New York, New York...

Yayın Tarihi: 28/09/15 08:04
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Nikos Anastasiadis New York temaslarına hızlı başlamış.

Rum lider hafta sonu Genel Sekreter Ban Ki Moon ve ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ile görüşmüş.

Her iki görüşme sonrası verilen mesajlara bakılacak olursa, tüm taraflar gidişattan memnun.

ABD Dışişleri Bakanlığı Sözcüsü "müzakerelerdeki ilerlemeyi selamlıyoruz" derken Genel Sekreter Ban da liderleri çözüm yönünde yaptıkları cesur girişimlerden dolayı kutlamış.

Ancak her iki görüşmeden sonra gerek Anastasiadis gerekse de sözcüsünün açıklamaları bu kutlama ve selamların dışında direk Türkiye ile ilgili olmuş…

Açıklamaların özündeki vurgu şu;

"Türkiye sözde olan çözüm iradesini pratiğe döndürsün…"

Gerek Ban, gerekse de Kerry görüşmeleri sonrası Anastasiadis 'in (ve sözcüsünün) yaptığı açıklamalardan bu pratiğin ne olduğunu da anlıyoruz.

Buna göre Anastasiadis, Türkiye'ye adım at çağrısı yaparken 'adadaki askerlerini çek' diyor.

Sonrasında da 'halkımın beklentileri garantilerin kaldırılmasıdır' diye de ekliyor.

Sözcüsü Hristodulides de Kerry görüşmesi sonrası "Türkiye bugüne kadar sözde dile getirdiği çözüm iradesini artık pratikte göstermelidir" diyerek aynı vurguyu yaptı.

Bu mümkün olur mu?

Bu satırların yazarına göre, o pratik, Türkiye'nin böyle bir adım atma düşüncesi olsa bile 1 Kasım 2015 tarihindeki seçime kadar asla hayata geçmez.

Hatta o günden sonra, seçimin sonuncuna göre geçebileceği de pek meçhuldür.

Malumunuzdur, Türkiye belki de tarihinin en önemli seçimlerini 1 Kasım günü yapacak.

Sonucun ne olacağını, sandıktan nasıl bir irade çıkacağını kestirmek pek güçtür.

Kıbrıs Sorununun hala daha güçlü bir şekilde 'milli dava' olarak görüldüğü bir diyarda, o konuda, seçim sürecinde bir gelişme olmasını beklemek çok zordur.

Dolayısıyla, Rum Liderin 'Türkiye iyi niyetini pratiğe döksün' şeklindeki New York'tan yaptığı çağrı Atlantik Okyanusu üzerinde kaybolur, Türkiye'ye ulaşmaz.

Hazır yolculuktan açmışken, bir başka noktaya da parmak basmak isterim.

O da Anastasiadis'in Ekim ayındaki yoğun dış gezi programı…

Buna göre 12 Ekim'de Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı ile bir araya gelecek olan Anastasiadis, ertesi gün Filistin'e, ardından da Çin'e gidecek.

Kaç gün?

Resmi açıklamaya göre 19 Ekim'e kadar.

Kasım Ayı başında da Ürdün ziyareti var.

Anastasiadis'in 20 Eylül'de İngiltere'ye ardından da Chicago'ya gittiği düşünürsek, 1 ayda nerdeyse dünya turu atacak diyebiliriz.

Akıncı ile bir sonraki görüşmesi ise 30 Ekim günü…

Zaman akıp geçerken, müzakereler bu en zor en kritik dönemece girerken, Anastasiadis'in bu ziyaretleri, hele de Çin ziyareti tartışmaya açık bir durumdur.

Adanın gerek güneyinde gerekse de kuzeyinde, müzakerelerle ilgili yoğun bir gündem yaşanırken Anastasiadis'in Çin'de ne arayacağını merak ediyoruz doğrusu.

Zira bizim beklentimiz müzakerelerin, liderlerin de aktif katılımıyla yoğunlaştırılması ve bir sonuç alınması yönündedir.

Bu minvalde bugün New York için adadan ayrılacak olan Cumhurbaşkanı Akıncı'nın temasları son nerece önemli olacaktır.

Akıncı, New York'ta 1 Ekim Perşembe günü ABD Dışişleri Bakanı John Kerry, 2 Ekim Cuma günü de BM Genel Sekreteri Ban Ki-Moon ile görüşecek.

Başka üst düzey temasları da olacak.

Anastasiadis ve Ban ile üçlü bir zirve sürprizi de olur mu?
Dünkü görüşmelerden sonra basının bu sorununa Anastasiadis 'şu an gündemde yok' yanıtını verdi, 'erkendir' dedi ancak siyasette her türlü gelişme beklenebilir.

Eğer üçlü bir görüşme yapılırsa kuşku yok ki bu son derece önemli olur.

Bir dipnot da Özel Danışman Espen Barth Eide'nin New York temasları ile ilgili yazalım…

Geçen gece sabaha karşı Twitter'de Eide'nin New York'tan attığı iletiye gördüm.

IMF'nin Direktörü Chirstine Lagarde ile son derece samimi bir poz vermiş Eide…

Kucak kucağa, yüzler de gülüyor…

Ne dersiniz, Eide parayı kaptı galiba?

Onu bilmem ama haftamız heyecanlı geçecek, şimdiden söyleyeyim…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.