Kritik gün…

Yayın Tarihi: 29/07/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Daha önce defalarca içinde bulunduğumuz müzakere sürecinin 'son şans' olduğuna vurgu yapan yazılar yazdım.

2016 yılının başlaması ile birlikte geçen zaman içerisinde 'federal' çözüm umutları için geri sayım devam etmektedir diye de yazdım.

Geçen günkü liderler görüşmesi sonrası Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı da aynı şeyleri söyledi.

"Bizim jenerasyonunun son denemesidir. Bu bir son şanstır" diye konuşan Cumhurbaşkanına katılmakla birlikte bence bu sadece kendi jenerasyonları için değil tüm jenerasyonlar için de son şanstır.

Bakınız, Kıbrıs sorununun çözümü için düşünülen federal model şimdiki konu değildir.

Bir Türk tezi olan bu model 70'lerden beri gündemde, 90'ların başından beri de BM Parametreleri içinde amaç edilen çözüm modelidir.

Cumhurbaşkanı Akıncı ve Rum Lider Nikos Anastasiadis gibi son derece uyumlu bir kimya yakalamış, ikisi de Limasollu, aynı jenerasyondan, aynı derecede heyecanlı ve samimi adam da bu sorunu çözemezse kim çözecek diye sormak lazımdır.

Gerçi bu soruyu sorduktan sonra dönüp 'ne uyumlar ne modeller yakalandı da olmadı' diyenlerimiz olabilir.

Dahası 'Kıbrıslı çözüm fırsatı kaçtı, artık dikte edilecek bir çözümle karşı karşıyayız' diyenler de çıkabilir.

Ne isterseniz deyin, nasıl düşünürseniz düşünün, bu, bugünkü görüşmenin hayati olduğu gerçeğini değiştirmez.

Evet, liderler bugün 'beyin fırtınası' şeklinde, Kıbrıs sorununun en çetrefilli konuları olan toprak, güvenlik ve garantiler konusu ele alacak.

Bu ne anlama gelir biliyor musunuz?

Müzakerelerdeki 6 başlıktan 4 tanesinin bittiği ya da çok az farklılık kaldığı anlamına gelir.

Ki, görüşülen başlıklardan bir tanesi de 'mülkiyet' başlığıdır.

Çoğu kişi mülkiyet başlığının sorunun çözümündeki en önemli konu olduğunu düşünmektedir.

Ve bu başlık sebebiyle her iki taraftan binlerce insanın etkileneceği muhakkaktır.

Önemli olan şey bu etkilenecek olan insan sayısını iyi kotarılmış bir uzlaşı metni ile en düşük noktaya çekmektir.

Uzlaşıların temel prensiplerinden bir tanesi de budur zaten.

Eğer bunun aksi olur ve her iki toplumdan çok sayıda mağdur yaratılacak bir uzlaşı metni ortaya çıkarsa, son kerte olan iki taraflı referandumda halkların buna onay vermeyeceği ortadadır.

Bu yüzden liderlerin gözetmek zorunda olduğu şeylerin başında doğal olarak bu husus gelmektedir.

Ancak öte yandan uzlaşıların bir başka temel prensibi de her iki tarafın taviz vermesi gerektiğidir.

Bu bağlamda da bir 'al-ver' sürecinin yaşanması beklenilendir.

İşte liderler uzun ve yorucu bir maratonun sonunda bu kısma geçmek için bugün yeniden bir araya gelecektir.

Aldığımız bilgiler masada tarafların pozisyonlarını ortaya koyan kağıtlardaki 'kırmızı ve mavi' renklerin çok az sayıda kaldığını işaret etmektedir.

Bu durum, geçmişe bir sünger çekmek, tamamen beyaz bir sayfa açılmak istenilen Kıbrıs meselesinde arzulanan noktadır.

Beyaz bir sayfa açmak…

Çok klasik olacak biliyorum ama velev ki bir uzlaşı olur, taraflar ve halklar ortaya çıkacak olan metin üzerinde anlaşırsa, esas görevimiz orada başlayacaktır.

O da varılacak olan anlaşmanın yaşatılması durumudur.

Bu yaşatma da ancak ve ancak ulaşılacak olan uzlaşının her iki halk tarafından kabul görmesi, hayatın daha iyi olacağını bilmesinden geçmektedir.

Siz insanları mağdur ederek zorla uzlaşı dikte edemezsiniz.

Diyeceğim odur ki liderler bugün hayati bir görüşme yapacaktır.

Beklentimiz en azından Eylül ayında Kıbrıs sorununun tüm taraflarının katılacağı nihai bir beşli konferansın çağrısı olmasa da en azından ışığının ortaya çıkmasıdır.

Açık ve net olarak söylemek gerekirse, liderlerin bugünkü toplantı sonrası klasik 'verimli görüşme' lafını bir kenara koyup iki halka heyecan verecek bir şeyler ortaya koyması gerekmektedir.

Yoksa yine 'görüşmeye karar vermek için görüşme' gibisinden şeylere herkesin karnı toktur.

Elbette bunu anlamak için bugün gün içindeki gelişmeleri takip edeceğiz.

Umut sadece fakirin ekmeği değil, tüm halkın ekmeğidir.

Dağ fare doğurursa, Kıbrıs sorununu bir daha asla çözülemeyebilir…

Onun için Sayın Akıncı ve Sayın Anastasiadis;

Cesur olunuz…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.