AB Zirvesi, Davutoğlu ve adada Çözüm

Yayın Tarihi: 01/12/15 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Başbakan Davutoğlu bir yandan hem yerel ve küresel terör ortasında kalırken diğer yandan da Putin'in 'Batı stili' yaptırımlarıyla ilerleyen Moskova krizi ile boğuşuyor.

İkisinin de ucunun orta vadede nereye çıkacağı sinyal vermiyor.

Ancak 64'üncü hükümetin başı olarak Davutoğlu'nun ilk ve en önemli hamlesi, Brüksel'deki tarihi AB zirvesi oldu…

Nitekim zirve ardından bugün KKTC'ye geliyor.

Gerçekten de 10 yılın ardından canlanan bir AB dinamiği sürecinin yeniden hareketlenişi kimsenin yadsıyamayacağı ve fakat beklenen bir gelişme olarak dikkat çekiyor…

Merkel'in son Türkiye ziyareti ile işaret fişeği atılan dinamiğin esası 'mülteci krizine' yaslanıyor.

-Türkiye'nin terörle mücadelede kilit bir ortak olduğunu ancak Suriye ve Kıbrıs sorunlarıyla ilgili olarak AB ile daha iyi işbirliğine ihtiyaç duyduğunu ifade eden Konsey Başkanı Tusk'ın lisânından da anlaşıldığı üzere- AB için bir tür 'sınır bekçiliği' niteliğinde olduğu bilinen Türkiye, Birliğin çırpındığı ve iç-kamuoyuna anlatamadığı mülteci krizi karşısında önemli bir fırsat elde etti…

Birlik, Suriye krizinin Avrupa açısından geldiği nokta bakımından Türkiye'nin 'hayati' önemini tescil etmekle kalmadı, şimdilik yapabileceği 'gereğini' de yaptı.

Türkiye'nin hem fasıl, hem başlık, hem de 'paraya' tahvil ettiği yeni dinamiğin ne denli sağlıklı olduğunu, zaman içinde yeni değişkenlerin ne surette ortaya çıkıp çıkmayacağını esas mecra –Batı cephesinden- dikkatle seyredeceğiz.

**

Brüksel'de Rum lider Anastasiadis'le de bir araya gelen Davutoğlu'nun zirvenin esaslarından biri olduğu besbelli olan sözleri konunun Kıbrıs Sorunu açısından da kritik olduğunu özetliyor: "Önümüzdeki aylarda Kıbrıs sorununu çözebilirsek ki müzakereler iyi gidiyor, Türkiye'nin AB üyeliği bir rüya olmayacak"…

Güney Kıbrıs, zirve ardından bir yandan diplomatik bir sıkışıklık içinde diğer yandan da memnun…!

Çünkü ortada Türkiye-AB Vize Muafiyeti süreci ve Geri Kabul Anlaşması hakkında 'Vize muafiyeti ile Türk vatandaşları hangi ülkelere vizesiz olarak girebilecek? Schengen'e dâhil olmayan ülkelerin durumu ne olacak?' diye bir soru var…

Zirve Geri Kabul'de Haziran 2016'ya; Vizesiz seyahatte Ekim 2016'yı işaret ediyor.

Türkiye vatandaşlarına vize muafiyeti gerçekleştiğinde, Schengen'e dâhil olan birlik üyesi ülkelere vizesiz olarak gidilebilecek.

İngiltere ve İrlanda, Schengen müktesebatı bakımından sahip oldukları özel durumdan dolayı kendi vize politikalarını sürdürüyor ama henüz Schengen Alanı'na dâhil olmayan Romanya, Bulgaristan, Hırvatistan ve Güney Kıbrıs Rum Yönetimi AB'nin vize politikasını uygulamak zorunda… (Karşılıklı olarak ayrıca bir vizesiz seyahat anlaşması imzalanmadığı takdirde, İngiltere ve İrlanda'ya vizesiz giriş mümkün olamayacak)

Bu ülkelere de vizesiz seyahatten kaçış yok!

Güney Kıbrıs'ın kamu diplomasisi açısından bir diğer sıkışıklığı ise Birlik Üyesi olarak Türkiye'ye verilecek 3 Milyar Euro'luk mülteci parası havuzunda olması…

Bununda yarattığı sıkıntı Rum basınında "Bildiride üye ülkelerin Türkiye'ye doğrudan ekonomik destekte bulunmaya mecbur olmayacağı kaydediliyor" ifadeleri ile "Türkiye'ye üyelik başlıklarının açılmasıyla ödüllendirilmesi olasılığını korku filmi olarak niteliyorduk ama film kâr bırakan bir uzlaşı oldu" yaklaşımlarında seyrediliyor.

**

AB Kıbrıs'ta müzakere masasına çektiği tartışmalı iskemleyi Brüksel'den yeni bir koordinasyona mı soktu?

Bu fazlasıyla şüpheli…

Üyeliğe engelin adadaki Çözümsüzlüğün olduğu yönünde argüman fiilen çökmüş olabilir.

Al-Ver odağı kaymış olabilir…

Çünkü Güney Kıbrıs Ankara Protokolü kapsamında Türkiye'nin yükümlülüklerini hatırlatıyor.

Yani limanlar…

Adada Çözüm olmadan Rum tarafına Türkiye vatandaşlarının vizesiz gidebilmesi devrim niteliğinde ancak Kıbrıs Sorunu çözülmezse bunun anlamı Doğrudan Ticaret, yani mono bir normalleşme demektir.

Zira Brüksel'deki gelişmelerin -bizim açımızdan- Kıbrıs sorunu yokmuş gibi tezahürü yani yalnızca bir tür 'bölgesel işbirliğinde engellerin kalkması' şeklinde vaz edilişi hakkında düşünmeli…

Ayrıca Güney Kıbrıs bir silah pazarı falan değil ama işte tam da bunu Noble Enerji hissedarı Dışişleri Bakanı Kerry'nin Kıbrıs ziyareti öncesi (Rusya kırk yıl sonra Ortadoğu'ya girmişken) geçtiğimiz gün Obama yönetiminin gider-ayak ABD'nin Güney Kıbrıs'a yönelik kaldırdığı silah ambargosunu, Rusya-ABD ekseninde Kıbrıs'ta 'statükoya devam' şeklinde okumak hiç de zor görünmüyor…

Özetle gelişmeler, analizlerin her yöne çekilebileceği kadar puslu görünmüyor.

Top, Kıbrıs'ta liderlerde…

Gelişmenin Kıbrıs'taki liderlerin pozisyonlarını etkileyeceği kanaatinde değilim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.