Bu sorun ezelî değil…

Yayın Tarihi: 08/07/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Kıbrıs Sorunu özelinde -daha iyi ötsün diye gözleri çıkarılan saka kuşu misali- bu sütunlardan şakımaya devam ediyoruz. Kör de olsak iyi şakıyacağımız kesin...

1950'lerde filizlenip açan, dallanıp budaklanan ve artık resmi, yakından ve içinden çekilemeyecek kadar büyüyen kadrajıyla Kıbrıs Sorununun karanlık tohumlarını en başından hızlı bir bakışla hatırlayalım… (Bilahir 20 Temmuz notlarını yazacağız)

Bu kadîm mesele, hem kapitalist dünya ile sosyalist dünya, hem de kapitalist ülkeler arası "ilişki" ve "çelişkilerin" evreleri içinde palazlanmış, 2004 sonrası ilk kez bugün yeniden heyecan üreten vaziyetiyle bir 50'ler destanıdır…

**

Malum 2. Dünya savaşının yıkımı, aynı zamanda savaşa iştirâk eden büyüklerin şekillenme ve cihânı yeniden kurma serüveni…

Aktörler, kocamış İngiltere ve savaştan güçlenerek çıkan Amerika'dır…

Harpte sualsiz yürüyen işbirliği ve dayanışma, savaş sonrası "kuyu kazan" özel ilişkiler ekseninde, dünya parselinde bir iktidar mücadelesine dönüşür.

Savaş sonrası Ortadoğu petrolünün durumu belli: savaş öncesi coğrafyadaki petrolün %71'i İngilizlere aitken, savaş sonrası %30'a düşer. Amerika ise, %15'ten 60'a yükselir… Ve işler sırası ile bütün dünyada NATO'nun nasıl yayılıp, kimin egemenliğinde idâre edileceğine dayanır ve işler kızışır.

Şekişme hemen Atlantik Okyanusu ve Akdeniz NATO Orduları Başkomutanlığı'na kimin getirileceği derdine dönüşecektir…

İngiltere Atlantik'te boyun eğmek durumunda kalır ancak söz konusu Akdeniz olunca ABD geri çekilmek durumunda kalacaktır…

Cevap gelir; bir süre sonra 6'ncı Filoyu bu komutanlıktan çeker Amerika...

ABD'nin denetimi altında olan NATO'ya Türkiye'nin alınmasıyla İngilizler, bu hamlenin ABD'nin Akdeniz'e sızmak niyetiyle olduğunu hemen anlarlar.

İngiltere'nin savaş üsleri yapılanmasına mukâbil NATO üsleri sahneye çıktığında, İskenderun'da ABD, Kıbrıs'ta ise İngiliz Üssü vardır.

Bir süre sonra da "Süveyş Meselesi" patlak verecektir…

İngilizlerin kontrolünde olan Süveyş, ABD'nin eline -bin bir entrikayla- geçer. Böylece İngilizler bu coğrafyadaki satranç tahtasında -zaten bölgede oldukları için- Kıbrıs'a çekilmiş olurlar.

**

İşte 50'lerde böylece Akdeniz savaşının arenası Kıbrıs oluverir…

Enosis'i uygulamak isteyen Yunanistan, süreç içinde İngilizlere yaranmak ister. Fakat Kıbrıs'ta "egemenliği"ni riske atmamak için yüz vermez İngiltere Yunanistan'a…

Zira Enosis durumunda ABD'nin de adada üstleri olacaktır.

Bu durumda Enosis'i temin edecek tarihi şartları hazırlamak ABD'nin 'biricik' işi olur. Amerika'nın "Anti-Biritishsiyâseti" meşhur Yunan darbesini içten içe destekler. Daha sonra da büyük bir sürprizle desteğini çeker. (Ünlü Süveyş karmaşası)

**

ABD'nin halen yaşayan efsaneviDışişleri Bakanı dehâ Kissinger'ın –bugün WikiLeaks'ten okuduğumuz- derin organizasyonuyla Türkiye, garantörlük hakkını kullanır ve konu uzar... (Kennedy öldürülmeseydi Kıbrıs Sorunu da olmazdı)

"Savaş ve Barış" halkların hem masum hem de zavallı temennîlerine kalmadığı için bir masal kadar kaba bir kıvamda 50'lerde ortaya çıkan stratejik savaşın şekillendirdiği Kıbrıs Sorununun nihayete ereceği kesindir…

Zira Filistin gibi 'ezeli' bir sorun bile ebedîyen yaşayamaz.

Sorunu başından tetikleyen ABD'nin bugün gündemi, yeniden âdeta Soğuk Savaş arenasına dönen Doğu-Akdeniz merkezli enerji-politik eksenli bir işbirliğidir.

AB-ABD ekonomik kalkınma modeli olarak 'Transatlantik' sufle (Şubat 2014 Ortak Metin) nâmınasaka kuşu misali- kör bir surette şakımayı sürdüreceğiz…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.