Yirmibeşoğlu gitti ama 1 Numara yaşıyor

İzmir-Foçalı olduğu şüpheli 88 yaşındaki eski Özel Harp Dairesi Başkanı Emekli Orgeneral Sabri Yirmibeşoğlu'nun Pazar gecesi GATA'daki ölümü, giren yeni yılın Kıbrıs'tan görünen en görkemli gelişmesi…

Nitekim Tuğgeneral rütbesi ile Genelkurmay Özel Harp Dairesi Başkanlığı sonrası Korgeneral rütbesi ile Kıbrıs Türk Barış Kuvvetleri komutanlığı da yapmış olan Kemal Yamak'ın 74 hakkında (sanki Kıbrıslı Türkler hiç direnmemiş gibi yaparak) anılarında sıktığı 'Kıbrıs palavralarına' kıyasla O, yani Yirmibeşoğlu yine de dürüst biridir.

Evet, "6-7 Eylül muhteşem bir örgütlenmeydi"; "Efendime söyleyeyim Kıbrıs'ta camileri biz yaktık… Halkın galeyânı için cami yakılır…" gibi sarf ettiği ve bilahir –'yok Rumlar yaktı demek istedim'e getirdiği- sözlerle hatırlanan "Özel Harp yıldızı" Yirmibeşoğlu gitti ama Kıbrıs Sorununun esas numarası olan bizim Gül ve Haç kardeşliğinden "büyük Yahudi" hala yaşıyor…

Kıbrıs Sorununun son elli yılda aldığı şekilde Yirmibeşoğlu 25 numara ise eğer; eski ABD Dışişleri Bakanı Henry Kissinger da 1 numarasıdır…

Sabri Yirmibeşoğlu öldü ama Kıbrıs'ı böldüğü günden beri hiçbir Ortadoğu haritasında -defaten güncellense de-halen adayı birleşik çizmeyen, BM Özel Danışmanı Eide'nin de yakînen bildiği gibi Pentagon mühürlü son versiyonunda da çizgiyi Lefkoşa'ya çekmekten geri durmayan ABD'nin o efsane ismi Kissinger hala nefes alıyor…

Köşe Karantina'ya göre anılarını cilt cilt döşeyen Kissinger'ın Kıbrıs'taki iz düşümlerini eski Özel Harpçi Yirmibeşoğlu'nun 'kariyerinde' aramakta yarar var…

Nitekim paşanın 'Kıbrıs'ta yaktık. Farz-u muhal canım…' dediği operasyonların lojistiğini -2007'de gizliliği kaldırılan CIA belgelerinden anlaşıldığı üzere- bizzat Kissenger'ın organize ettiği yayımlanan 700 belge içerisinde apaçık görülür.

Dönemin NATO-Gladio ilişkisinin çıkış noktasının İtalya olduğu hatırlanırsa "numara 25'in" Harp Akademileri Komutanlığı'nda öğrenciliği ardından NATO eğitimi için gittiği Napoli'den hemen dönüşü ardından Kıbrıs'a tayin oluşu mânidardır…

74'te 'Daire' için örtülü ödenekten para istenince, daha önce adını bile duymadığı bu resmi kurum hakkında Ecevit'in aldığı "ünlü brifing"ten birkaç yıl sonra Kissinger, Yirmibeşoğlu'nun kariyerini daha da sağlamlaştıracak Kenan Evren'le ilişkiye geçecek ve 80 darbesini organize edecektir…

**

Ahmet Özal'ın 'Babamın suikastı ardında Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreteri Yirmibeşoğlu var" dediği orgeneral, yalnızca işaret ederek somut örneklerine girmediğimiz Kıbrıs bahsi ötesinde kimdi?

Neci idi?

"Hazretleri ne değildi ki!" diye sorar gibi yapmak daha akıllıca olur…

Kariyeri esasen dediğimiz gibi 55'ten itibaren Harp Akademileri Komutanlığı'nda öğrenciliği ardından NATO eğitimi için gittiği Napoli dönüşü Kıbrıs'a cephe gerisi direniş organizasyonu Gladyo rütbesi ile tayin oluşu ile başlar.

Yani -Atlantik Okyanusu ve Akdeniz NATO Orduları Başkomutanlığı'na kimin getirileceği meselesi üzerinden- Akdeniz'in -tıpkı bugün olduğu gibi- 50'lerde yeniden savaş arenası olması ile…

25 numara, 71'de atandığı Özel Harp Dairesi Kurmay Başkanlığı görevinde kısa bir süre bulunup, Tuğgeneral rütbesine terfi ederek aynı kurumun başkanlığına geçti…

74 Kıbrıs Harekâtı'nın en kilit görevini bu kurumun başkanı olarak icra ettiği yazılır…

Özel Harp Dairesi'nin "Kıbrıs'ta sivil direnişi örgütleyen lideri" olarak tanınır!…

Dönemin Soğuk Savaş muvaffakiyetleri nedeniyle Yirmibeşoğlu, bundan sonra da 78'e kadar kalacağı "NATO İstihbarat Başkanlığı" görevine uçurulmuştur…

Kariyerinde;

12 Eylül döneminde Kara Kuvvetleri Lojistik Başkanlığı, 1982-83 yıllarında Milli Savunma Bakanlığı'nda Müsteşar Yardımcılığı, 83'te Ankara Sıkıyönetim Komutanlığı ile yine 84'te Genelkurmay Harekât Dairesi Başkanlığı, 86'da Erzincan'daki 3. Ordu Komutanlığı ve 88'de Millî Güvenlik Kurulu Genel Sekreterliği ünvanları da hatırlanırsa Türkiye'nin en "karanlık" adamlarından biri olduğu anlaşılır.

**

Sevabı, günahı bir yana…

Kıbrıs'ta, ölümü vesilesi ile Ada'da çevirdiği işler nâmına Yirmibeşoğlu hakkında öfkelenen "eskiler", tıpkı bugünkü "yeniler" gibi esas resmi görmemektedir.

Numara 25 gibi 'vefalılar' olduğu müddetçe "1 numaralar" daima yeni işler çevirir…

Kırım'dan Astana'ya, Afganistan'dan Güney Kıbrıs'a kadar yeni Rus nüfûz alanı ve egemenliği gölgesinde Akdeniz, tıpkı 50'lerdeki gibi hem soğuk hem de sıcak pek çok savaşın içinde…

Şu günlerde coğrafya 'yıldızı' Kıbrıs adına numara 25 kim?

Numara 1 ne?

Tarihin ne ayrısı ne de gayrısı olan tekerrürü içinde bunlara bakıyor muyuz mesele bu…