Müzakereler için takvim artık iyice belirginleşmiştir...

Yayın Tarihi: 09/06/16 08:00
okuma süresi: 4 dak.
A- A A+

'Dolmabahçe Krizi' sonrası yaklaşık 15 gündür devam eden karışıklık sonrası liderler dün yeniden bir araya geldi.

Görüşme sonrası basına açıklamalarda bulunan Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın söylediklerini dikkatle takip ettim.

Görüşme öncesi Rum basının yoğun olarak gündeme getirdiği 'yeni belge' durumuna istinaden Cumhurbaşkanının söyledikleri son derece dikkat çekici ve önemlidir diye düşünüyorum;

"Bugünkü görüşmede böyle bir belgenin hazırlanmasının gereği olmadığı konusunda anlayış beraberliği oluştu. Çünkü nerelerde yakınlaşmalar ve nerelerde farklılıklar olduğunu zaten biliyoruz. Bunlar tabii ki kendi içimizde, kendimiz için hazırlamaya devam edebiliriz. Onlar da kendileri için hazırlayabilirler. BM bazı hazırlıklar yapabilir ama geçmişte varılan mutabakatlar her zaman söylendiği gibi, siyaha dönüşen noktalardır ve bellidir. Dolayısıyla onlar üzerinde vakit kaybetmeyip anlaşmazlık noktaları üzerine yoğunlaşmak akıl işidir ve onu yapmaya karar verdik. Bu nedenle yeni bir belge hazırlama çabası içinde olmayacağız, buna gerek yoktur."

Yani kısacası Cumhurbaşkanı diyor ki "belgeyle değil, işin özü ile uğraşalım…"

Haksız mı?

Son derece haklıdır.

Zira yine Akıncı'nın açıklamalarından dinlediğimiz üzere her iki lider de bir kez daha "2016 yılı içinde çözüm" taahhüdüne sadık durmaktadır.

Yıllardır müzakerelerin bir yere varamamasına yol açan, ucu açık bir süreçte yol almamızdan başka bir işe yaramayan "zaman sınırlamasız" müzakereden, son tarihi belli bir sürece geçtiğimiz artık çok belirgin hale gelmiştir.

Diyeceksiniz ki zaman koymak bazı tehlikeleri de beraberinde getirmez mi?

Yani iki tarafın da karşılıklı kabul edilemez önerilerle çıka gelip, zaman limitini doldurmaları ve masadan ayrılmalarını sağlamaz mı?

Öyle bir tehlike elbette vardır anca incir ipi gibi uzayıp giden müzakerelerin en başta Kıbrıslı Türkler olmak üzere kimseye faydası yoktur.

Ondan da ötesi, eğer iki tarafta da çözüm için niyet yoksa, bu takvim işinin 'ak ve kara koyunları' ortaya çıkarmak için bir nevi turnusol kağıdı görevini göreceği muhakkaktır.

Bilmem farkında mısınız ama Kıbrıs sorununun acilen çözüme ihtiyacı vardır.

Bazılarımız bu çözümü 'herkesin kendi yoluna gitmesi' olarak görebilir ama bu satırların yazarı diğer birçok kişi gibi çözümü Birleşik Federal Kıbrıs'ta görmektedir.

Kuşku yok ki 2016 yılı Kıbrıs sorunun son yılı olarak görülmekte, bir son oyun oynanmaktadır.

Bir kez daha yazmak gerekirse, 2016 yılı Federal Kıbrıs için son çabadır.

Eğer bu yılı da çözümsüz olarak 'ıskalar' ve 2017 yılına geçersek, 2018 Rum başkanlık seçimi havası başlar ve bu iş 2019'lara sarkar, gider…

Bu da Kıbrıs sorununun çözümsüzlüğü demektir, başka da bir şey değil.

Bu yüzden de Akıncı'nın belgeler ya da başka gereksiz kırtasiye işleri ile uğraşmak yerine zaten 'renkli kâğıtlarda' yazılı duran anlaşmazlıkların özüne inmek istemesi, bunları sonuca bağlamak istemesi gayet doğru ve olumlu bir davranıştır.

Rum Lider Anastasiadis'in dünkü görüşmede '2016 yılı sonuna kadar çözüm' amacına bağlı olduğunu ifade etmesi de bir adımdır ancak daha da ciddi adımlar atılması şarttır.

Kabul etmek istesek de istemesek de Federal çözüm için saat geriye doğru çalışmaktadır.

Ancak bu saatin bir an önce geçip gitmesi için dua edenlere de hatırlatmak isterim ki o gün geldiğinde, Kıbrıslı Türklerin daha fazla 'belirsiz' ortamda yaşamaya hiç mi hiç dayanacak gücü olmayacaktır…

Dolayısıyla son düzlükte Federal Kıbrıs'a ulaşmamız hayati önemdedir…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.