"Su", Tsunami'ye dönüşürken...

Yayın Tarihi: 28/12/15 08:10
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

"Gelecek olan suyu biz garip Kıbrıslı Türklerin kara kaşı kara gözü için getirmeyeceklerini defalarca yazmış çizmiş birisi olarak hep demiştim zaten…

Bu suyu bizim yönetimimize vermezler…

Lakin son günlerde duyduklarımız, yazdıklarımız işin sadece gelen su ile bitmeyeceğini gösteriyor."

Bu ifadeleri 1 Ekim tarihli köşemde yazmışım.

Gelinen noktada gördük anladık ki iş sadece gelen su ile bitmedi, bitmeyecek de.

Bugün gazetemizin ön sayfasında Türkiye'nin KKTC Hükümeti ile vardığı su mutabakatı anlaşmanın tamamını okuyacaksınız.

Buna göre gelen su ile ülkenin tüm yerel su kaynakları bir elden, yani özelden işletilecek.

Daha doğrusu özerk bir su yönetimi kurulacak ancak işletmesi direk olarak özelde olacak.

Dahası, bu işletmeci olacak olan şirket dışında ada üzerinde su ticareti yapan diğer tüm kişi veya kuruluşların tüm faaliyetleri yasaklanacak, su üstüne hakkı olan şirket dışında başka herhangi bir şirkete/kişiye su ruhsatı/izni verilemeyecek.

Başka?

Söz konusu şirketin çalışanlarına çalışma ve oturma izninde kolaylık sağlanacak, üst düzey yöneticileri için bu izinler istenmeyecek.

Oh oh…

Bu arada bu işlerde çalışacak olanların yüzde ne kadar yerli olacak hiç bilinmiyor ancak turizm sektöründeki duruma bakılarak tahminler yapılabilir.

Ayrıca söz konusu işletmeci, yani özel şirket çeşitli harç ve damga pullarından muaf olacak, KDV ödemeyecek ve KKTC Devletinin şirketin yapacağı yatırımlar için yapılacak olan tahsis ile kamulaştırmalar için tek kuruş para vermeyecek.

Kim verecek?

KKTC Devleti verecek.

Suyundan da koysalar konulur yani…

O da değil, bu gelen suyun 3.ülkelere satılması konusunda KKTC değil, Türkiye yetkili olacak.

Nasıl dediniz?

Yani yarın öbür gün bu su Rum tarafında satılacaksa bunu Türkiye satacak, biz değil.

Ne güzel güzel…

Saymakla bitmeyecek, yazmakla tükenmeyecek nitelikte bir anlaşma ile adanın Kuzeyinde insan hayatı için olmazsa olmaz bir şey olan su 'özelleşiyor'.

Ve işte CTP-PM'si Cumartesi günü toplanıp, hükümetin Türkiye ile mutabık kaldığı bu anlaşmayı reddetmiş.

Söylenenlere göre bu anlaşma, 13.maaş ödenmesi konusunda çok sıkışan, ödeyemeyen hükümete 'ya imzalarsın ya da maaş ödeyemezsin' şeklinde bir bilgi notu ile iletilmiş.

Ancak benim anlamakta zorlandığım, hükümetin büyük ortağı bir parti, küçük ortakla birlikte muhatabı olan Türkiye ile anlaşmışken, bir parti meclisi nasıl bunu reddeder?

Bakınız, reddetmesine lafım yok, sonuçta ben de olsam ben de reddederdim ancak bu minvalde kaç tane CTP'den bahsediyoruz?

CTP'nin Genel Başkanı Başbakan değil diye bu durum ister istemez iki başlı bir durum mu yarattı acaba?

Genel Başkan Mehmet Ali Talat'ın su meselesi ile özel olarak ilgilendiğini biliyoruz.

Bizzat kendi girişimi ile uzmanlardan oluşan bir ekip yarattığını da biliyoruz.

Genel Başkanı ile Başbakanın CTP içerisinde 'aynı zümre' içinde yer aldığını da düşünürsek, bu Parti Meclisi kimin egemenliğinde o zaman?

Yani Sayın Talat'ın içinde bulunduğu PM bu kararı nasıl aldı?

Başbakan Ömer Kalyoncu'nun bu mutabakata varması herhalde Sayın Talat'ın bilgisi dışında olan bir şey değildir.

E o zaman ne?

Ayrıca çeşitli kaynaklardan gelen bilgilere göre, Cumartesi günkü toplantıya katılan hükümetin bazı bakanlarına 'hakaret' edildiği de iddia ediliyor.

Durum buysa, işin zembereği iyice kopmuş demektir.

Tüm bu olanlardan sonra başka bir bilgi ile yazıyı noktalayayım;

Denilen o ki hükümet bugün 13.maaş için eksildiği 20 milyonluk kaynağı bulup ödemeyi gerçekleştirecek.

Ardından da önümüzdeki 48 saat içinde koalisyonun akıbeti belirlenecek.

Bizlere ise o zaman dilimi içerisinde gelen suyun hükümet için Tsunami'ye dönüşüp dönüşmediğini görmek kalıyor…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.