Despotizm yasaları yolda...

Yayın Tarihi: 31/03/16 08:45
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Sevgili dostum, sınıf arkadaşım Avukat Barış Mamalı çok yerinde örnekler vererek, ekonomik protokolle Türkiye tarafından bize dayatılan yeni güvenlik yasalarını irdelemiş.

Ben de geçen hafta bu konuda yazmış, konunun uzmanı olmadığımı belirtmiş ve normal vatandaş olarak yasaların durumunu irdelemiştim.

Ancak, Barış, konunun uzmanı olarak, Kıbrısgazetesi.com'a yaptığı açıklamalarda, benim endişelerimi haklı çıkaracak ifadelerde bulunmuş.

Ne demiş Barış?

"Bu yasa geçerse "Bu tasarının yasalaşması halinde "her türlü iletişimin" (telefon, viber, facebook, vb…) dinlenmesi, kaydı ve izlenmesinin yolu fütursuzca ve tüm insan hak ve özgürleri yere serilerek yapılabilecektir" demiş mesela.

Başka ve daha da kritik şöyle bir şey de demiş ayrıca;

"İletişim araçlarımızın dinlenebilmesi için tasarıda gösterilen kriter "kuvvetli şüphe" olgusudur. Ancak kuvvetli şüphe tanımına bakıldığında adının tam tersi bir durumla karşılaşırız. Adı kuvvetli ama en hafif şüphe bile bunu yapmaya yeterli olacaktır. Polisin "kanaati" ile düğmeye basılabilecektir. TV'de konuştunuz, bu TV kaydı önce savcıya sonra yargıca verilecek (somut delil diye) ve suç işleme olasılığı var, dinlemek istiyoruz diyebileceklerdir". Veya biriyle fotoğrafınız var, bunu kullanarak "fotoğrafta yanında duran kişiyle birlikte suç işlemiş olabilirler, şüphemiz var" diyerek sizi rahatça tüm iletişim araçlarınıza gizlice bağlanarak dinleyebileceklerdir."

Geçen günkü yazımda aynen şunu yazmıştım;

"Ancak, kesin olan şey, bir insanın telefonlarını dinlemek, özel yaşamında neler yaptığını dinlemek, takip etmek bir insan hakkı ihlalidir.

Ha diyeceksiniz ki, 'suçlu birini de mi?'

E işte sorun da orada ortaya çıkıyor.

Kimin nasıl ve ne şekilde suçlu olduğunu nasıl belirliyoruz?

Mesela benim gibi birisi potansiyel suçlu mu şimdi?

Ya da bu satırları okuyan birisi benden feyz alıp potansiyel bir suçlu mu oluyor?"

(http://www.kibrispostasi.com/index.php/cat/1/col/227/art/27625/PageName/KIBRIS_POSTASI)

Tekrardan Barış'ın açıklamalarına dönelim;

"Meclis'te tartışılacak olan güvenlikle ilgili yasa tasarılarının olduğu gibi geçmesi halinde bireyleri kötü niyetli kullanımdan koruyacak herhangi bir mekanizma içermiyor. Böyle bir durumda tüm vatandaşların her türlü kumpasa karşı hazırlıklı olması gerekir."

Yani kısacası diyor ki "bizi devletten kim koruyacak?"

Ve en sonunda da konu dönüp dolaşıp o malum noktaya geliyor…

Nereye?

Polisin sivile bağlanması mevzusuna…

Barış bunu da şöyle açıklıyor;

"Polis örgütü bizim olmadıkça, demokratik sivil yönetime kavuşmadıkça, eline bu tür güçlü ve etkili yetkiler verilmemeli. Aksi halde toplum ve bireyler için ciddi tehlikelerin yaratıla bileceği alanlar doğurmuş oluruz."

Barış'a katılmakla birlikte, bu noktada, polis sivile bağlansa bile, bu yasaların getireceği olanaklar o zaman da sivil iktidarların elinde korkunç bir güç haline dönüşecektir…

Ne yani, türlü türlü yolsuzluğa karışan, halkın parasını har vurup harman savurmaktan çekinmeyenler, siyaseten rakipleri olanların telefonlarını ya da özel hayatlarını dinlemekten çekinecek mi?

Bana sorarsanız, polisinde yaşanan skandalları geçiyorum, yargısı doğru dürüst adalet getiremeyen bir sistemde böylesi yasalar son derece sakıncalıdır, halkın aleyhinedir.

Dolayısıyla, bize 3-4 gömlek bol olan bu yasaların geçirilmemesi en doğrusu olur diyeceğim…

Diyeceğim de, aklıma su meselesinde yaşananlar geliyor…

Hani şu "ya suyu özelleştirin ya da size maaş yok" demişlerdi…

Sonra bakanlar çıkıp bunu alenen teyit etmişlerdi…

Maaş alamayanlar da "imzalasınlar yahu, borcumuz harcımız var" demişti…

Öyle olunca da Başbakan gidip tıpış tıpış imza etmişti…

Şimdi bize gelen haberlerden anladığımız, su meselesinde yaşanan ve yukarıda saydığım hususların, kötü bir film gibi tekrardan ekrana geleceğidir...

Açıkçası, böylesi bir yasaya onay verecek olanlar halk düşmanıdır.

Velev ki hükümet imza etmez, bozulur, erken seçim yapılır, başkaları seçilir, onların da önüne bu dayatma yasa gelir.

O zaman da durum değişmez;

İmzalayan halk düşmanıdır…

Bilinsin istedim…

(Yazıyı yazıp bitirdim, ardından Başbakan Kalyoncu'nun açıklaması geldi; 'bu ay 4 bin TL'den fazla maaşı olanlar, maaşlarının %60'ını alacak'… Şom ağızlı değilim, gerçekler bunlar…)

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.