Jeopolitiğe yeni zuhûr: 'ZOHR' kâbus mu?

Yayın Tarihi: 15/09/15 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

'Uluslararası ilişkiler' fabrikasyonu tahsil etmişler henüz farkında değil ki Mısır'da bulunduğu açıklanan ve dünyanın en zengin hidrokarbon yataklarından biri olduğu ifade edilen 'Zohr', Doğu Akdeniz'de yeni bir jeopolitik kâbusu ifade ediyor…

Evvelâ Zohr diye bir şey yok!

Arapça Zuhr etmekten verilmiş bu isim.

Yani ortaya çıkma, görünme… (Bir de "İbn Zuhr" var. İslam'ın Altın Çağı'ndaki en büyük hekim ve klinikçi)

İngilizce ve Türkçe haber bültenlerine 'Zohr' diye yazılan bu uyduruk kelimenin Tevrat'ta geçip geçmediğini de bir taramak lazım. Ansızın bu Zohr, peygamber katili Yahudi generallerden birinin metreslerinden birinin adı da olabilir, hıyaneti nedeniyle içine atıldığı bir çukurun adı da...
Yarı teolojik bu arkeoloji bir yana....
**

Doğu Akdeniz'de zuhûr eden yeni yatak Zohr, Mısır'ın Münhasır Ekonomik Bölgesi'nde, Güney Kıbrıs-Rum MEB'indeki 10-11 ve 12 numaralı parsellerle komşu… (Yani İsrail'in komşu parsel Lübnan MEB'ine deniz altından boru ile uzanarak 'çaldığı' gibi "karagözlük" imkânı var)

"Süper Dev Yatak: Zohr" denen kaynağı bulan şirket ise –bir ara bölgeden kaçmayı planladığı palavrası atılan- İtalyan ENİ şirketi…

Şimdi TOTAL'in çıktığı Rumların 10. parseline talip olan ENİ, Akdeniz'deki en büyük doğal gaz yatağının Mısır'da olduğunu, Zohr'un 30 trilyon ayak küp doğal gaz çıkarılabileceğini ve yaklaşık 100 kilometrekarelik bir alanı kapsadığın açıkladı. (Yani İsrail'in Leviathan'ı da hikâye)

Anlayacağınız o ki "Arabî Zohr" yatakları, "Kıbrısî Afrodit"i yedi ve Doğu Akdeniz'de yeni favori olarak yerini aldı.

Zohr'un "ne büyük, ne tükenmez bir yatak olduğu" hakkında bir çok istatistiki haberi çok yakında Arap medyasından takip etmeye, çevirmeye, hatta Rum basınının bu haberlerle nasıl baş etmeye çalıştığını gözlemlemeye başlarız.

Zira Güney Kıbrıs, bu taze zuhûra sıkı bozuldu.

Bilindiği gibi hesaplarından biri, -zaten sıvılaştırmaya yetmeyen gazını- Mısır'a Afrodit'ten satmaktı.

Güney Kıbrıs'ta Enerji Bakanlığı, Zohr karşısında Vasiliko'da Doğal Gaz Sıvılaştırma Kara Terminali Projesine dönüş"ten bahsederek konuya ilgi duyanları oyalamaya çalışsa da bunu yutan yok.

Zohr hakkında rahatsızlık öylesine bariz ki AKEL'in bazı Polit Büro üyeleri, bu konuda atıp tutan hükümeti eleştirmek maksadıyla "zannedilir ki Zohr, Mısır'da değil, Kıbrıs'ta bulundu. Hükümet her şeyi çarpıtıyor" diye konuşuyor.

**

Anastasiadis bu konuda ilk 'kriz niteliğindeki' toplantısını DELEK'le yaptı.

DELEK, Rum başkana ENI'nin Mısır MEB'inde yaptığı araştırmaların "Nil Deltasının getirdiği kireç taşından oluşan tabakalarda" gerçekleştirildiği, ol bu sebepten (buraya dikkat) araştırmaların Zohr yatağıyla komşu olan Güney'in 10-11 numaralı parsellerdeki "kireç taşı tabakalarına yoğunlaştırılması" gerektiği düşüncesini nakletti.

İtalyanlara yanaşalım diyor yani! (Bu satırda gülüyorum)

'Great İtalyan CEO' Claudio Descalzi, Anastasiadis'e şöyle nasihat ediyor: "Mısır, Damietta'da boş bir enerji tesisimiz var. Kıbrıs gazının LNG tesisi kanalıyla Avrupa'ya ihracı için ENİ olarak Sisi ile ben anlaşacağım. Takıl bana…'

Ki LNG olursa tek pazar Avrupa olmaz, ayrıca Cezayir de bu işe rakip çıkar...

**

Zohr'un official zuhûru ardından ABD'nin de "İsrail-Kıbrıs-Mısır" üçgeni hakkında bir süredir pişirdiği ve yeniden şekillenmeye müsait yeni fikirleri var ayrıca… (Türkiye üsleri açtı, tabi ki yeniden şekillenir)

ABD'li yetkililer Güney Kıbrıs ve İsrail'e şu mesajı veriyor: 'Zohr yatağının İsrail ve Güney Kıbrıs'ın Mısır'da faaliyet gösteren şirketlere doğal gaz sağlama çabalarını engelleyeceğine inanmıyoruz".

Nasıl teselli ama! (bu satırda da gülümsüyorum).

İçinde bulunduğumuz coğrafya içinde sözde İŞİD'e karşı Kürtlerle; Sünnîlere balans diye de Şii İran'la uzlaşarak İsrail'i çileden çıkaran ABD, Mısır'daki 'Sisi Darbesini' boşuna desteklemedi… Zohr'un zuhûru da bu işin evvelden bilinen bir yüzüydü…

**

Zohr, jeo-politik bir kâbus demiştim başında… Bunun –meraklısı olmadığı gibi- buraya şimdilik sığmayacak nitelikte yönleri var.

Bizi ilgilendiren kısmı şu; Zohr, Güney Kıbrıs'ın 'çözüme mahkûmiyetini' esas müşterilerini kaybettiği için tetikler ki bu yeni gelişme hidrokarbon konusunda gaspçılık peşinde koşan Rumları kısmen durdurur.

Ya da aksine anlaşmalar yoluyla 'yeni gaspçılık' metotlarına sürükler…

Zaten 'Zohr mızmızlıklarının' da sebebi bu.

Ancak kabus dediğim şey şu:

Bir;

AB'ye taşınacak gaz havuzu için Türkiye, Mısır ve İsrail'le nasıl anlaşacak? Ve bu ne kadar sürecek?

İki;

Bir havuz yapmaya Zohr'un ardından gerek var mı? (ki Amerikalılar Zohr'dan da büyükleri var, heyecan yapmayın diyor)

Üç;

Zohr'un ve olası Zohrların varlığı sonrası Afrodit, olası federasyonda ancak kendimize elektrik üretmeye yarar ki Türkiye'den kablo ile elektrik probleminin buna dönük yönleri de var.

Ben bu noktaya kadar bir kaç kez gülümseme fırsatı buldum...
Şimdi siz doğrudan gülebilirsiniz...
#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.