'Kalyoncu-Talat' ikilisi Can Dündar'a ne yapardı?

Yayın Tarihi: 09/05/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Her yazı bir fikre yaslanacak değildir. Kâh sayıklama, sesli düşünme ya da zihni serbest bırakmak da gerekir. Lakırdılarım bu nevdendir.

**

Can Dündar gerçekten de müthiş bir kariyer yaptı… Bunun en önemli yönü zannedilenin aksine başına son bir yıl içinde gelenler değildir.

Biyografisinin en önemli yönü, Cumhuriyet Gazetesi'nin "Kemalist" kişiliği ile kimliğini son on yılın siyasal atmosferine paralel bir surette yerle bir etmesidir. Türkiye'de "Yeni Cumhuriyetin kuruluş aşamalarında" uygulanan metoda benzer bir şekilde bu kez "baştan ayağa Kemalizmi yıkmak" adlı bir konsept var ise eğer, Can Dündar'a yer, her zaman vardır.

Bu anlamda Cumhuriyet Gazetesindeki "gazetecilik stilinin" bu çerçevede "misyoner" olduğundan eminim.

Değilse de fark etmez. Sonuç fiilen öyle olmuştur.

Ki Deniz Gezmiş belgeseli ile dengelemeye çalışsa da "Ulusalcılar" O'nu defterden "Mustafa" film-belgeseli ile boşuna silmediler.

Cumhuriyet Gazetesi'nde Genel Yayın Yönetmeni (önceki 'purolu' sermaye uşağı sayılmazsa) tarihçesine bakıldığında bu durum "vahim"in de ötesidir.

Eskiden bu gazeteyi elinde tutanlar "çok okumuş" zannedilirdi.

Bu fikir öleli nice oldu…

Bu hususta son darbeyi Can Dündar vurmuştur ki bugün slogan atanlar bunu bilahir "basın tarihinden" okuyacak.

**

Dündar, son resimde esasen cezayı gazetecilikten de yemedi. Yememeliydi… Bu nedenle de süreç içinde demokrasi adına yapılan "tutuksuz yargılanmalı" çıkışları önemli idi. Dündar, zaten ortalığa saçılmış iddialarayyûka çıkmışken bunu, geleneksel, alışılagelmiş anlamında konvansiyonel "basılı gazeteye" geçirdi.

Tedavüle "mürekkep" kattı.

Bu hesabı şahsen yaptığını, tünelin ucuna râzı geldiğini meslekten olan herkes az çok anlar.

Bu anlamda;

Hırslı, hayatını mesleğine vakf etmiş her kariyerist gazeteci, 3 "efsane devlet sırrı" ifşâsından neşet edecek bir kariyer için 10 yıl alıp, 7 yatmaya râzıdır. Öyle ki bizim meslekte 'devlet belgesi çalmak' dahi mubahtır... Bunun böyle olduğunu gazeteciler, "Gazetecilikte en hakiki haber içeriğinin devlet evrakında olduğunu" ifade ederek özetlerler. Her haberci, "herkesten daha çok haber olmayı" dilemiştir.Üstüne üstlük "demokrasi kahramanı pâyesi" ile…

Dündar'a bu da nasip olmuştur.

**

Anlayana çok bile yazdık.

Gelelim bizde, Kuzey Kıbrıs'ta övünülen demokrasi vurgularına!

"Ruhani liderlerin" bize "havuz" öneren çıkışlarıyla bizim sözde "Sol'ak" demokratlara!

Onlar ki ülkede Türkiye'den gelen su tartışmaları içinde basına kendi gazetelerinin manşetlerini elleriyle bizzat canlı yayınlarda göstererek "haber işte böyle olur…" diyebilmişlerdir.

Su yönetimi konusunda basına açıkça -âdeta öykünerek-"milli bir tutum sergilemeyi" de onlar nasihat etmişlerdir.

Bizzat bize, gazetemize "sizin yüzünüzden Türkiye de suyu yönetemeyiz, beceremeyiz zannediyor" diyecek kadar da ileri giderek hayalde ufku en başta onlar açmıştır.

Parti Meclisinin "red evrakını" bize servis eden CTP, bilahir Başbakan Ömer Kalyoncu'nun resmi Ekonomik Protokol önerilerini basıp (başta DPO Lağvı olmak üzere Telekomünikasyon ve Limanlarda Özelleştirme önerilerini KKTC'nin, yani Başbakan eliyle CTP'nin önerdiğini) ortaya saçıp bastığımızda bize "düşman gazete" diyebilmişlerdir.

Bizzat Talat, "CTP'ye düşmanlık edersen tabi eline geçen her şeyi basarsın" bile demiştir.

Başbakan Kalyoncu, ayrıca bizi "maksatlı yayın yapmakla suçlamış" elinden gelse gazeteyi kapatmak dürtüsünü de ortaya koymuştur.

Daha neler neler…

Bunlara demokrasi jargonu içinde "gazeteciliği" anlatmaktan zoru yoktur.

Türkiye'de Cumhurbaşkanı Erdoğan'ın her seçim ardından elde ettiği gücünü, yakın geçmişte "Talat-Kalyoncu ikilisine" bir haftalığına verseydik eğer, acaba hakkımızda söylediklerinin ötesinde bize ne yaparlardı acaba, diye düşünmeden edemiyorum.

Ya da bu ikili,Türkiye'de olsa bu potansiyelle Can Dündar'a ne ceza revâ görürlerdi, onu hiç bilemiyorum!

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.