Çözümü makamlar, barışı halklar yapar...

Yayın Tarihi: 06/11/15 07:56
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Dün son derece önemli bir gelişme yaşandı ve adanın Kuzeyinde askeri bölgelerde olduğu daha önceden belirlenen 30 noktada kayıpların için kazı çalışması yapılmasına izin verildiği açıklandı.

Kıbrıs sorununun en insani yönü için alınan bu karar, adada başlaması elzem olan 'iyileşme süreci' açısından tarihi öneme haizdir.

Bilindiği üzere, bu bölgelerde askeri makamlardan izin çıkmadığı için kazı çalışması yapılamıyor, son derece insani olan bu süreç sekteye uğruyordu.

Dolayısıyla Kıbrıs Türk tarafının sivil ve askeri makamlarının bir uzlaşı çerçevesinde aldıkları bu karar bence alkışlanacak bir karardır.

Bilindiği üzere toplamda 2001 olan kayıp olan Kıbrıslı Rum ve Türk kayıplar için Kayıp Şahıslar Komitesi uzun yıllardır özverili çalışmalar yapmaktadır.

Bu kayıplardan 1508 tanesi Kıbrıslı Rum; 493 tanesi ise Kıbrıslı Türk'tür.

Ve bu komitenin çalışmaya başladığı tarih olan 1981'den beri yapılan kazılarda erişilen toplam kayıp sayısı 1020'dir.

Bu kayıpların 614 tanesi kimliklendirilmiş ve ailelerine teslim edilmiştir.

Ancak toplamda hala daha bulunamamış 1039 Kıbrıslı Rum ve 348 Kıbrıslı Türk vardır.

Nereden bakarsanız bakınız adanın hem kuzeyinde hem de güneyinde hala daha birçok acılı aile bu kaybedilmiş insanların acıları ile yaşamaktadır.

Bu durum birçok kayıp yakını için bir travmadır, üzüntü verici bir durumdur.

Kuşku yok ki adada bulunması amaçlanan çözümün yaşayabilir bir çözüm olabilmesi için iki toplumun bu kayıplarının en kısa sürede bulunması ve en azından gidip başında dua edecek bir mezarları olması son derece önemlidir.

Bu minvalde, Kıbrıs Türk tarafının geç de olsa attığı bu adım son derece önemlidir ve desteklenmelidir.

Zaten Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'da konuyla ilgili açıklamasını yaparken bu noktaya parmak basmış ve kayıplarla ilgili sadece resmi makamların değil, halkın da yardımcı olmasını, elindeki bilgileri paylaşmasını istemiştir.

İşte tam bu noktada, yeri gelmişken, Pazar günü Cyprus Mail'de makale olarak, ertesi gün de Kıbrıs Postası'nda haber olarak çıkan bir konuya değinmek istiyorum.

Pazar günü yapılan seçimler nedeniyle biraz da güme giden bu haberde/makalede, Cyprus Mail yazarlarından ekonomist George Kumilis'in hafta sonu çıkan makalesinde yapılan korkunç bir itiraf vardı...

Kumulis'in yazdığına göre, 21 Ekim günü Güneyde yayın yapan Radyo Astra'yı arayan bir kişi "ben eskiden EOKA-B üyesiydim ve 1974 yılında çok Kıbrıslı Türk öldürdüm. Şimdi çözüm olursa ve bu dava bana açılırsa Kuzeyde mi yargılanacağım, Güneyde mi?" şeklinde ifadeler kullanmış.

Yine Kumulis'in iddiasına göre söz konusu şahısın, Atlılar, Muratağa ve Sandallar katliamına karışmış birisi olması kuvvetle muhtemel…

Yazarın son derece sert bir şekilde kaleme alıp, resmi makamları yerden yere vurduğu makalesinde, böylesi bir itirafın canlı yayında yapılması ile birlikte polisin hemen harekete geçip söz konusu şahsı tutuklamak yerine kılını bile kıpırdatmadığı yazılmış.

Öyle ya, bu türden suçları işleyenler, maalesef adanın her iki tarafında bir nevi kahraman payesi alırlar…

Mesela Dohni katliamında babasını kaybeden çok samimi bir arkadaşım bana katliamı yapanlardan birisinin adının 'Antikis' olduğunu ve bu şahsın her gün göğsü kabara kabara güneydeki köyünün kahvesinde oturduğunu anlatmıştı.

Ve söz konusu şahsın yakalanması için bazı girişimleri yapılmasına rağmen Güneydeki yetkililerin kıllarını bile kıpırdatmadığını da sözlerine eklemişti.

Kumulis'in yazdıklarını görünce, aradaki benzerlik tas gibi ortaya çıkıyor…

Zira yazarın "bu şahıslar bırakın cezalandırılmayı, radyoda canlı bir yayına katılıp, yaptıklarını ballandıra ballandıra anlatma cesaretini bile bulabiliyor" demesi olayın nerelere vardığı konusunda son derece manidar ifadelerdir.

Toplum içinde ellerini kollarını sallayarak gezen bu katliamcıların adalet önüne çıkarılması için yetkililere çağrıları yapan Kumulis, bu konuda bir de iki tarafın ortak bir şekilde "bağışlanma günü" tarihi belirlemesi çağrısında da bulunmuş.

Kumulis'e katılıyorum.

Bu türden girişimlerin çoğalması, iki halkın birbirlerini 'affetme' yönünde karşılıklı empati kurması ulaşılacak olan çözümden daha hayati bir önemdedir.

Zira sorunu çözecek olan makamlar ancak barışacak olan halklardır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.