Çözüm güçleri saflarını sıklaştırmalıdır…

Yayın Tarihi: 04/04/16 09:46
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Memleket tarihinin gördüğü en büyük tabanlı ya da üyeli ikinci hükümet olan (birincisi 1990-1992 UBP hükümeti) CTP-UBP büyük koalisyonu sadece 8,5 ay sürdü…

Bana sorarsanız CTP-PM'sinin su konusu ile ilgili 'ret' kararını aldığı gün (29 Aralık 2015) fiilen bitmiş olan bu hükümet, o günden beri zaten yoktu…

Aslına bakarsanız, CTP, su meselesinde UBP'nin kendine karşı takındığı tavrı, üst üste iki kez 'muhtıra' vermesini zaten kabul etmemeliydi.

Ama etti…

Ve bu aykırı durum, su meselesinden sonra önümüze koyulan ekonomik protokol ve onun yanında tatlı niyetine sunulan 7 maddelik anti-demokratik yasa ile birlikte yeniden alevlendi, gündeme geldi.

Niye?

CTP, bu dayatmaya karşı çıkarken, UBP, temellerinde yatan şükrancı zihniyetten olsa gerek, bu dayatmalara aynen olur dedi de ondan…

Kötü bir filmin, kötü kötü tekrarları gibi sürüp giden bir durum yani…

2009 yılında da, Türkiye, CTP'nin önüne ekonomik protokol koymuş, yine maaş tehditleri gelmiş, ardından da CTP erken seçim kararı almıştı.

Siyasi mezarlıktan bir diriltme operasyonu ile geri getirilen Dr. Derviş Eroğlu ve onun UBP'si ise, o protokol için 'ben imzalarım' demiş, seçimi kazanmış, ardından da 1 yıl sadece Cumhurbaşkanlığı seçimi ile ilgilenip, en sonunda muradına ermişti.

Bizim buralarda işler böyle yürür işte…

İmzalamazsan, bir imzalayan bulunur…

Ne de olsa maaşı veren düdüğü de çalacaktır…

Başaran Düzgün'ün dünkü Havadis yazısında sözünü ettiği bu duruma kısaca onun da dediği gibi 'havuç ve sopa' düzeni denmektedir.

Ve bu satırların yazarının milyonlarca kez yazdığı üzere, bu düzen değişmediği sürece, başa gelecek olan tüm iktidarların sonu aynı olacaktır.

Üstelik, bu maaş işinde, o maaşı alanların dolaylı ya da direk yaptığı baskılar da sizi bu yönde adım atmaya zorlamaktadır…

İşin gerçeği, bu düzeni kuranların, bu ülkede 'kendi kendine yeter' bir yapı oluşmasına hiç ama hiç 'gaylı' olmayacağıdır.

Dolayısıyla, son yaşananlardan da görüleceği üzere, CTP'nin bu düzene kendince de olsa karşı çıkması sonucu olanlar ortadadır.

Ha diyeceksiniz ki, CTP'nin hiç suçu mu yok?

Bence çok var…

En baştan, CTP gibi, özünde bu sisteme karşı temeller üzerinde kurulu olan bir partinin bu gibi işlere kalkışmaması, hiç bu filmlere gelmemesi gerekiyordu.

Hele de 'sosyalist' olduğunu iddia edip, ardından da sermaye kesimleri ile değişik yatak arkadaşlıklarına girmek ölümcül hataların en başında geliyordu…

Ancak, özellikle 2004 yılı hatta ondan daha önce 1993'teki ilk iktidar deneyiminden beri filizlenen, sonrasında parti içerisinde dallanıp budaklanan ve bizzat bu sistemden nemalanan güruh, bugün bu noktaya gelinmesinde en büyük sorumludur.

Ve tabii ki, öyle ya da böyle nedenlerle o güruhun su yoluna giden parti tabanı da…

Sonuç olarak başından yanlış olan, Başbakan Ömer Kalyoncu'nun da açıkladığı üzere "DNA'ları tutumayan" CTP-UBP ikilisinin kurduğu hükümet, zarıncaya zarıncaya, hiçbir iş yapmadan nihayetine erdi, fiilen sona erdi.

Ancak benim en çok endişelendiğim konu, şimdi hükümete gelmesi muhtemel olan 'UBP-DP-Bağımsızlar' şeklindeki milli cephenin, Kıbrıs soruna vermesi muhtemel zararlardır…

Kuşku yok ki, bu toz duman arasında, Lefkoşa-Silahtar'da oturan bir adam en büyük sıkıntıya düşecek olandır…

O adamın ismi ise Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'dır…

CTP gibi çözüm yanlısı bir partinin Dışişleri Bakanı, Başbakanı varken, şimdi milli cephenin bilindik hamasetçileri iş başına gelecektir.

Bu da elbette, Güneydeki hamasetçi arkadaşları için biçilmiş bir kaftan, bir kutlama nedenidir…

Şimdi karşılıklı hamasi mesajlar havalarda uçuşacaktır…

Eğer bu milli cephe iktidara gelirse, ki öyle görünmektedir, Cumhurbaşkanı Akıncı'yı çok zor günler beklemektedir.

Görünen o ki, saflar sıklaştırılmalıdır…

Eğer çözüm isteniyorsa, çözüm güçleri, Mustafa Akıncı etrafında kenetlenmeli ve çözüm zorlanmalıdır…

Tek yol çözümdür; tek şans ise şimdidir…

Gerisi laf-ı güzaftır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.