Derviş Bey'le hasbihal...

Yayın Tarihi: 15/12/15 07:59
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Dün sabah Genel Yayın Yönetmenimiz Rasıh Reşat "gel meclise gidelim" deyince, uzun zamandır gitmediydim zaten diye düşünüp yola düştük.

Meclis içinde gerekli kişilerle görüşüp, haberlerimizi düzdükten sonra, Rasıh Reşat 'ne yapalım nere gidelim' diye sordu.

Ben "bilmem be sör" diye cevap verince de "yürü Derviş Bey'e gidelim, bir kahvesini içelim" deyiverdi.

Ben "Derviş Bey mi? Hangi Derviş Bey" diyecek oldum ama başka hangi Derviş Bey olabilirdi ki?

Neyse, uzatmayayım, Derviş Bey'in Kumsal'daki çalışma ofisine gittik, kapıdan girdik.

Odasının kapısı açık olan Derviş Bey, biz girdiğimizde gazeteleri okuyordu.

Geldiğimiz haber verilince "ooo gelin bakalım" diyerek son derece samimi bir şekilde bizi karşıladı.

Ardından da kapıda beliren kızı Aslı'ya "Aslı gel gel, son derece tehlikeli adamlar geldi" diyerek onu da buyur etti.

Aslı içeri girip "yok baba" dedi, "esas tehlikeli budur" deyip beni işaret edince, kahkahayı attık tabii.

Derviş Bey'in fikirlerini, politikalarını desteklemeyebiliriz.

Ama gerek onunla çalışanlar gerekse de başka türlü muhatabı olanların çoğu hep aynı şeyi der; "insani yönü son derece güçlü, babacan bir adamdır…"

Ben de aynı fikirdeyim.

Kendisiyle ilk kez karşılıklı oturup, muhabbet etme fırsatı bulduğumu da ayrıca belirteyim.

O da beni tanımadığından "neydi evladım senin ismin" diye sordu.

Söyleyince de "yazıların çok uzun" diye inceden mesajı gönderiverdi…

Ardından da laflamaya başladık…

Konu meclis görüşmelerinden açılınca, Derviş Bey olanları bitenleri izlediğini söyleyerek kendi başbakanlığı dönemlerinde yaşadığı olaylardan kesitler anlattı.

Sonra konu Anayasa Referandumu ile birlikte Anayasa değişikliğine geldi.

Ben "bugün Ferdi Sabit Soyer meclisteki konuşmasında anayasa değişikliğinden söz etti" deyince, Derviş Bey "e değiştirsinler. Tutan mı var kendilerini?" diye münasip cevabı verdi…

Doğru ya, 39 milletvekili ile başta bulunan bir hükümetin böyle bir gücü vardır.

Ardından, serde Kıbrıslılık var napsanız, konu döndü dolaştı önce yeme içmeye ve ardından da Merhum Denktaş Bey'in Pulya merakına geldi.

Rasıh Reşat "bir rivayete göre 80 pulya yediği bile olmuş" deyince, Derviş Bey "vallahi Denktaş Bey pulyayı çok severdi. Hatta hatırlarım, 1976'da bir gün, hükümet daha yeni kurulmuştu, Başbakan da Nejat Konuk'tu. Nejat Bey bize Aysergi'de bir yemek verdi. O zaman da pulya bol. Restorancı bir sürü pulyayı kaynatmış, suyuna da nefis bir bulgur pilavı yapmış. Afiyetle yemiştik" diye eski bir anısını bizlerle paylaştı.

Tarih, isimler, görevler…

Derviş Bey için sürekli duyduğum şey "her şeyi ve herkesi hatırlar, keskin bir hafızası vardır" şeklindeydi.

Açıkçası dün bunun canlı örneğini yaşadım.

Ayrıca Sayın Başkanı çok da sağlıklı gördüğümü sözlerime ekleyim.

Her gün en az 50 dakika yürüyüş yapıyormuş.

Konu spordan açılınca da futbol ve Fener'in geçen gece kazandığı maç gündeme geliverdi.

Son derece iyi bir Galatasaraylı olan Derviş Bey'e göre, hakem Başak Şehirli futbolcuyu oyundan atmasaydı, Fener'in bu maçı kazanması mümkün değildi.

Ben de aynı görüşteyim tabii…

Ancak, futbol dışında hazır kendisini bulmuşken müzakereleri de sorayım deyip, "durumu nasıl görüyorsunuz ?" diye konuyu açtım.

Başkan "Mart'ta referandum diyorlar ama ben ihtimal dışı görüyorum. Muhtemelen görüşmelerde yine yazı buluruz. Sonrasında ne olur bilmem" şeklinde cevap verdi.

Ona göre Rum Liderin niyeti açıklamalarında gizli.

"Anastasiadis'in söylediklerinin arkasına bakarsanız niyeti görürsünüz. Mesela her iki tarafında kazanımı olursa çözüm olur diyor. 1974'te bizim kazanımlarımız olan şeyleri geri istiyor. E nasıl olacak bu iş? Biz vereceğiz, o kazanacak…"

Bu konu üzerinde de bir müddet konuştuktan sonra konu dönüp dolaşıp 2.Cumhurbaşkanı Mehmet Ali Talat'a gelince, Derviş Bey espriyi patlatıverdi;

"Geçen gün katıldığım bir televizyon programında Sayın Talat'ın çözümden sonra Birleşik Kıbrıs'ın başkanlığı için aday olacağı söylendi. Bence zor olur, ömrü buna yetmez…"

Buna kahkahalarla güldük, ikram ettiği çayı içtik ve sohbetimizi bitirdik…

Eh, başkanı bulmuşken bir de selfie çekelim deyince "tabii tabii" dedi.

Eski bir Cumhurbaşkanı'na saygıdan biraz mesafe bıraktım ancak Derviş Bey "gel gel yaklaş korkma" deyince aklıma yıllar önce katıldığım Cumhurbaşkanlığı resepsiyonunda beni tanıştıran Özdemir Tokel'in "başkan bu sana düşmandır" şeklinde takdimine hitaben bana söylediği sözler geldi;

"Önyargılarından kurtul evlat"…

Haklıymış…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.