Böyle analiz de böyle yasa da olmaz...

Yayın Tarihi: 29/10/15 08:03
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Dün, sosyal medya üzerinden bir bilgi yayıldı.

Bilgiye göre, Sağlık Bakanlığı her hafta resmi web sitesinden yayınladığı 'pestisit' analizlerini bundan böyle ayda bir yapacak deniliyordu.

Bir gazeteci olarak ilgili makamları aradım.

Devlet Laboratuvarı Müdür Süleyman Şakar ile konuyu konuştum.

Haberle ilgili detayı bugün gazetemizde de okuyabilirsiniz.

Süleyman Bey bana analiz sonuçlarının ayda bir yayınlanmasının daha doğru olacağını, haftalık bilgilerin karışıklığa yol açtığını anlattı.

Süleyman Bey'in anlattıklarına göre bir ürünün 'limit üstü' kalıntı muhteva ettiği 3 testten sonra belli oluyormuş.

Yani ürün daha tarlada iken gidilip numune alınıp test yapılıyormuş.

Eğer kalıntı var ise, bir ikinci numune daha alınıp tekrar test ediliyormuş.

Ve eğer onda da varsa, 3.tekrara giriliyormuş.

En sonunda orada da kalıntı tespit edilirse, ürün imha ediliyormuş.

Bu sürecin yasal prosedür olduğu da sözlerine ekliyor Süleyman Bey.

İşte o haftalık yayınlarda, misal, domateste zehir kalıntısı bulundu, oraya yazıldı, vatandaşlar endişeleniyormuş.

Halbuki o ürünün daha 2 ve 3.testi yapılacakmış da ondan sonra kesin karar verilecekmiş.

Üreticiler bu sonuçların haftalık yazılması ve vatandaşların mağdur olması durumdan mağdur oluyormuş.

Sonuçta Süleyman Bey yasalar çerçevesinde görevini yapmaktadır, bu durumun sorumlusu elbette o değildir ancak ürünler neden hemen ilk testte ürün hemen yok edilmiyor?

Bunu kendisine de sorduğumda bana cevaben yukarda yazdığım yasal gereklik olduğunu söyledi.

O zaman böyle yasa olmaz diye düşünüyorum.

Ziraat Mühendisi ya da Biyolog değilim elbet.

Ancak, bir tarla içerisinde bir kısım üründe kalıntı var ise bu ürünün geri kalanında da var sonucunu ortaya çıkarmıyor mu?

Belli ki, zamanında hükümet edenler, herhalde bazı kişilere ayrıcalık tanımak için böyle bir yasa icat ettiler da ondan bu 3 tekrarlı süreç…

Düşünün, bir tarlaya gittiniz, bir ürünü alıp test ettiniz, kalıntı çıktı.

1 hafta sonra gittiğinizde o kalıntı nasıl çıkmaz?

Havaya uçar?

Yoksa su ile yıkanınca çıkar?

Bu kalıntı ürünün içine zuhur etmez mi?

İnsanların hayatı bu kadar ucuz mu?

Böyle denetim nasıl olur?

Yoksa burası KKTC, olur böyle şeyler deyip geçelim mi?

İyi de kanser oranlarında dünya birincisi olmamız tesadüf değil herhalde.

Tamam, kabul ediyorum, bu sistem içinde yaşamak insanı hasta eder, doğrudur da, yediğimiz içtiğimiz bu zehirler?

Şimdi, sakın yanlış anlaşılmasın, üretimini layığıyla yapan, insan sağlığını ön plana koyan üreticileri tenzih ederim.

Hepsini aynı kefeye koymamız söz konusu olamaz.

Ancak böyle denetim böyle yasa olmaz.

Son olarak, dün sosyal paylaşım sitelerinden birinde gördüğüm, konu ile ilgili bir alıntıya yer vereyim.

Malumunuzdur, geçen gün bir polis memurumuz malum hastalıktan hayatını kaybetti...

Allah rahmet eylesin, çok gençti.

Bir arkadaşı üzüntüsünü Facebook üzerinden şöyle paylaşmış…

"Ey gözünü para hırsı bürüyen mahlûklar!

Ey insanlara zehir yediren caniler!

Bu illete çare bulamayan ilaç değil zehir tüccarları!

Yetmedi mi insanların başına ördüğünüz kötülükler,

Halkın canıyla kazandığınız servetler!

Bu kötülükler dünyasında sizin yaptıklarınız da kalmaz yanınıza!

Eğer ilahi adalet varsa!

İnsanlarımızın çektikleri artık yeter…

Bu üzüntüler, giden canlar geride kalanlar…

Böyle yasa da böyle denetim de olmaz…

Yetkililere çağrımdır…

Bu konuda son derece sert tedbirler ve caydırıcı cezalar şarttır.

Hapislikse hapislik…

Zira hiçbir şey insan hayatından daha önemli değildir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.