Umut etmekten başka çare yok…

Yayın Tarihi: 13/07/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Kıbrıs konusunda o kadar yazı yazmışım ki, dönüp külliyatıma baktığım zaman 'amma sıkıcı adamsın be Ulaş' diye iç geçirdiğim olmuyor değil…

Onun için size bir sürpriz yapıp bugün yine Kıbrıs konusu ile ilgili yazıyorum.

Sırf yazıya başlamak için yaptığım bu iğrenç espriden sonra dünkü liderler görüşmesine de değinelim diyorum…

Öyle ki Sayın Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın son iki toplantı dönüşü açıklamasında da belirttiği gibi 29 Temmuz önemli bir tarih olacak gibi görülüyor.

Bilindiği üzere, Cumhurbaşkanı daha önceden 29 Temmuz'a kadar Toprak ve Garantiler dışındaki konuları tamamlayacaklarını, ardından da o günkü toplantıda tarafların bir 'beyin fırtınası' yapacaklarını açıklamıştı.

Ancak ben Akıncı'nın dünkü açıklamalarının satır aralarına ince ince serpiştirilen 'sitemkar' lafları cımbızlamak istiyorum.

Mesela konuşmasının bir yerinde "İçerik olarak sürekli bir toplantı düzenine gitmemiz gerekiyor. Bir sonraki görüşme 22'sinde. Ondan sonraki görüşme 3 gün sonra. Arada da bir sürü spekülasyonlar…" demesi manidardır.

Zira hepimizin bildiği adanın her iki yakasında çözümsüzlükle yatıp kalkan kafaların bu süreler içinde çarpıtma haberleri ile çıka gelecek ve hiç yaşanmamış diyaloglar üzerinden sürece darbe indirmeye çalışacakları muhakkaktır.

Misal; Güneyin en büyük gazetesi, bizim gazeteciler birliğinin utanmadan sıkılmadan 'barış ödülü' verdiği çarpıtma uzmanı Fileleftheros Gazetesi gibi kafalar…

Neyse, bu konuyu çok deşmeyelim de bu ödül verme işini eleştirdik diye bazıları "ödül alamadı diye kıskançlıktan çatlıyor" gibisinden laflar etmişler…

Bu saçmalıktan öte, Sayın Akıncı, dünkü açıklamalarında önemli bir vurguda daha bulunarak "ya 2016 yılında çözeriz ya da çıkıp tüm dünyaya biz bu iş için uğraştık ancak başaramadık deriz" ifadelerini de kullandı.

Lafı uzatmadan söyleyecek olursam, 2016 yılı sonuna kadar iki toplumlu iki bölgeli siyasi eşitliğe dayanan bir federal çözüme ulaşamazsak, kesin ve net "Federal Kıbrıs" hayali çöker…

Öyle ya da böyle bir Türk tezi olan federasyon işi berhava olursa durum ne olur elbette bazı tahminlerde bulunmak mümkündür…

Mesela geçen gün In-Cyprus'ta Lefteris Adilinis'in felaket tellalcısı gibi yazdığı 'kadife ayrılık' gündeme gelebilir.

Ancak ben bunu zor ihtimal olarak görüyorum.

Zira Kıbrıs ne o örneğe canlı ispat olan Çekoslovakya'dır ne de KKTC bir Slovakya ya da yeni adıyla bir Çekya'dır.

Ha Federal Kıbrıs'ı kurup bir müddet sonra anlaşamayıp ayrılmak isteseydik bu dediğiniz olabilirdi.

Neden derseniz tanınmamış bir devlet ile tanınmış bir devletin ayrılması büyük bir ihtimalle kadife değil kanlı olurdu der ve 1974 örneği ile bunun yaşandığını, sürecin de hali hazırda devam ettiğini eklerdim.

Dolayısıyla ben-eğer federal Kıbrıs tezi çöpe giderse- daha başka modeller gündeme gelecektir diye düşünmekteyim.

Bunlardan en kuvvetle muhtemeli, Kıbrıs Cumhuriyeti'nin uhdesinde, spor ve ticaret serbestîsi verilmiş Tayvan Modeli tadında bir Kuzey devleti olabilir diye düşünüyorum…

Ha diyeceksiniz "Türkiye'nin uhdesinde olmaz mı bu Tayvan işi?"

E valla dünya Kuzey topraklarını hala daha Kıbrıs Cumhuriyeti'nin uhdesinde ve de Türkiye'nin de işgalinde gördüğüne göre, bu durum eğer olabilseydi, 1974'ten beri süregelen durumla birlikte zaten olurdu diye düşünmekteyim.

Bazılarımızın 'e zaten öyle değil mi-alt yönetim değil miyiz be gardaş' dediğini duyar gibiyim…

E resmen olamamış işte, olmamış, oldurmamışlar…

Müneccim şeyi yemediğim için elbette ileride neler olur bilemem ancak üç aşağı beş yukarı federal çözüm çöpe giderse karşımıza çıkacak olan durumda bu modelleri konuşacağız gibime geliyor…

Belki de adına Tayvan denmez de Kıbrıs Modeli denir, onu da bilemem…

Ancak ben yine de 2016 yılının sonunda kadar Sayın Akıncı'nın da canı gönülden söylediği gibi federal çözüme ulaşabiliriz noktasındayım…

Umut etmekten başka çaremiz yok çünkü…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.