Adada hem Lavrov hem Su krizi
Türkiye'nin 64'üncü hükümetinde -geçici hükümet molası ardından- yeniden Dışişleri Bakanı olarak görev alan Mevlüt Çavuşoğlu, ilk ziyaret geleneği içinde adaya oldukça sıcak bir gündem içinde geldi.
Türkiye'nin NATO hava sahasında düşürdüğü Rus askeri uçağı ve ardından açıklamalarla gelişen Türkiye-Rusya 'ilişki süreci' hakkında Çavuşoğlu, Türkiye'nin özür dilemeyeceğini ancak yaşananlar nedeniyle duyulan üzüntünün dile getirildiğini ifade etti.
'Özür dilenmeyeceğine' dair ifade yeni
Bu bakımdan Çavuşoğlu'nun krize ilişkin söyledikleri önemlidir.
**
Gelelim bu krizin -ısrarla Doğu Akdeniz'deki her şeyi etkileyeceğine dair ısrarımızın henüz başlayan neticelerine
Kıbrıs'a etkilerine
Çavuşoğlu'na Ortak Basın toplantısında Türkiye-Rusya geriliminin adadaki çözüm çabalarını etkileyip etkilemeyeceği soruldu.
Konuk Bakan etkilememesi gerektiğini ifade etti kısa yanıtında
Oysa etkiledi.
**
Çavuşoğlu dün adadan ayrıldığı saatlerde Rusya Dışişleri Bakanlığı sözcüsü Maria Zakharova, 1-2 Aralık tarihinde yapılması beklenen Rus Dışişleri Bakanı Lavrov'un Kıbrıs ziyaretinde, Cumhurbaşkanı Akıncı'ya "Gelin Yeşil Hat'ta görüşelim" teklifini Akıncı'nın reddettiğini açıkladı
Rus Haber Ajansı Tass'ta yayınlanan açıklamasında Zakharov, önerinin iki toplumun hassasiyetleri gözetilerek yapıldığını ancak Akıncı'nın bu öneriyi geri çevirdiğini söyledi.
Tam da Güney Kıbrıs, dün sabah saatlerinde Rusya'ya destek belirtmişti
ABD Dışişleri Bakanı Kerry'in Kıbrıs ziyareti yaklaşırken Anastasiadis, -kaydırdığı eksene münasip bir surette- Çavuşoğlu'nun henüz adaya ulaşmadığı saatlerde yaptığı açıklamasında "Türkiye'nin bu kışkırtıcı hareketini kınar, Rusya halkı ve hükümetiyle dayanışma içinde olduğumuzu ifade ederiz" demişti
Güney'den gelen bu açıklama Lavrov'un son basın toplantısında ettiği siteme yanıt gibiydi: 'Herkes Türkiye'ye destek belirtti, bize üzüntülerini iletmedi'
**
Cumhurbaşkanı Akıncı, önceki gün kendisine liderler görüşmesi sonrası sorulduğunda Lavrov ile Kıbrıs'ta görüşmeyi umduğunu ifade etmişti
Kuzeye geçmesinden bahsetmemişti.
Ama Cumhurbaşkanlığı anladığımız kadarıyla, Türkiye-Rusya krizi konseptinde değil, ilkesel bir rette bulunuyor.
Yani öyle deniyor.
Konu hakkında soru şudur: Türkiye-Rusya gerilimi olmasaydı acaba Sayın Akıncı aynı seçilmiş Cumhurbaşkanı vurgusuyla- yalnızca Kuzeye geçmediği için Lavrov'la Ara Bölgede yemek yemeyi reddeder miydi?
Bence Hayır.
Yerdi
Çünkü ortada Alman Dışişleri Bakanının resepsiyonunda olduğu gibi 'toplum lideri ünvanı' üzerinden bir gerilim yoktur.
Çoğu Kuzey'e geçti diye herkes geçecek diye de bir şey yoktur.
Lavrov Akıncı'dan ret mesajını "Türkiye-Rusya gerilimi" üzerinden almıştır.
Diğer argümanlar O'nu bağlamayacaktır
Peki doğru mu yapılmıştır?
Elbette!
Sadece Rusya, olası referandum sonrası BM Güvenlik Konseyi'nde bunu unutmaz.
**
Gelelim diğer krize
Çavuşoğlu ve heyetinin KKTC temaslarında Türkiye'den gelen suyu kim, nasıl yönetecek hakkındaki mütalaalarına
Hükümet ortağı CTP ve liderliği Sayın Talat, hem parti hem de hükümet programıyla suyu 'kamu' yönetecek dedi önce
Sonra da BESKİ denen ama teorik olarak kamu değil özel bir şirket olan modeli destekledi.
Karşı öneriyi Türkiye tarafına gönderdi.
Sonra da Türkiye'deki seçim öncesi Erdoğan'la görüşmek istedi ama görüşemedi.
Sonra da 'seçimden sonra bakacağız' dedi.
Seçim bitti ve Türkiye'de bu konu hakkında ilgili yeni bakanın da katılımıyla bir çalıştay yapıldı.
Türkiye'de hükümet kuruldu ve ilk ziyaretçi Çavuşoğlu, KKTC'ye geldi.
KKTC temaslarında da Türkiye'nin su konusunda başından ifade ettiği gibi- Yap-İşlet-Devret modeli öngördüğünü zira aksinin sürdürülebilir olmadığını; KKTC'de önerilen tüm modellerin de 'işe yarar' görünmediğini; suyun akması ve gerekli yatırımların yapılarak bir an evvel "Yap-İşlet-Devret'in gereği ne ise yapılması gerektiği mesajı" net bir şekilde verildi.
Tüm krizlerde aklın yolu bir görünüyor velhasıl
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.