Takvim bize uyar: Anastasiadis ne diyor?

Türkiye'deki seçimlerden hemen önce Cumhurbaşkanı Akıncı'nın varlığı ile yarattığı heyecanı küçümseyen Rum Başkan Anastasiadis, "Evet Akıncı felan ama Türkiye'deki seçimleri bekliyorum" demişti…

Akıncı'ya doğrudan ilk hakâreti olan bu ifadeleri sarf eden Anastasiadis Türkiye'deki seçimden bir hafta sonra da Türkiye'nin Kıbrıs'ta çözüm hedefine ?bağlılığını sorguladı.

Türkiye Dışişleri Anastasiadis'e yanıtla "Türkiye uluslararası taahhütlerinin gereğini her zaman yerine getirmiştir ve buna devam edecektir" açıklaması yaptı.

Tüm bunlar Akıncı varlığı ile otobiyografik kudretinin ne denli Anastasiadis'in maskesini düşürür nitelikte olduğuna dair su yüzüne çıkan ilk ciddi alâmetler olarak dikkat çekti.

Bu arada AB'nin Kıbrıs'ta müzakere masasına gelişi, Avrupa Parlamentosu'nun Türkiye raporunun Kıbrıs paragrafına Şubat 2014 Ortak Açıklama metninin "transatlantik" ruhuna muhalif bir şekilde yansıtılarak kutlandı.

Raporda tek taraflı çağrılar dikkat çekti ve Türkiye'den KKTC'deki askerlerini çekmeye başlaması ve Maraş'ı BM'ye iade etmesi yönünde ifadeler yer aldı.

Tüm bunların sinsi hazzıyla Anastasiadis devlet lisânında "stratejik diyalog dönemi" terkibiyle ifade edilen bir konsept içinde geçtiğimiz gün İsrail'e gitti ve İran, terörizm ve Türkiye'deki durumu Kudüs'te sandıktan yeniden çıkmasını başaran Başbakan Netanyahu (Bünyamin) ile yüz yüze değerlendirdi…

İki liderin doğal kaynakların ortak kullanımına yönelik bir anlaşmayı tamamlamak üzere yoğunlaştıkları ifade ediliyor…

Zira Netanyahu yeni kabinesinden en kısa zamanda bu konuda somut sonuçlar istiyor.

Netanyahu'nun, ziyarette doğal gazdan elektrik üretilmesi için iki ülkenin çalışması gerekeceğine işaret ettiği, görüşen iki liderin bunun sonucu olarak, İsrail ve Güney Kıbrıs'tan Yunanistan'a, oradan da Avrupa'ya elektriğin taşınması prosedürlerinin ivme kazanması için, istişârelerin derhal başlaması gerektiği konusunda anlaştıklarını da dile getiriliyor…

**

Kıbrıs-Yunanistan-İsrail Üçlü toplantısının son versiyonu da Anastasiadis'in ziyaretiyle şekillenmişe benziyor. Çipras'ın Ağustos başında İsrail'i ziyaret edeceği, bu ziyarette 3'lü toplantı tarihinin kararlaştırılmasının beklendiği de gelen bilgiler arasında…

Muhtemelen Güney Kıbrıs'ta gerçekleşmesi beklenen üçlü randevunun son versiyonu Ekim veya Kasım'da yapılacak. Öncesinde ise üç ülke Dışişleri Bakanları BM Genel Kurulu sıralarında bir araya gelecek.

Ayrıca Netenyahu, İsrail'i ziyaret eden Anastasiadis'e Uzak Doğu'dan turist çekmek istediğini de ifade etmiş…

Anastasiadis de İsrail'i ziyaret eden ABD'li turistlere alternatif sunmak niyetinde... Bu noktada parlak fikir Netenyahu'dan geliyor: "Kıbrıs ve İsrail arasında feribot bağlantısı kuralım".

**

İsrail magazini bununla sınırlı değil…

Mısır ile İsrail arasında Sisi dönemi itibariyle su sızmıyor ama yine de anlaşılan aralarında Filistin konusunda bir "mektupçu" atamaya karar vermişler. Anlaşılan Anastasiadis bu aralar Mısır'daki General Sisi ile Netanyahu arasında Filistin konusunda 'mektupçuluk' görevini üstlenmiş...

Öte yandan Netanyahu, kısa zaman önce Güney Kıbrıs'ta ele geçirilen büyük miktardaki "amonyum nitrat" konusuna da değinerek Anastasiadis'e teşekkür etmiş.

**

Anastasiadis, İsrail'den bu tip gündemlerle döndükten sonra BM Kıbrıs Özel Danışmanı Eide, adaya geldi ve liderlerle görüştü… Eide'ye göre müzakereciler görüşmesi de dâhil olmak üzere gerçekleştirilen her şey ümit verici…

Hatta Özel Danışmanın ifade ettiğine göre bu ümit, sadece soyut değil, esas konunun içeriğine inme noktasında da (ki bu ne demektir söylenmiyor) gerçekten samimi…

Ancak Eide şunu da söylüyor: "Sahip olunan zaman, iyi kullanılmalı"…

Bilmediğimiz bir takvim sınırlaması mı var ki Eide, zamandan bahsediyor.

Malum "zamana sahip olma" fikri, komşularımızın hiç haz etmediği, 'dayatma' şeklinde algıladığı bir şeydir. Rusya da "Kıbrıs'ta zaman" düşüncesinden hoşlanmaz.

Eide, acaba 'Sahip olunan zaman' derken takvim sınırlamasından mı söz ediyor?

Yani eğer öyle is, takvim bize uyar.

Anastasiadis ne diyor?