Derinya konusu 'kavgaya' mı takıldı?

Mağusa İnisiyatifi dün Derinya Kapısında gelinen son nokta hakkında çok yerinde bir açıklama ile resmen taşı gediğine koymuş.

Nasıl mı?

Dr.Okan Dağlı imzalı açıklamada şöyle demiş mesele inisiyatif;

"İki toplumun da açılması konusunda irade beyan ettiği ve bu irade doğrultusunda iki liderin Sayın Akıncı ve Sayın Anastasiadis'in, karara bağladığı ve teknik komitelerce de onaylanmış olan geçiş noktalarının açılması konusunda CTP-UBP Hükümeti herhangi bir girişim yapmamakta ısrar etmektedir."

Başka ne denilmiş açıklamada?

"Yaklaşık 4 ay önce kurulan ve takvimlendirdikleri sorunları dahi çözmede yetersiz kaldığını gözlemlediğimiz bir ortamda, hükümetin geçiş noktaları konusundaki irade eksikliği düşündürücüdür. Görüşme sürecinin olumlu bir havada devam ettiği bu günlerde sürece çok ciddi olumlu katkılar getirecek yeni geçiş noktalarının açılmasına karşı CTP-UBP Hükümetinin bu duyarsızlığının veya iradesizliğinin altında yatan sebepleri de bilmek istiyoruz."

Ya ya…

Bizler de bu iradesizliğin sebepleri hakkında bir açıklama bekliyoruz…

Hayır, geçtiğimiz aylarda bu konuda kalem sallayan, Akıncı'yı 'asker' karşısında bir adım atamıyor diye verip veriştiren arkadaşlar belki bu konuda da iki kelam ederler…

Yoksa edilecek olan o iki kelam, konunun esas muhatabı hükümetin büyük ortağı CTP'dir diye edilmeyecek mi?

Bunu merakla bekleyeceğiz.

Şunu açıkça yazayım;

Bu konuda inisiyatifin kastettiği 'hükümet' direk olarak CTP'dir.

Neden?

Çünkü hükümetin küçük ortağı konumundaki UBP'nin, Derinya Kapısı 1500 sene daha açılmasa 'üzüntüsünden harap olmayacağı' aşikârdır da ondan…

Bundan mütevellit, inisiyatif de açıklamasında "Mağusa - Derinya geçiş noktası gündeme geldiğinden beri topu askeri yetkililere atmaya çalışan CTP Genel Başkanı Sayın Talat'ın tutumu bizde şu ana kadar olumsuz bir etki yaratmıştır. Her türlü teknik sorunun aşıldığı halde hala daha her konuştuğunda siyasi iradesizliği ve isteksizliğini çeşitli bahanelerle ortaya koyan Sayın Talat'ın bu tutumu karşısında Başbakan Sayın Ömer Kalyoncu'nun da bu konuyla ilgili tek bir kelime söylememesi hükümetin isteksizliğinin bir başka örneğidir" şeklinde ifadelerle işin hedefinde kim vardır, açıkça vurgulamıştır.

Açılması istenilen Derinya Kapısı hala daha kapalı bir durumdadır ve açıklamaya bakılırsa, Kasım ayı içerisinde de bir hareketlilik olmayacağı kuvvetle muhtemeldir.

Bunu elbette, inisiyatifin gözünün önündeki bu kapıda yaprak bile kıpırdamadığını kolayca gözlemleyebildiği be sonucunda da böyle bir açıklamayı yapmasına dayandırarak yazıyorum.

Derinya Kapısının açılmasından çok daha önemli olan şey şu anda devam etmekte olan yoğunlaştırılmış görüşme sürecidir.

Ve bu kritik süreç devam ederken açılacak olan çözümsüzlüğün sembolü Maraş kentindeki Derinya Kapısı müthiş bir gelişme olurdu.

Ancak görünen o ki bu olmayacak.

İnisiyatife bakılırsa-ki ortada asker, BM ve taraflar arasında ulaşılan çok açık bir anlaşma varken- hükümet gerekeni yapmıyor.

E peki hükümet neden ayak sürüyor?

İnsanın aklına türlü türlü can sıkıcı senaryo geliyor…

Ne mesela?

Hasbelkader Kıbrıs sorununu çözen lider CTP kökenli olmayan Mustafa Akıncı olacak diye mi yapılır mesela bunlar?

Hoş, bu soruyu Sayın Talat'ın gazetecilerle yaptığı kahvaltıda Levent Özadam da sorduydu;

"Çözümü Akıncı'nın yapması, CTP için bir sorun olmaz mı?" tadındaki soruya Talat "Akıncı çözümü yapsın, CTP onu kucaklar" diye cevap vermişti.

İyi o zaman Sayın Talat.

Akıncı öyle ya da böyle çözümü yapmaya çalışır işte, kucaklamayıp da ne yapacaksınız?

Nedir yani, bir yol genişletmek, iki kulübe koymak; gümrük memuru, polis koymak bu kadar zor mu?

Yoksa böyle giderse Cumhurbaşkanı Akıncı ile Müzakereci Özdil Nami arasında yaşandığı söylenen 'kavganın' gerçek olduğuna inanır olacağız…

Bu da hiç iyi bir durum değildir…