Ak Saray'ın muhtarları
Türkiye Cumhuriyet tarihinin kara lekesi olan Saraydaki 'cum-general' geleneğini halkoyuyla yıkan Erdoğan liderliği, Ak Saray serüveni içinde doğrusu muhteşem bir şey keşfetti.
Beğenseniz de beğenmeseniz de keşfin esası belli ki bir "fikre" yaslanıyor.
Siyasal İletişim başlığı altında kim düşündü ise bu, orijinalitesi ile öylesine rahatsızlık veriyor ki Cumhurbaşkanının belli aralıklarla muhtarlara hitabı her seferinde dalga konusu oluyor.
Sadece sosyal medya değil, dış basın da bunu dalga konusu edebiliyor.
"Meydanlara çıkamayan Erdoğan, belli aralıklarla muhtarları çağırıyor, paravan yaparak atıp-tutuyor" deniyor
Atıp tuttuğu, kendisine "muhtar bile olamazsın!" denilen ve yine kendisi gibi 'seçilmiş" olan en alttaki zümredir.
"Seçilmiş" en alttaki birimin, yine "seçilmiş" en üstteki makamla bir araya gelmesi hakkında yapılan bu dalgalar, aslında bu konseptin altında yatan "düşünce" hakkında fikir sahibi olunmayışından neşet ediyor
Türkiye Cumhuriyeti tarihinde 'muhtarların' yıldızı, aslında Erdoğan hakkında birkaç kez atılan "muhtar bile olmazsın" manşetleriyle parladı
Bir makam olarak muhtarların şöhreti, o günden bu güne hiç bu denli tiraj yapmadı
"Muhtar bile " benzetmesinden de anlaşılacağı gibi muhtarlar hep bürokratik bir refleksle aşağılandı.
Ayakkabıları çamurlu olduğu için 'mahalle muhtarını' makamından kovan kemik Türkiye bürokrasi geleneğinin bunu hızla anlaması kolay değil.
Oklarından biri 'halkçılık' olan CHP'nin -temelleri aksak atılan- Cumhuriyet tarihi içinde muhtarları keşfedemeyişi, bunu düşünememiş olması şaşırtıcı değil.
Çünkü CHP, böyle orijinal fikirler yerine 'ideolojisini' pompalamak için sözde 'Halk Evlerini' icat etmiş bir gelenekten gelir.
Muhtarlara hitap konsepti, "Seçilmişlerin 'devlet teşkilatçılığını" ifade ediyor
Dalga geçenler, en başta işte bunu görmüyor
Bu yüzden Erdoğan, dünkü muhtarlar hitabına "sakın kendinizi küçümsemeyin. Elli Bin muhtar var. Siz de çabalarsanız Anayasayı değiştirebiliriz" diyor
Anayasa değişimini muhtarların potansiyel kulisine bağlamak
Şimdi muhtar nüktesi peşinde koşanlar şunu bilmeli;
Her muhtar, dönüşümlü olarak gittiği Ak Saray'dan mıntıkasına döndükten ve 'ihtiyar heyetleriyle birlikte' kendisini seçen 'mahalleliye' "reis bizi ağırladı, oradan geliyoruz" havasını da atıyor
"Hooop, Ak Saray'daydın(m), nabeeer" muhabbeti sadece sokak sosyoloji ile izah edilemez.
Yani ki 'dalgacılar' konunun 'yeni-teşkilatçılık' yönünü de göremiyor
Muhtarları bağrına basma konsepti, 'partili mülkî idare âmiri evlâdır' ruhunun bir başka biçimine dönüşür belki bir gün
Bu muhtarlar özetle, "seçilmişlerin 'devlet teşkilatçılığını" ifade ediyor
Bence "Gezi'nin new-age halkçılığından" dem vurarak bunu akademik mülahaza konusu edenler "Ak Saray'ın muhtarlarını" da anlarlar
Böylece belki 1 Kasım neticelerini idrak edemeyenlere de yardımcı olmuş oluruz.
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.