Biden'in Tanrıları ve mukaddes yıldızlar

2014'te ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden, elindeki Maraş çantası ile kurduğu "Başkanlık hayaliyle" uluslararası hukuka ve Amerikan politikalarına aykırı bir surette -BM Güvenlik Konseyi'nin 1983'te aldığı kararı da çiğneyerek- Kıbrıs'a 'bana senatoda Bidenepolis' derler diyerek gelip Kuzey'e geçtiğinde Afrodit adasının antik dönemden beri görüp göreceği en muktedir adamı gördüğünü söylemiştik…

Ada ziyaretinden bir süre sonra Temmuz 2014'te Philedelphia'da toplanan Amerikan Ortodoks Kilisesi Ruhban Meclisi'nde yapılan bir oturumda "Kıbrıs Sorununu Erdoğan'la biz çözeceğiz" diyen Roman-Katolik Başkan Yardımcısı Biden, tuhaf temasları ile dikkat çeken son Türkiye ziyaretinde bir gazetecinin "Kıbrıs Sorunu çözülür mü? Ne dersiniz?" sorusu üzerine bu kez "Belki… Tanrı bilir, Tanrı…" deyiverdi…

Belli ki Joe Biden da "astrolojik yıldız diziliminden" söz eden BM Özel Danışmanı Eide gibi Kıbrıs Sorununu "seküler" bir mesele olarak görmüyor!

Yıldızlar falından yahut Kitab-ı Mukaddes'ten konuşuyor.

Demek ki biz, bu sütunlarda gökten yere indirdiğimiz beyhude bir jeopolitikten söz ediyoruz!

**

Adada Çözüme yönelik bir süredir devam eden 'feza' kaynaklı; 'semavi' menşeli argümanlar havada uçuşurken Financial Times gazetesi dün Kıbrıs'taki Çözüm denkleminde "tek kestirilemeyen faktörün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrı" olduğunu yazdı…

Belli ki Financial Times Erdoğan'ı "İlahî Kıbrıs literatürüne" dâhil olması için teşvik etmekle kalmıyor; öteden beri Kıbrıs'a ilişkin Erdoğan'ın belirsiz-muğlak lisanına çatıyor…

Oysa Cumhurbaşkanı, "Bölgede biz İsrail'e; İsrail bize muhtaç" diyeli nice oldu.

Daha ne densin isteniyor!

Ayrıca İstanbul'dan bizim 'et ve tırnakçılardan' daha memnun dönen AKEL Genel Sekreteri Kiprianu, Türkiye'nin yürürlükteki "1960 tipi" garantörlükten vazgeçtiğini söylüyor…

2004 Annan Planı Referandumundan bu yana Türk askeri eğer adada ise tarih, bunu AKEL'in Güney Kıbrıs'tan çıkarttığı Hayır'a borçlu…

Demek ki Türkiye ile arasında müstakil bir kırmızı hat kuran AKEL'in bu sezon da Anastasiadis'in durduğu yer kadar kıymetli bir yeri olacak.

**

Kıbrıs Sorununun çözümü noktasında ne denli dolanırsanız dolanın üç teori çalışır.

İlki ihtilaf kaynağının 'dış dünya' olduğunu söyler. Adayı bölenler ancak birleştirebilir, der.

Lefkoşa'da liderleri ve teâtilerini değersiz bulan bu görüşe yaslanan analizlere göre Bürüksel'de Kıbrıs Sorunu paketi çoktan hazır görünmektedir.

Diğer teori ise dış dünya ne yaparsa yapsın iki lider toprak ve mülkiyet gibi derin ihtilaflarda uzlaşmadıkça Kıbrıs Sorununun çözülemeyeceğine inanır ve bu konuda Annan Planı Referandumu ve hemen sonrası masada yaşanan süreci örnekler.

Diğer üçüncüsü ise iç ve dışta uzlaşmacıdır.

"Senkrondan" söz eder.

Akla yatkın görünen bu analiz odağına göre hem dış dünya hem de aynı anda liderler anlaşmalıdır…

**

Şimdi bir de dördüncüsü çıktı…

O da mülkiyetin parasına dokunmak istemeyen Biden'in Tanrıları…!

O Tanrılar ki bizi federasyona memorandumla sokmak istemektedirler.

Bu tanrılar ki bizi 'ekonomik değeri meçhul' olan hidrokarbon karşılığı bir mülk mahsuplaşmasına yönlendirmektedirler…

O tanrılar ki düne kadar adadaki hidrokarbonun bölgedeki "bir numara gaz" olduğunu; bize bir asır yeteceğini söylediler.

Şimdi ise 'fiyatlar düştü petrol olarak üretmeye değmez, elektrik üretiverin' diye üfürmektedirler…

Kıbrıs'taki semavî yıldızların gölgesinde gizlenen Biden'in Tanrıları işte böyledir!

Onlar bilir…!