Sendikalar...

Yayın Tarihi: 12/11/15 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Hayır, en çok nere şaşarım?

Böyle sürekli devlet dairelerinin, bakanlıkların önünde eylem yapıp, KKTC devletinin anayasası, yasası ve daha bilumum şeyisi üzerinden hak arayanlara şaşarım.

Yahu siz neyin kafasını yaşarsınız?

Bu memleketin 'çakma' bir düzenle kurulduğunu, yasalarının sadece ve sadece güçlüleri koruduğunu bilmez misiniz?

Gidip Milli Eğitim Bakanlığı önünde eylem yaptığınız ve ne bileyim eğitim müfredatını hakkında değişiklik istediğinizde, o ilgili bakanın elinde her hangi bir yetki olmadığını bilmez misiniz?

Ya da maliye bakanlığında gidip bir eylem yaptığınızda o bakanın kendi parasını basmadığını, kendi hesabını bilmediğini, bilemediğini, yetkisi olmadığını bilmez misiniz?

O zaman bu eylemler necin yapılır?

Şov mu?

Yoksa dostlar alış-verişte görsün diye mi?

Sakın 31 Aralık 2015 gününe kadar sendikanıza üye yazma yarışı için olmasın bu eylemler?

Zira 1 Ocak gününden sonra bir defa sendikaya üye oldunuz mu, bir daha başka sendikaya geçemiyorsunuz.

Bütün yıl boyunca da maaşınızdan kesilen aidatı o sendikaya yatırıyorsunuz.

Bu durumda iki de bir, haklı haksız eylem/grev yapma sendikaya üye kaydetme savaşı mıdır nedir?

Yoksa bu memleketin, doğmacasından gelen sorunları bitmek bilmemektedir, bu düzen altında da bitecek gibi görünmemektedir.

Yani istediğin kadar eylem yap, istediğin kadar grev yap, bizim adamların elinde yetki yoktur.

Valla bana bunları bizzat bir sendikacı arkadaşım söyledi, ben uydurmuyorum.

Ayrıca, sendikaları toplumların, çalışma hayatının ve de sosyal adaletin emniyet supabı olarak gördüğüm için bu satırları yazmaktan hiç çekinmiyorum.

Ancak rahatsız olduğum şey bu ülkede sendikacılık denilen kurumun aynen yozlaşıp tükenen siyasete paralel yozlaşmış olduğudur…

2013, 28 Temmuz seçimlerinde aday olan 8 sendikacı arkadaşın hiçbiri meclise girememiş.

Neden acaba?

Eskiden sendikacılık milletvekili olma yolunda önemli bir zıplama noktasıydı ancak gelinen noktada anlaşılan odur ki halk bir şekilde sendikacılara geçer not vermiyor.

Tesadüf mü?

Hiç de değildir.

Peki sendikacılar bu konuda öz eleştiri yapıyorlar mı?

Mesela bir yandan 'yetti yahu mecliste hep aynı yüzler seçilir, çekilin halkın önünü açın' diye atıp tutarken, diğer taraftan Nuh zamanından beri sendika başkanı olan arkadaşlar yok mu?

Var.

E, nasıl olacak bu iş?

Bir sendikanın başında 20 sene oturmak ne demektir?

Statüko değil de nedir bu?

Bir partinin başında 20 sene oturmakla, bir sendikanın ya da bir sivil toplum örgütünün başında 20 sene oturmak arasında şekil şemal ve sonuç olarak hiçbir fark yoktur.

Dolayısıyla, toplumsal adaletin tesis edilmesinde en büyük görevin düştüğü bu güzide örgütlerimizin kendine çeki düzen vermesinin zamanı çoktan geldi de geçmektedir diye düşünüyorum.

Yani, eskiden Sendikal Platform bir eylem, grev yapmaya kalktığında yer yerinden oynarken, şimdi yapılan eylemlere en fazla 50 kusur kişinin gitmesini bir tek ben mi korkunç olarak görüyorum?

Bu yazıyı yazdım diye bana saldıracak olanlar, beni bilmem kimin adamı ilan edecekler olabilir ama bence hiç boşuna uğraşmasınlar zira gerçekler acıdır.

Bakınız, toplumdan kopan, tamamen zümresel çıkarlar için hareket edenlerin sonu kötüdür.

Yeri gelmişken, size bu kopma ile ilgili bir de örnek vermek istiyorum.

Dostum Vatan Mehmet anlattı…

Bir öğretmen sendikası bir okulda eylem yapıyormuş, tabii basın da orada.

Velilerden birisi Vatan'a aynen şunu demiş;

"Ben günde 15 saat skaloşaların üstünde ırgatlık yaparım. Ve tek derdim de çocuğumun saat 8'den 1'e kadar bu okulda olduğunu bilmektir. Benim eşim de çalışır, kim bakacak bu çocuklara okul yoksa? Her gün grev yapılır ama benim derdim çocuğumdur, öğretmenin hakkı değil…"

Şimdi bu adam bunu dediği için ona 'bilinçsiz' diyebilirsiniz.

Haktan hukuktan da anlamıyor diye suçlayabilirsiniz de.

Ama o adamın gerçeği bu.

Adamın gerçeği çocuğuna evde bakacak birisi olmadığı için okulda ve güvende olmasını bilmektir…

Bu gerçeği bilmeden, bunu göz ardı ederek hiçbir yere varamayız.

Varamayınca da yürüdüğümüz yollar, yaptığımız mücadeleler hep boşa çıkar.

Umarım toplumun belkemiği olması gereken sendikalarımız, tez zamanda siyaseti odak almak yerine direk halkı odak almaya başlarlar...

Ve umarım sendikalarımız en kısa zamanda halkın gözünde o eski değerli yerlerine tekrardan gelirler.

Gidişat hiç iyi değil zira…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.