Akıncı'yı 'dövmek'...

Yayın Tarihi: 18/05/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Mustafa Akıncı göreve 26 Nisan 2015 günü geldi.

Hemen ardından da muhatabı Nikos Anastasiadis ile görüşeceğini açıklayıp, 15 Mayıs günü görüşmelere de başladı.

Ardından, iyi ya da kötü, 28 Mayıs 2015 günü, Anastasiadis ile birlikte aralarında Derinya ve Aplıç kapılarının açılmasının da olduğu 5 maddelik Güven Yaratıcı Önlem (GYÖ) paketini açıkladı.

O günden bugüne bu paketin maddeleri arasından hayata geçirilen oldu mu?

Maalesef olmadı.

Öte yandan, 5 Nisan 2015 günü, iktidardaki CTP-DP hükümeti istifa etti.

Uzun süren çabalardan sonra 15 Temmuz 2015 günü CTP, ezeli rakibi UBP ile bir ilki gerçekleştirdi ve hükümeti kurdu.

Bu hükümetin İçişleri Bakanlığı CTP'ye aitti.

Aynı şekilde Dışişleri Bakanlığı da CTP de idi.

Neden bunları yazıyorum?

Derinya ve Aplıç kapıları ile ilgisi yüzünden yazıyorum.

Neden?

E efendim, basında yazılıp çiziliyor, neymiş, şu anki hükümetin Dışişleri Bakanı bu kapıların açılmasını istemezmiş.

Kim bu bakan?

Annan Planı zamanında 'evet' çıkarsa silahlanıp dağa çıkacağını söyleyen Tahsin Ertuğruloğlu.

Kendisi yeni kapı ister mi?

Bence elinde olsa mevcut kapıları da kapatmak isteyebilir.

Peki İçişleri Bakanı kim?

Kutlu Evren.

Etliye sütlüye dokunmayan, kapıların ne olacağının ajandasında olduğunu sanmadığım birisi…

Neden yazıyorum bunları?

E canım, daha önceki dönemde, bu kapıların açılmasını canı gönülden desteklediğini bildiğim Asım Akansoy İçişleri ve yakinen tanımasam da desteklediğine emin olduğum Emine Çolak Dışişleri bakanı idi de ondan.

Yani?

Anlatayım;

Geçen gün Mağusa İnisiyatifinden Dr. Okan Dağlı bir açıklama yaptı ve kapılar konusunda 'KKTC makamlarının isteksiz olduğunu' belirtti.

Daha doğrusu Yenidüzen'den Mert Özdağ'ın yazdığına göre bunu ona telefonda söyledi.

Okan Abi'nin çözümcü duruşundan zerre şüphem olmamakla birlikte, şimdiki KKTC makamları istekli değildir, o kesin de, dünkü CTP'li makamların durumu neydi?

Çünkü 'her ne halse' kapılar açılamadı…

Zira Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın iki kapı konusunda da inisiyatif aldığını, muhatabı olan Anastasiadis'i zorladığını gayet açık biliyoruz.

Yukarıda yazdığım üzere, CTP'li, konunun muhatabı olan bakanları istekli idi.

Eee?

Bu minvalde, ortaya atılmaya çalışılan tez, sanki de bu iki bakan çok istekliydi ama Akıncı inisiyatif almadı da bu işler beytambal kaldı gibisindendir ama bu konunun yakın bir takipçisi olarak bunun asla böyle olmadığını vurgulamak isterim.

Ayrıca diğer GYÖ'ler-elektrik, telefon ve radyo frekansları- konusundaki takozun Rum tarafından geldiğini de gayet açık şekilde biliyoruz.

Peki ne o zaman?

Akıncı mı suçludur bu işte?

Yoksa CTP hükümeti, Derinya ve Aplıç kapılarının açılmasının Akıncı'nın hanesine yazılan artı puan olacağını bildiği için mi istekli görünüp aslında isteksiz davrandı?

Eğer böyle ise o zaman ayıp ettiniz demekten başka çarem olmaz.

Neden?

Çünkü eğer gizli ajanda buysaydı siz Kıbrıs sorunu üzerinden tüccarlık yapıyorsunuz demektir.

Dahası siz Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünden nemalanıyorsunuz demektir.

Ağır mı oldu?

Umurumda değildir.

Çünkü daha dün Anastasiadis'in de dediği gibi 22 Mayıs seçimleri sonrası resmen son oyuna gireceğimizin apaçık olduğu bir süreç bizi beklerken, Kıbrıs sorununun olası bir çözümü ufukta görülmeye başlamışken, kalkıp da bu kapılar için Akıncı'yı dövmenin anlamı ne olabilir?

Ben de bu kapıların açılmasını istedim, açılsın diye bin tane yazı yazdım ancak bu beni esas hedeften asla-yani Kıbrıs sorununun çözümünden-uzaklaştıramaz.

Ve bugün baktığımızda, bu halkın çözüm için elinde kalan tek aktör bizzat Mustafa Akıncı'dan başkası değildir.

Zira, elimizdeki diğer aktörün, yani hükümetin, Kıbrıs sorununun çözümü için ölüp bitmediği gün gibi ortadadır.

Ben de zaman zaman eleştirilerimi ortaya koyar, sebeplerimi dizerim ancak bu işi sistematik hale getirmek de neyin nesidir?

Uzun lafın kısası sevgili dostlar, birbirimizi yiyeceğimize, safları sıklaştıralım derim.

Çözüm güçleri olarak saflarımızı sıklaştıralım…

Yoksa sonumuz hiç de hayrın değildir.

Bunu da bilin istedim.

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.