Ne bizi tanır, ne onları tanımaz...

Yayın Tarihi: 07/05/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
"Bu uluslararası koşullarda Türkiye Cumhuriyeti Kuzey Kıbrıs Türk Cumhuriyetini tanıdım dese de tanımanın tüm gereklerini; Rumların yönetimindeki Kıbrıs Cumhuriyetini tanımadım dese de tanımamanın gereklerini yerine getiremiyor."

Bu açıklama Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın Türkiye-AB arasında karşılıklı olarak sağlanan vize serbestisi konusundaki değerlendirmesinden alıntı.

Ben ve benim dahil olduğum büyük bir grup söz konusu vize kararını "Türkiye, Kıbrıs Cumhuriyetini tanıyor" diye değerlendirdik diye birçok ulu filozof gazeteci tarafından 'cahil' ilan edildik ya, anlaşılan Cumhurbaşkanı ne bizimle ne de filozoflarla aynı düşünüyor.

Kısaca diyor ki "Türkiye ne bizi tanır, ne de onları tanımaz…"

Hani ulu filozof gazetecilerimiz ve Başbakanımız dedi ya "tanıması için büyükelçilik açması gerekir", eh, bizde bir elçilik var zaten açık…

Ama, mesela, elçilik açan Türkiye'nin herhangi spor branşının bir takımı, buralarda maç yapamıyor.

Ama elçilik açmadığı, "tanımam" dediği Güney ile çatır çatır maç yapıyor.

Bu nasıl iş filozof kardeşler?

Elçilik dediniz, açtılar ama futbol yok…

Futbol dediniz, oynanır ama elçilik yok…

Bu işte bir aksilik var…

Aksilik olduğu için de 'statükocular' korosu 'tanınma yok, tanınma diyenler cahildir' şeklinde çemkirmeye başladılar, konu aslında kısaca budur…

İşin doğrusu, Türkiye ile Kıbrıs Cumhuriyeti, 1959 Zurih ve Londra anlaşmalarından beri birbirlerini tanımaktadır.

Garanti anlaşması ve garantörlük mevzusu bundan ileri gelmektedir zaten.

Türkiye, Yunanistan ve İngiltere, Garanti ve İttifak anlaşmaları ile Kıbrıs Cumhuriyetine garantördürler,KKTC'ye değil.

Ve o anlaşma hala daha yürürlüktedir, geçerlidir.

Yani?

Yani üç garantörden birisi olan Türkiye Cumhuriyeti, Kıbrıs Cumhuriyetini anlaşma gereği zaten tanımaktadır.

"Ama öyle değil, de factodur, uzaktan gözü ısırmaktadır" şeklinde laflar kulağımın birinden girip, diğerinden çıkmaktadır ayrıca, bilin istedim…

Daha geçen yıl, Türkiye Cumhuriyetinin en üst düzey yetkilileri"öyle bir cumhuriyet yoktur, yok hükmündedir" derken, 2 Mayıs günü, yok hükmünde olan bir ülkenin vatandaşlarına vize serbestisi tanınmıştır.

Karşılığında, "işgalci" diye yeri göğü inleten Kıbrıs Cumhuriyeti ise aynı "işgalcisinin" vatandaşlarına vize serbestisi tanımıştır.

Gerçi bu karar, 28 AB ülkesinin 16 tanesinin onayına (toplam AB nüfusu ülkelerinin yüzde 65'ine denk gelecek şekilde) ihtiyaç vardır ama durum budur.

Dolayısıyla bana 'tanımıyor' safsatası yapmayın.

Hele de "bizi tanıyor, onları tanımıyor" sanrılarına hiç kapılmayın.

Kıbrıs sorununun son gelişmelerden sonra ne kadar da aldatıcı tezler üzerine inşa edilmiş, ne kadar algı oyunları ile doldurulmuş olduğunu bir kez daha gördük.

Düşünün, bizim halkın garantör olarak gördüğü, Rumların bizi bir gecede keseceği algısı ile koruyucu olarak gördüğü Türkiye, bizi kesecek olanlara "gel benim ülkede elini kolunu sallayarak gez" demektedir.

Öte yandan, "Atilla dışarı" "barbar" diye bas bas bağıran Rumlar, aynı Atilla'nın torunlarına "gel benim memlekette elini kolunu sallayarak gez" demektedir.

Yok yok, merak etmeyin, ben kimsenin düşman kalmasını, düşman olmasını zaten istemem ve bu işleri de gönülden desteklerim.

Ama birbirimizi yemekten vaz geçelim bence.

Hamaseti, Rum-Yunan ikilisini ve işgalci barbarlar dalgasını bırakalım, artık konuşmayalım.

Madem işleri normalleştiriyoruz, madem herkes birbiri ile ahbap olmaya karar verdi, o zaman "dans" diyorum.

Hatta "renk" de katalım bu işe, Kıbrıs sorununu çözelim.

Daha doğrusu, her ne halt edilecekse edilsin de artık ortada bir Kıbrıs sorunu kalmasın.

Yani herkes herkesle normalleşecek, biz de artık Kıbrıs sorunu, müzakeresi, GYÖ'sü, ikili görüşmesi, kapısı ve mayını ile uğraşmayacaksak ne ala…

Zira gerçekten usandık ve de bıktık…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.