Hayırlı sonuç...

Ne Financial Times gibi dünyanın 'ismi büyük' gazetelerinin yaptığı spekülatif haberler, ne Merkel başta olmak üzere AB Troykası-IMF çetesinin yaptığı 'baskı' ve korku politikası sökmedi, Yunan halkı kreditörlere güzel bir hayır dedi.

Elbette sonuçların yakın çıkacağı, hele de AB'nin resmen taraf tutarak tavuk ayağı gibi karıştırmasından sonra, az çok tahmin ediliyordu.

Ancak Yunan Halkı her türlü dalavereye rağmen sonuçta %61'lik tokat gibi bir sonuçla vahşi kapitalistlere gereken cevabı verdi.

2008 yılından beri peş peşe gelen ekonomik paketlerle resmen perişan olan;

İntihar oranları %36 artan;

İşsizlik oranı %25 üzerine çıkan ve GSHM'si %30 azalan Yunanistan'da başka bir ekonomik pakete onay vermenin öldürücü sonuçları vardı.

Düşünsenize, 2008 yılından beri Yunanistan'ı terk eden Yunanlıların sayısı 200 bini aşmış durumda.

Ve yine 3 milyon insan açlık sınırına yakın yaşarken, ülkenin genç nüfusu arasında işsizlik oranı %50 sınırında.

Tüm bu yukarıda yazdığım felaket verilerinden sonra hala daha vahşi kapitalistlerin ekonomik paketlerinden medet umanlar, 'evet çıkmalı' diye ahkam kesenlere de bıyık altı bir gülücük elbette ki atıyorum.

26 Haziran tarihinde IMF ve Troyka çetesinin şantajlarından bıkan ve referandumu açıklayan Syriza Hükümeti ve onun muzaffer kumandanı Aleksis Tsipras ne kadar doğru bir karar aldığını, kazandığı 'hayırlı zaferle' dünyaya bir kez daha ispatlamış oldu.

Hatta ispatlamış olmakla kalmadı, dünyadaki ezilmiş halklara bir kez daha umut verdi.

Tabii, Tsipras'ın aldığı referandum kararından sonra, biz gariban Kıbrıs Türk halkı da durumdan vazife çıkarırcasına evetci ve hayırcı olarak ikiye bölündü, çatır çatır bu konuyu tartıştı.

Aslında güzel bir şey tartışmak ama ekonomik konularda nasıl cevizci çuvalından oynamaya alıştıysak, aynen bu tartışmada da 'davulun sesi uzaktan hoş gelir' tadında tartıştık.

Ben kesinkes 'hayırı' savundum, yazdığım yazılarda da 'içinde IMF ve vahşi kapitalistlerin adının geçtiği her şeye hayır' diye altını doldurdum.

Benim dünya görüşüme göre vahşi kapitalistlerden hayır çıkmazdı, çıkamazdı.

Nitekim Yunan Halkı da bunu anlamış görünüyor ki, bir hayırla dünyayı sarsıverdiler.

Peki böyle bir referandum bizde olsaydı sonuç ne olurdu?

Elbette, bizim gibi uydu devletlerde dikte edilecek olan ekonomik paketler bize sorulmaz.

Bizim seçtiğimiz temsilcilere de sorulmaz.

Onlara sadece 'alın, şunu şunu uygulayacaksınız' denir, onlar da uygular.

Ya da 2009'da CTP'nin yaptığı gibi bundan kaçınır istifa eder.

Bundan mütevellit, bizde böyle bir referandum yapılsa ve 'TC artık para vermeyecek, evet mi hayır mı' diye sorsa ne derdik?

Son bir haftadır gerek sosyal medyada gerekse de arkadaş gruplarım arasında yaptığım tartışmalarda genel durum 'en azılımız da dahil %80'den çok evet deriz' sonucuna varmak pek de zor olmazdı herhalde.

Cevizcinin çuvalından oynamaya alışan bir halk ve onun seçtiği temsilcilerden ne beklenebilir zaten?

Bizim en büyük sorunsalımız, adına ne isterseniz deyin, 'parayı veren düdüğü çalar' gerçekliğini görmezden gelip, yokmuş gibi davranmaktadır.

Neyse, fazla uzatmaya gerek yok.

Yunanistan 'hayır' dedi, halk karar verdi.

Bundan sonra ne olacağını izleyerek göreceğiz.