Gülen'in Kıbrıs'a gömülme planı vardı

Yayın Tarihi: 23/08/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
2012 yılının sonu ile 2013'ün hemen başları arası bir tarihte FETÖ mensubu naif görünümlü birkaç üst düzey 'Abla', "abileri" kontrolünde Kıbrıs'a indi… Mutlak akıbetle ilgili hüzünlü "misyon" onların şefkatli görünümüne uygundu.

"Kozmik İncil"de adı "Ahmet" olan; nâmı ile ünlü St. Barnabas'ın medfun olduğu Mağusa'ya gittiler…

Önceden tamamlanmış teorik "çalışma" ardından bakındılar…

"Elebaşı"nın 98'de Vatikan'da Katoliklerin o dönemdeki lideri Papa 2. Jean Paul ile görüşmesinin ardından çizdiği ünlü rotaya her anlamda "münasip" olan "bir araziyi" beğendiler…

Belki de örgütte sempatik görünmek adına sahada bu işe bakan "ablaların" Efendi Hocaları, eğer yaklaşık bir yıl sonra 17-25 Aralık'ı tertip etmese idi, yani "ittifaktan topyekûn savaşa" tam anlamı ile ortaya çıkmasa idi bu hesaba göre belki de "Gülen" öldüğünde Kıbrıs'a gömülecekti.

Üstelik bu fikir, -Gülen'in Erzurum'da doğduğu köye gömülmek istediğini belirtmiş olmasına rağmen- Türkiye'de başta "laik" hassasiyetler olmak üzere bazı devlet "odakları" için de uyumluydu.

Havariler Çağı'nda Pavlus'la anlaşmazlığa düşmüş, dini mektupları heretik sayılmış Hristiyan azizi Barnabas'ın Mağusa'daki "şahs-ı manevisi" etrafında gömülmek örgütün 90'larda dillendirmeye başladığı ve Abant Toplantılarının üfürdüğü "Dinlerarası Diyalog" ruhuna da uygundu.

Mağusa'da arazi, nizami ve dikkat çekmeden satın alınmış mıdır yoksa plan ertelenmiş, fikir düzeyinde mi kalmıştır tam olarak bilinmiyor. Zira örgütün her bölgede elebaşının olası 'dönüşüne' dair 'bölgesel bir planlama' yaptığı da ifade ediliyor.

Bu yazıya yedirilmiş "bilgileri" ülke sathında alenen doğrulayacak ya da yalanlayacak herhangi biri olacağını sanmıyorum…

Ama Vatikan Konsili bazı üyeler ile Papalık ve Protestan kiliselerinin asıl yöneticileri de Gülen'in Kıbrıs'a gömülmesi fikrini onaylamıştır zannederiz. Hatta FETÖ'nün Roma'daki merkezi olan Tevere Diyalog Enstitüsü, Kıbrıs'ı mülkü zanneden Papalık Konseyi Dinlerarası Diyalog Bakanlığı da bu işi biliyor olsa gerektir.

Ne de olsa Batı'nın bellek kodunda Kıbrıs'ın asıl anlamı "Hristiyanlığı Avrupa'ya taşıyan coğrafya" olmasıdır.

Şam yolunda İsa'nın 'kendisine görünmesiyle' bağnaz bir Yahudi olarak çıktığı yolda kiliseye katılan Aziz Pavlus Tarsus'a geldi ve İsevîliği yaymak için Anadolu'yu dolaştı. Nihayet Kıbrıs'a gelerek "misyonerlik" denen ilk şematik yapıyı Girne-Bellapais Manastırı'nda kurumsallaştırdı.

Ve St. Barnabas da 1. Misyon Gezisi'ne Pavlus'la birlikte çıktı.

20. yüzyılın sonuna doğru Katolik-Protestan merkezler, 17. yüzyıldan sonra sömürgecilerle birlikte başlattıkları dünyayı Hristiyanlaştırma girişimleri neticesinde "19. yüzyıl bitmeden tüm dünyanın Hristiyanlaşacağı" öngörülerinin başarısız olması üzerine 20. yüzyılın ikinci yarısından sonra katı\saldırgan misyon yöntemlerinin yerine Hristiyan olmayanlarla diyalojik ilişki içinde olunmasını öğütleyen "dinler arası diyalog" ve "dini tolerans/hoşgörü" söylem ve uygulamalarını tedavüle soktukları biliniyor...

"Diyaloğun" misyonerliğin yerini değil, ona yardımcı olan bir "araç" olarak FETÖ liderinin Adaya, -asıl anlamı nedeniyle- Mağusa'ya gömülmesi Kıbrıs'ta olası Çözüm ya da Çözümsüzlük durumunda dahi bölgeyi Barnabas'la birlikte bir "din turizmi" merkezi yapacaktı.

Fikri perçinleyen ve iknayı kolaylaştıran bir diğer unsur da buydu.

Konuyu tartışanlar, mütalaa edenler bunun böyle uygulanabileceğini de düşündüler…

**

Konuyla ilgili dün telefonla ulaştığım 25 yıl terör örgütü Gülen Cemaati içerisinde "molla" çemberinde yetişmiş ve özel misyonları takip etmiş Prof. Dr. Ahmet Keleş, Kıbrıs'ın uluslararası konumu özellikle düşünüldüğünde bu fikrin hiç de absürt olmadığını, olası bu teşebbüsün "Kıbrıs Abilerinin" kontrolünde yapılmış olabileceğini ifade ederek daha da ilginç bir şey söyledi ve 3 yılda bir değiştiğini kaydettiği "Kıbrıs Abilerinin kim olduğu" sorusunu yeniden gündeme getirdi.

Şu sıralar sık sık Türkiye televizyonlarında izlediğimiz Keleş, "Gülen'in Papa görüşmesi öncesi "Kıbrıs'tan Vatikan'a çıkan uluslararası ağı" da değerlendirdiğini, bu hususta Kıbrıs'ta temaslar kurduğunu bizzat bildiğini" de söyledi.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.