Arapsaçı...

"Türkiye-CTP-UBP-BESKİ ve diğerleri ekseninde büyümeye devam eden su meselesinin yaratacağı bir takım gelişmeler olacak gibi.

Açık konuşmak gerekirse, bu su meselesi, CTP-UBP koalisyonunun sonunu getirecek gibi duruyor.

Su değil, Tsunami sanki…

Dolayısı ile 'sudan sebep yüzünden hükümet bitti' demek hiç doğru değil."

Yukarıdaki satırları 13 Ekim 2015 günü yazmışım…

Nitekim su meselesinin CTP-UBP Hükümeti üzerindeki etkisi aynen Tsunami gibi oldu ve hükümet resmen bitkisel hayata girdi.

Muhtemelen bu hafta sonuna kadar da hakkı rahmetine kavuşur…

Niye?

Son 3-4 gün içinde yaşananlara bir bakalım…

Hükümetin küçük ortağı UBP'nin Genel Başkanı Hüseyin Özgürgün Cumartesi günü kendi twitter hesabından aynen şunları yazdı;

"Sayın Talat: "Kararı Hükümet verecek" dedi. Hükümet kararını zaten vermiştir. Bakanlar kurulunun kabul ettiği metin ivedilikle aynen imzalanmalıdır."

Duydunuz mu?

Bakanlar Kurulu zaten gelen metni kabul etmiş, onaylamıştır.

Yani Hüseyin Bey diyor ki "iş bitmiştir, bakanlar kurulu bunu imza etmiştir, kararlaştırmıştır."

Nitekim, dün mecliste konuşan CTP'li vekillerin ve Başbakan Kalyoncu'nun 'su konusunda istişareler devam edecektir' şeklindeki açıklamalardan sonra, UBP'li Bakanlar Hüseyin Özgürgün başkanlığında toplanarak ortakları olan CTP'ye bir ültimatom verdi ve dedi ki "UBP, ortağı olduğu hükümetten, ülkeye ve halkına sorumluluğu gereği önceden onayladığı metni aynen imzalayarak su konusunun en kısa sürede sonlandırılmasını talep eder."

UBP içinden son derece güvenilir ve üst düzey bir kaynaktan aldığım bilgiye göre, eğer CTP bu metni imza etmezse, UBP hükümetten çekilecek.

Aynı kaynağa göre bu karar Cuma günü toplanacak olan UBP Parti Meclisi sonrası açıklanacak.

Peki neler yaşandı ki durum bu hale geldi?

Kaynağımdan aldığım bilgiye göre, geçtiğimiz Çarşamba günü toplanan Bakanlar Kurulunda ortaya konulan son metin tüm bakanların ortak fikri ile kabul etmiş.

Ardından her iki partiden bakanlar hep beraber belediyeler ile toplantı yapmışlar ve demişler ki "metin budur, kabul ettik, tartışmaya açık değildir."

28 belediyeden 21 tanesi bu işe evet demiş, 7 tanesi ise kabul etmemiş.

Ancak, ne olduysa Cumartesi günü toplanan CTP PM, tekrardan dönüp de su ile ilgili 'istişareler devam edecek' diye karar alınca, UBP'de film kopmuş.

UBP'den bir bakanın sinirli bir şekilde "oldu olacak PM'den 5 kişi yollasınlar da onlarla hükümet edelim, bakanlara gerek yok…" dediğini belirtti.

Kaynağımın anlattığına göre, UBP tabanı ve de tavanı, CTP'nin parti meclisinin, Bakanlar Kurulunun önüne geçmesine tepkisi büyük.

Dahası, yine kaynağımın dediğine göre, CTP Genel Başkanı Mehmet Ali Talat söz konusu metnin imzalanmasına karşı…

Denilene göre, Talat, Çarşamba günü alınan kararı ertesi gün UBP'den gelen bir telefon ile öğrenmiş.

Cevaben de demiş ki "benim öyle bir kararım yok, CTP böyle bir metni imza edemez…"

Hatta dönmüş ve Başbakan'ı arayıp hesap sormuş.

Bu durumda, CTP'de birbirlerinden kopuk olarak hareket eden iki parça olduğu kesin.

Dün tüm bunlar yaşanırken, CTP'nin Maliye Bakanı Birikim Özgür ile birlikte Tarım Bakanı Erkut Şahali'nin istifa edeceği haberi geldi.

Vatan Mehmet hemen telefona sarılıp Birikim Bey'i aradı…

Bana göre süreç içerisinde resmen 'günah keçisi' ilan edilen ve parti içi bazı çevreler tarafından hedef tahtası olarak kullanılan Özgür son derece manidar bir açıklama yaparak "babamın kaderini yaşamayacağım, istifa etmeyeceğim, edecek olan etsin" deyiverdi.

Bu açıklamadan sonra CTP içinde ok yaydan çıkmıştır.

Su ile gelen Tsunami genelde hükümet için etkili olurken, özelde de belli ki CTP için etkili olacak…

Arapsaçı gibi gelişmelerin özeti işte bunlar…