatta Mevlüt Çavuşoğlu…

Bozkır, bir yandan "Akıncı masaya güçlü oturdu" diyor ama bir yandan da Rum tezlerine verdiği yeni malzeme ile asıl kendisi Cumhurbaşkanı Akıncı'nın elini zayıflatıyor.

İşte Kıbrıs sorununun dillere destan 'çelişkiler bütünü' böyle bir şeydir.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.