Şaka ve gerçek...

Yayın Tarihi: 06/06/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

Son 1 haftayı Filistin'de geçirdim. AB Komisyonunun daveti ile yaptığımız bu gezi ile ilgili notlarımı bugünden itibaren gazetemizde bulabilirsiniz.
Doğrusunu söylemek gerekirse böyle bir geziye katılma fırsatı bulduğum için kendimi çok şanslı hissediyorum.

Bu minvalde komisyona teşekkürü bir borç bilirim…

Biliyorsunuz, aynen bizim meşhur Kıbrıs sorunumuz gibi, Filistin'in de meşhur-ve de kadim-bir sorunu var.

Bu yolculuğa çıkmadan önce Genel Yayın Yönetmenimiz Rasıh Reşat ile neler yapılabileceğini konuşurken laf arasında bana "bak bakalım bizim mesele ile onların mesele arasında ne gibi benzerlikler bulacaksın" diye tavsiyede bulunmuştu.

Şimdi buradan ona cevap vermek istiyorum;

Öncelikle Kıbrıs sorunu ve onun berbat sonuçları yüzünden çok acılar çekenlerden, zarar görenlerden özür dileyerek bunu yazıyorum ama İsrail-Filistin sorunu ile bizim Kıbrıs sorununu karşılaştırdığımız zaman, bizimki için denecek tek şey "şaka gibi" olabilir.

Kocaman büyük bir şaka...

Ve biliyor musunuz, Filistin sorunu, büyük konuşmayım ama asla çözülecek bir sorun gibi durmamaktadır.

İki devletli çözüm imkansız...

Tek devletli çözüm imkansız...

Çok devletli çözüm imkansız...

Dolayısıyla, hal bu iken, Kıbrıs sorunu basit, şaka gibi bir sorundur.

Bunu bana Filistin'de bulunduğum sürede görüştüğüm, önceki görevinde Kıbrıs'ta bulunmuş bir AB üst düzey yetkilisi de söyledi.
"Kıbrıslılara çok kızgınım" dedi öncelikle...

Sonra da ekledi: "Kıbrıs sorunu gerçekten çözülebilecek bir problemdir çünkü. Bunu Filistin'e gelince tamamıyla idrak ettim. Onun için eğer ilerde buradaki gibi çatışma ortamlarına sürüklenmek istemezseniz bu sorunu hemen çözmelisiniz."
Kendisine aynen katılıyorum.

Çünkü bir problem ne kadar uzun süre çözülmezse, içinde muhteva ettiği düşmanlık o kadar artar.

Bu durum da, sorunun içinde her zaman canlı bir potansiyel olarak duran çatışma, kan dökülme ihtimalini o kadar büyütür.

Dolayısıyla Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğünün bizi eninde sonunda, ama çıkar çatışması yüzünden, ama aptalca düşmanlık dolu beyinlerin her an yapabileceği provokasyonla ya da herhangi bir sebepten çatışma ortamı içine çekeceği muhakkaktır.

Bundan başka sizlere Filistin gözlemlerimin tümünü anlatmaya çalışacağım...

Jalazon Mülteci kampında bizi gören ihtiyar amcanın "yine mi siz yabancı gazeteciler? Son 50 yıldır fotoğrafımı çekip yayınlıyorsunuz ama benim için değişen hiçbir şey yok... Hala daha mülteciyim" demesinden, Hebron-El Halil'de bizi gören Yahudi yerleşiklerin nefret içinde üzerimize yürüyüp "defolun pislikler. Neden buraya geldiniz defolun" demesine kadar tüm gördüklerimi...

Ondan ötesi size bu satırları Tel-Aviv-Larnaka arasında havada bir yerlerde yazıyorum.

Kıbrıs'ı özledim mi?

Size diyebilirim ki hayatımda ilk kez adayı hiç özlemedim.

Dönmek ister miydim?

Buna da hayır...

İşte öylesine garip, öylesine büyülü ve bir o kadar da acı kan ve gözyaşı dolu bir yer Kutsal Topraklar...

İngiliz der ya 'hayat değiştiren bir tecrübe' diye...

Tam da onu yaşadım...

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.

Diğer Ulaş BARIŞ yazıları