New York ziyareti ve Rum basınının gücü...
Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı önümüzdeki günlerde Birleşmiş Milletler Genel Kuruluna katılmak için New York'a gidecek.
Rum Lider Nikos Anastasiadis de aynı olay için New York yolunu tutacak.
Cumhurbaşkanı Akıncı'nın bu son derece önemli olan ziyaretini basınımızdan kaç kişi takip edecek dersiniz?
Sadece üç
Bunlardan ikisi, BRT ve TAK, diğeri özel bir gazetemiz (masrafları kurum karşılıyor).
Peki, Anastasiadis'e kaç tane basın mensubu eşlik ediyor?
Dün sorduğum Rum meslektaşlarımdan aldığım bilgiye göre (yol ve konaklama masrafları karşılanacak şekilde) 20-30 arası bir grup.
Bunlara ek, bir de New York'ta daimi şekilde bulunan Rum gazeteciler de eklenince sayı 30'dan fazla.
Şimdi bazı sivri akıllılar 'hah, bunu götürmediler, onun için yazar bu yazıyı' şeklinde akıllar yürütebilirler.
Yürütsünler.
Umurumda değil.
Geçen yıl aynı toplantıya, eski Cumhurbaşkanı bazı gazetecileri götürmüş, bizler de bunu acımasızca eleştirmiştik.
Ancak geldiğimiz noktada bunu yapmakla iyi etmediğimizi düşünmekten kendimi alamıyorum.
Ha eski Cumhurbaşkanının çözüm diye bir ajandası olmadığından mı tepki göstermiştik, onu da bilemiyorum.
Ancak gelinen noktada kesin olan şey, Cumhurbaşkanı Akıncı'nın çözüm ajandası olduğu ve de bu New York işinin son derece önemli gelişmelere gebe olduğudur.
Bir TAK ya da BRT bize yetmez mi?
Bence yetmez.
Yok ki gidecek olan arkadaşlar yetersizdir
Alakası yok, bilakis son derece değerli gazetecilerdir
Ancak sadece onların varlığı yetmemeli.
Orada onlarla birlikte bulunacak, bu görevi gerçekten önemseyen bir gazeteci grubunun yapacağı girişimler, vereceği haberler şu kritik süreçte çok önemli olurdu.
Gazeteciliğin doğasında bu yok mu?
Haber size gelmez, siz habere gidersiniz.
Ancak görünen o ki Cumhurbaşkanlığı bu konuda tasarruf yapma yoluna gittiğinden heyet de o kadar kısıtlı.
Dolayısıyla bizim habere gitmemiz, olayı geniş perspektifte anlamamız maalesef kısıtlı olacak.
30 tane Rum gazeteciye karşı, 3 tane Türk gazeteci
İdare ederiz artık
Sonra da Rum basını çatır çutur yazsın.
Sonra da 'hep Rum basınından alırız haberi'
E hal böyle iken alırız tabii
Dünya değişmektedir
Algılar değişmektedir ancak görünen o ki bizim yönetimlerde kafalar değişmemektedir.
Son derece değerli insanlardan oluşan Cumhurbaşkanlığı ekibi içinde maalesef kafa karışıklığı yaşanmaktadır.
Ağır mı geldi?
Gelirse gelsin hiç umurumda değil.
Ama birilerinin bu göze bu parmağı sokması gerekir diye düşünüyorum.
Bu örnekte o parmağı sokan ben olayım madem
Herkes her konuda uzman olacak diye bir durum yok.
Birden fazla dil bilmek sizi hukuk uzmanı yapmaz, gazeteci hiç yapmaz.
Buna müteakip, uluslararası ilişkiler bölümünde ders verip, doktora yapmak da PR uzmanı yapmaz.
Fakat Kıbrıs Türk toplumunun geneline yayılan, bir mevki alınca 'büyük ufak bütün dağları ben yarattım' şeklindeki anlayış maalesef bu konu da etkin gibi durmaktadır
Kıbrıs sorunu son derece komplikedir ve bu konunun çözümü doğrultusunda işbirliği içinde olmak son derece elzem bir şeydir.
Bu konuda her ne kadar da işin büyüğü müzakere ekibine düşse de konuları halka anlatacak olan basındır.
Basın doğru bilgileri alıp, halka doğru bir şekilde sunmakla görevlidir.
İşi gücü çarpıtma haber yaparak başka şeylere hizmet etme amacında olan basından bahsetmiyorum.
Sonuç olarak, New York temaslarını geniş geniş Rum basınından takip edeceğiz artık
Onlar kamuoyu yaratsınlar biz de onların bize verdiği materyali tartışalım
Sonra yine başlarız; 'ne olacak bu Rum basınında çıkan haberler "
E adamlarda olanak çok, fırsat çok, kaynak çok
Hal böyle olunca, bize de 'atlatılmak' düşer
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.