Kaçınılmaz değişim ve bir erken seçim çağrısı…

Yayın Tarihi: 20/02/16 11:06
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Adam parti kurmuş, iktidara aday, erken seçim çağrısı yapmış…

Vay sen misin böyle bir çağrı yapan…

"Mal bulmuş mağribi…"

"Çakal…"

"Koltuk için salyaları akar…"

"Fırsatçı…"

Yapılan suçlamalar bunlar…

Kimden bahsediyorum?

Halkın Partisi Geçici Başkanı Kudret Özersay'dan…

Hoca, Salı günü, hükümette yaşanan rezillikleri öne sürerek "maskaralığı bırakın, erken seçime gidelim" gibisinden bir açıklama yaptı.

Öncesinde, Salı sabah saatlerinde, hükümetin Tarım Bakanı "eşyalarımı topluyorum, odayı boşaltıyorum, istifa edeceğim, Başbakan yönetemezse o da etsin" diye açıklama yaptı.

Sonra öğleden sonra pişkin pişkin "görevimin başındayım, sözlerim yanlış anlaşıldı" diye tekrardan açıklama yaptı…

Ondan önce, geçen gün, hükümetin küçük ortağı, büyük ortağına 'muhtıra' çekip, 'su ile ilgili protokolü imza et' dedi…

O muhtıradan beri küçük ortak UBP'de gün boyu toplantılar yapıldı, CTP dışında hükümet formülleri konuşuldu…

Hatta çeşitli kaynaklar DP-UG ile Serdar Denktaş dışarıda olacak şekilde, Hasan Taçoy'un Başbakan Yardımcısı olacağı bir formül üzerinde uzlaşılmış bile dendi…

Hafta boyunca bu tartışmalar devam etti ve ben bu satırları yazdığım sırada UBP Parti Meclisi 'hükümete devam ya da tamam' konu başlığıyla toplantı halindeydi.

Sonuç ne çıkar bilemem ama velev ki UBP, CTP ile bu işi bitirdi, DP oracıkta beklemektedir.

Yine velev ki bu hükümet bitti, UBP-DP kuruldu, durum değişir mi?

Hayır.

Çünkü artık bu ülkede değişim kaçınılmaz bir haldedir.

Ancak bütün kabahat yine de Kudret Hoca'dadır…

Neden?

E canım her muhalefet partisinin doğal olarak yaptığı 'erken seçim' çağrısını yaptığı için.

Arada bazıları 'hoca su konusunda suskun kaldı' şeklinde atıp tutmalar da yapmış.

Adam bizzat parti programına su ile ilgili "KKTC'deki tüm su kaynaklarının yönetimi su yasası çerçevesinde KKTC'nin yetkili makamlarında olmalıdır. Borularla gelen suyun kullanımı ve dağıtımı KKTC halkının yararı doğrultusunda kamu/belediye ve özel işletmelerin de içinde olacağı bir konsorsiyum modeli ile çözümlenebilir" diye açık açık yazmış, bunu defalarca dile getirmiş ancak bunlar belli ki sağır kulaklara düşmüş, duyulmamış.

Okumak isteyenler gidip bu linkten de bakabilir; https://halkinpartisi.biz/img/Halkin-Partisi-Program-6-Ocak-2016.pdf

Ancak okuyunca da başka bir durum bulurlar bu arkadaşlar…

Neden?

Zira nefret var.

Korku var.

Niye?

Çünkü ilk seçimlerde eski partilerinin üzerinden silindir gibi geçecek Halkın Partisi var da ondan.

Bunu ben kendi kafamdan mı uydurdum?

Uydurmadığımı, durumun bu olduğunu, eninde sonunda bu seçimin yapılacağını ve de bu silindirin etrafı dümdüz edeceği bence çoğumuzun malumudur...

Bunu sosyal medyadan, sokaktan, haber paylaşımından, insanların konuşmalarından ve daha birçok şeyden görebilirsiniz zaten…

Ha diyeceksiniz, eski partilerinin üzerinden silindir gibi geçti da ne oldu?

Ya da ne olacak?

O konu, bu satırların yazarı için tartışma konusudur işte.

Neden derseniz, içinde bulunduğumuz sistemin çürümüşlüğü o kadar fazla boyuttadır ki, bir değil 100 tane Özersay gelse bu durumu tersine çevirmekte-en hafifinden söyleyecek olursam- büyük zorluklar yaşayacaktır da ondan…

Dolayısıyla, Halkın Partisi'nin 'eski Kıbrıs'ın yeni partisi' değil, 'yeni Kıbrıs'ın yeni partisi' olmasını dilerim ancak.

Bunun da yolu elbette Kıbrıs sorununun çözümünden ya da bir şekilde bu ülkede devam etmekte olan vesayet sisteminin sonlanmasından geçer.

Vesayet sisteminin kendi kendine sonlanmasını beklemek olmayacak duaya âmin demekten başka bir şey değildir.

Yani Kıbrıs sorunu çözülmezse, içinde bulunduğumuz düzen uluslararası hukukun dışında kalmaya devam ederse; parayı veren talimatı da vermeye devam ederse, üzülerek belirtirim ki, bu ülkede her yol günün sonunda aynı yere çıkacaktır…

Benim iddiam yıllardır budur…

Ve tarihsel süreç de bu iddiamı desteklemektedir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.