Federasyona "antibiyotik" kazık!

Yayın Tarihi: 25/01/16 08:00
okuma süresi: 6 dak.
A- A A+

Hükümeti oluşturan koalisyondaki partiler, 2014 Anayasa Referandumu ile meşrûiyetini yitiren meclisin hüviyetini –başından beri- okuyamadığından Adada olası referandum öncesi –büyük bir gafletle- parlamentoyu yenilemekten korkuyor…

Tarihi bir mutabakatla kurularak şaşırtan CTP-UBP koalisyon hükümeti, Türkiye'den gelen suyu 'yönetmek' diye diye, suyun işletmesi hakkında Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçiliği'nin yıllar sonra yaptığı açıklama ile 'siyaseten' iflasını ilan etti.

Sıfır derecesine inen diyalog akışı ile Türkiye-KKTC ilişkileri 'beyefendiler karar verecek…' tadında büsbütün yıkılıyor.

Federasyona giden hükümet, AB müktesebatı içinde kendisini bekleyen nice özelleştirme ajandasını bildiği halde Türkiye ile imzalayamadığı Ekonomik Protokolü, içindeki özelleştirme tavsiyeleri nedeniyle erteliyor ve bunu 'kahramanlık' tadında pazarlamaya hazırlanıyor.

Gerilimin odağı CTP olduğu halde UBP de bu kadrajın içinde 'millet' nezdinde yıpranmaya devam ediyor.

**

Öte yandan "lüks milli spor" Kıbrıs Sorunu, Rum siyasi atmosferinin verdiği tepkilerden anlaşılıyor ki Davos'ta Kıbrıs Türk tarafının kazanımları ile yeni bir merhaleye taşınabildi.

Davos'a sığınmacı krizi, terör ve Kıbrıs damgasını vurdu…

Kapalı kapılar ardında ciddi konular, ciddi adamlar tarafındanmasaya yatırıldı.

Başbakan Davutoğlu ile Dışişleri Bakanı Çavuşoğlu, olası referandumun belirleyici odağı AKEL ile Genel Sekreter seviyesinde Türkiye'de buluştu…

Anadolu Ajansı'na –hiçbir veriye yaslanmayan, tamamen asılsız bir şekilde- "Kıbrıs çözümü, Türkiye'yi Rus gazından kurtarabilir" diye bir haber bile yaptırıldı!

Anastasiadis, becerikli olduğu "takla atma" konusunda yeni bir marifet sergilemezse 'bir İngiliz yaratığı' olan Kıbrıs Sorununu,"bilahir ne olacaksa da olsun" diyerek bu son baharda çözmeyi planlıyoruz…

Ayrıca bizim "Türkiye'den çekmek" meselesine 'vesâyet' dediğimiz kablo ile elektrik konusunda İsrail, Güney Kıbrıs ve Atina üzerinden elektriği Avrupa'ya bağlamanın yolunu buldu ama biz, özünde iyileşmesi umulan Türkiye-İsrail ilişkilerine güvenmeye devam ederek gözümüzü diktiğimiz 'Kıbrıs Sorunundan' çekemiyoruz.

**

Tüm bu resmin ortasında;

Kuzeyde durumumuz tam anlamıyla vahim…!

Hatta hangi kelime ile ifade edilir bilmem ama vahimden de öte…

Zihnimiz, zihniyetimiz etrafta olup bitenlerden bîhaber debeleniyor.

İşte Antibiyotik meselesi…

Hâla önceki CTP-DP hükümetinin takvimi üzere ilerleyen (yani ilerleyemeyen) hükümet, geçtiğimiz hafta belki de ilk kez dosdoğru bir şey yaptı.

Bakanlar Kurulu, hükümet programında vadedildiği üzere 'Antibiyotiklerin reçetesiz alımını' yasakladı…

1 Nisan itibariyle artık eczaneye gidip "kafamıza" göre antibiyotik almak mümkün olmayacak.

Yeni uygulamaya göre 'reçeten var mı?' diye sorulacak…

Bu son derece basit hatta 'ilkel' dünya standartı karşısında memleket ayağa kalktı.

Doktoru ayrı; eczacısı ayrı; aydını da apayrı kararın üzerine âdeta bir haftadır yürüyor.

Hepsi de 'argümanları ile' softa şaşırtıyor ve o bildik 'bize mahsusluklardan' bahsediyor…!

Bu kafa ile bir şeyleri düzeltebilmeye başlamak adeta imkânsız!

İsteniyor ki antibiyotikler reçetesiz yazılmaya devam edilsin…

Biz bu federasyonu nasıl kuracağız?

Kurarız belki ama nasıl yaşatacak ve yaşayacağız?

Hala 'reçetesiz antibiyotiki' savunmanın bin dereden su ile meşru yollarını arıyoruz.

İngiltere'de adamı hapse atarlar hapse!

Bizde başta sendikalar olmak üzere kurulu ve çatır çatır işleyen 'statükonun' çok daha geniş bir yelpazeye dayanan yönleri var.

İşte bu "antibiyotik meselesi" bunu ifade ediyor.

Yarın Federal devlet, AB kriterleri ile Kuzey Parça devlete dayandığında; Troyka gibi uluslararası aktörler parlamentomuza özelleştirme yasalarını 'mühletvererek' dayattığında ne yapacağız?

Afrika'da yemeğe muhtaç insanlara bile antibiyotik, gönüllü giden doktorların reçetesi ile yazılır!

Bizim KKTC, ne özelmişki 'bu uygulama için daha erken' deniyor.

Biz gerçekten şaşırmış bir milletiz!

Reçetesiz antibiyotik alımını savunanlarla aynı atmosferde 'okumuş' biri olarak nefes almaklığımdan resmen utanıyorum!

'Reçetesiz antibiyotik' diyenve bunu bize mahsus argümanlarla 'ama şöyle ama böyle..' diyerek savunanlar; yani softayı şaşırtanlar, olası federasyonda işleyecek AB normları karşısında bence ülkeyi zümre ve bireyler olarak terk etsinler!

Antibiyotik itirazlar resmen müstakbel federasyonu tehdit ediyor..!

Bu antibiyotikçileri iyi belleyin:Bunlar elli metre yürüyemeyen; arabasını yüz metre ileriye park etmeye üşenen; bunları yaparken de ülkedeki park problemine dikkat çekerek 'engelli' park yerine park etmekten çekinmeyen tiplerdir..

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.