Çözümün maliyetinin kritik noktası...

Yayın Tarihi: 26/01/16 10:24
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Davos Zirvesi sonrası Kıbrıs sorununun son düzlüğe girdiğini artık iyice anlamış olmakla birlikte, bu işin kısa süre sonra ortaya çıkacak bir planla birlikte referanduma gideceğini ya da bir çözüme ulaşılamadan defterinin dürüleceğini tahmin etmek güç değil.

Elbette bardağın dolu tarafına bakıp da bu işin mutlu sonla biteceğini dileyen birisi olarak işin defterinin sürüldüğü senaryo ile ilgilenmek yerine, olursa ne olacağını konuşmak daha mantıklı geliyor.

Diyelim ki bu iş, mutlu sonla, yani taraflar arasında varılan bir anlaşmanın iki toplum tarafından da onaylandığı bir referandumla sonuçlandı.

En önemli sorulardan birisi doğal olarak 'ekonomik olarak bugünden daha iyi olacak mıyız?' sorusu olacaktır.

Zira malumumuzdur, kimse hayat şartlarının daha da kötüleşeceği bir çözüme evet demez, dememelidir de.

Müzakerelerin en önemli başlığı mülkiyet ile birlikte toprak ve garantilerdir.

Bana göre yönetim ve güç paylaşımı da hayatidir ama toplumun geneli yukarıda saydıklarımı ön plana çıkarmaktadır ve bunda da haklıdırlar.

Bu yazıda konu mülkiyet ve toprak olduğundan diğer iki konuyu bir tarafa bırakıyorum;

Olası bir çözüm sonrası mülkiyet ve toprak durumu ne olur?

Bir kere, mülkiyetlerin tazminatı için bir fon yaratılması ve her iki topluma da yeni, ağır mükellefiyetler getirilmemesi şarttır.

Espen Barth Eide'nin son açıklamaları da buna yönelik vurgular taşımaktadır.

Gerçekten de zaten ağır ekonomik yükler altında ezilen Rumlar ve Türkler, kuşku yok ki yeni bir ekonomik yüke evet demek istemeyeceklerdir.

Ama konuşulan ve özlenen senaryoda, bu tazminatların bir şekilde halli öngörülmektedir.

Dolayısıyla bu konuda spekülasyon yamanın bir manası olmaz.

Ancak, bu yazıma da ilham veren ve geçtiğimiz Pazar günü Cyprus Mail Gazetesinde konuyla ilgili bir makalesi yayımlanan Rum Ekonomist Kostas Apostolides'e göre, çözümün maliyetinin sadece büyük oranda Rumlara, küçük oranda Türklere ödenecek tazminatlar üzerinden yapılması son derece yanlış olur.

Apostolides'e göre en hayati noktalardan birisi, çözümle birlikte yapılacak toprak ayarlamaları ile birlikte yerinden edilecek ekseri Kıbrıslı Türk toplumunun yeniden yerleşmesinin ivedi ve planlı şekilde olmasıdır.

Aynen katılmakla birlikte, yine Apostolides'in tespitine göre, bu konuda henüz 'özlü' bir çalışma yapılmamasından da aynı endişeyi duyuyorum.

Sonuç olarak kendi emeği ile kazandığı, tahsis olmayan mülklere sahip bir ailenin çocuğu olarak bu konunun tam ve net olarak ortaya çıkmasını elbette aruzlarım.

Ve elbette, hayatta her şeyin para olmadığını bilen, biz değilse bile çocuklarımızın uluslararası hukuka tabi bir şekilde, hakça, insanca yaşamasını arzulayan birisi olarak, çözüm ile birlikte ekonomik olarak ölmeyi isteyen birisi de olamam.

Yani arkadaşlar, çözümle birlikte, söz konusu toprak iadeleri ile birlikte yerlerinden edilecek insanların bu mağduriyetlerinin çok süratli bir şekilde giderilmesini istemek, bunu beklemek, en doğal hakkımız tabii ki olmalıdır.

Zira biz çözüm sonrası, incir ipi gibi uzayan biz dizi büyük sorunların ortaya çıkması, insanların mağduriyetinin sürmesi ve nihayetinde kafalarda 'eski günler daha güzeldi' şeklinde düşüncelerin oluşması, inanın bana sittin sene süren uğraşlar sonucu varılan o mutlu sonu sürdürülebilir kılmaktan çok uzak olur.

Ondan sonra işlerin daha da vahim noktalara varması olasıdır.

Bu yüzden, aslında, Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın başta olmak üzere, Eide ve diğer yetkililerin vurguladığı üzere bu işi büyük oranda tazminatla çözmek ve yerinden edilme durumlarını en az düzeye indirmeyi başarmak sanırım en sancısız yol olur.

Öte yandan çeşitli toprak ayarlamaları yapılmadan da çözümün olmayacağını bilmemiz gerekmektedir.

Ve yine, başka bazı enstrümanlarla bunu sağlamak için, sağlıklı bir al-ver sürecini başarmak, bunun için yaratıcı fikirler bulmak en doğrusudur.

Çünkü varılacak olan anlaşmanın her iki toplumun yararına olması elzemdir.

İşte tam bu noktada, Apsotolides'in de dediği gibi, her iki toplumu da, çözümle birlikte daha iyi şartlara sahip olacağına ikna etmek, bunu gerçek kılmak kuşkusuz en önemli olgudur.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.