Büyükelçi Kanbay'dan referandum fişeği

'Böyle gitmez' diyerek Türkiye'nin KKTC'de 2011 yılında uygulamaya koyduğu ekonomik önlemler paketinin mimarı olanve bu nedenle Teknik Yardım Heyeti'nin başından Büyükelçi olarak atanarak bu mevkide 2011-2015 yılları arasında başta sendikalar ile bazı siyasi partilerin 'istenmeyen adam' ilan ettiği Türkiye'nin Lefkoşa'da görev yapanönceki Büyükelçisi Halil İbrahim Akça'yı Batının uzlaştığı İran'a terfi ile uğurlarken davul-zurna çalanlar; anlaşılıyor ki yeni Büyükelçi Derya Kanbay'dan da memnun olmadı…

Hayret verici…

Oysa yeni büyükelçi Kanbay ile Türkiye, Kıbrıs'ta geleneğe dönmüş; Akça yerine diplomat kökenli bir büyükelçiyi adadaki çözüm motivasyonunun bir parçası olarak özellikle atadığı iddia edilmişti.

Önce 'geçici' olarak geldiği, biraz hava aldıktan sonra gideceği,yerini 'bir vâliye' devredeceği varsayılan deneyimli diplomat Kanbay'ı fakat bazı çevreler neden beğenmedi?

Malum sebep; Büyükelçinin atandıktan altı ay sonra geçtiğimiz hafta Kıbrıs Sorunu ve süren müzakereler hakkında –bir kabulü vesilesi ile- ilk kez ifade ettiği ayrıntılı görüşleri…

Uluslararası aktörlere işaretle hatırlatma ve tahlilleri…

**

Ardından ise Büyükelçi hakkında yapılan bir ton yazılı ve sözlü eleştiri…

Ve 'dedikodudan' ibaret fısıltılar…

Oysa "Diplomat Mezarlığı" olarak bilinen Kıbrıs'ta, Ada içi ve çevresindeki nice Büyükelçi, temsilci ve bir ton ıvır-zıvır devamlı surette Kıbrıs Sorunu hakkında konuşur.

-Meşhurlardan örneklersek- meselâ benim 'Altın Kız:WonderWoman' diyerek uğruna nice methiye düzdüğüm ABD'nin Güney Kıbrıs'taki yeni Büyükelçisi KathleenAnnDoherty,(ki kendisi şu sıralar Kıbrıs'ta ortaya çıkacak planın propagandası içinbizzat momentum yoklaması yapıyor) atandığı hafta düzenlediği resepsiyona Türk Askerini de çağırmış; bir ağız dolusu Kıbrıs Sorunu hakkında görüş beyân etmişti…

Aynı şekilde mesela Rusya Federasyonu'nun Lefkoşa Büyükelçisi StanislavOsadchy, geçtiğimiz aylarda -üstelik KKTC'de yayın yapan bir gazeteye- özel bir röportaj vermiş ve NATO'nun belirleyici olacağı bir garantörlük sistemini Rusya'nın onaylamayacağını açık açık söyleyebilmişti.

On çeşit filtrelemeye rağmen Rum Basını, her hafta ve ay Kıbrıs Sorunu hakkında 'öten' büyükelçilerin türlü-çeşit kanaatleri ile dolu…

Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisine kızmak, gücenmek neden?

Herkes, Volkan Bozkır misâliâdeta Dışişlerinden rol çalarak ve siyaseten uluslararası ilişkiler yoksunu 'şirinlikler' yapamaz.

Financial Times, Kıbrıs'ta yeniden ısınan Çözüm denkleminde 'tek kestirilemeyen faktörün Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın tavrıolduğunu' yazıp duruyor…

Büyükelçiler, görev yaptıkları makamda kimitemsil eder?

**

Yeni Büyükelçi Derya Kanbay'ınmisafirlerini onureetmek için konuştuğunu sanmıyorum…

Söylediklerinden pişman olduğunu da…

Kendi başına, 'kendi ufkunda' konuştuğunu da…

Velev ki öyle olsun;

Biden'in "tanrılarına" bakıldığı gibi bardağın dolu tarafından bakın: Her hâlükardaBüyükelçi'nin söyledikleri Kıbrıs'ta referanduma sunulacak yeni bir planlanın müjdeleyicisi niteliğinde…

O nedenle zaten Elçi, Annan Planı'nda olduğu gibi âmiyane 'gargaraya' gelmesin, iyi okunsun, diyor…

Referandumdan sonra 'bizi itip kakıp 'evet' dedirttiler ya da tehdit edip 'hayır' çıkarttılar diye feverân etmeyin, diyerek uyarıyor…

Ada'da çözüme yönelik umutların arttığı, Davos sonrası kritik sürecin ardından Türkiye'nin adadaki Garantörlüğü ile ilgili baş döndürücü bir trafik ortasında 2016'da bir "anlaşmanın" nihayet yapılacağı kanaatleri pekişirken; Türkiye'nin Lefkoşa Büyükelçisi Derya Kanbay'ın açıklamalarıöyle ya da böyle yaklaşan referandumu resmi ağızdan pekiştirmiştir…

Referandum 'garanti' olmasaydı Elçi de sanırız böyle konuşmazdı.

Elçiyi 'beğenmeyenler', Rum Başkan Anastasiadis'in referandum maksadı ile yaklaşan parlamento seçimlerini erteleyip ertelememesi ile ilgilensin!

Kanbay'ın açıklamaları içinde Rumları, "ortak vatanda" geçtikleri Kuzeyde 'turist' olarak gören ifadeleri dışında eleştiriye değer bir şey yok…

Büyükelçinin yaptığı "referandum fişeğini" atmış olmaktır.

Başka da bir şey değil…!

Bu da son tahlilde fena bir şey olmasa gerek…