Çözümün anahtarı...

Yayın Tarihi: 31/07/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+

Bugünkü manşet haberimizde de okuyacağınız üzere, Kıbrıs sorununun çözümü dönüp dolaşıp yine aynı konuya, yani 'garantiler' konusunda kilitlendi.

Kilitlendi derken 'takıldı' anlamında söylemiyorum ancak bu zor ve hayati konunun hallinin aslında Kıbrıs sorununun kolay şekilde çözümü anlamına geleceği de aşikardır.

Neden derseniz, Kıbrıs sorununun devamı aslında bir güvensizlik sorunudur.

Ve bu sorununun devamının sağlanması için her iki toplum da bir korku imparatorluğu içinde yaşamaya mahkum edilmiş durumdadır.

Haliyle bu durum bu konu üzerinde kolayca manipülasyon yapılmasına olanak sağlamaktadır.

İşte bundan dolayı müzakere masası kolayca sekteye uğrayabilir.

Kuzeyde 'Türk askeri olmazsa Rum bizi bir gecede keser' diye yapılan bu propaganda adanın Güneyinde ise 'Atilla bizi bir gece gelip kesecek' şeklinde mütekabiliyet bulmaktadır.

Hal böyle iken, liderlerin geçen Cuma günü görüşmeye başladıkları bu kadim ve bir o kadar da yakıcı konuda, masadaki anlayış "bir tarafın güvenliği diğer taraf için tehdit olarak algılanmamalı" şeklindedir.

Bu son derece doğru tespit üzerinden hareketle birlikte her iki tarafın da kamuoyuna aktardıkları pozisyonlarda 'uçurum' olduğu aşikardır.

Bugün manşet haberimize baktığınızda ise bana bilgi veren kaynağımın söylediği şey çok önemlidir.

Haberde şu ifadeler vardır;

"Cuma günkü görüşmeden sonra güney basınında çıkan haberlerde Rum tarafının 'garantisizi ve askersiz' bir modeli istediği belirtilirken, görüşme sonrası Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın yaptığı açıklamalarda tam tersi şekilde "tabii ki Türkiye'nin güvencesini istiyoruz, bunun anlaşılmayacak bir tarafı yoktur" demesi dikkat çekmişti.

Gazetemize konuşan kaynak ise her iki taraftan da gelen açıklamaların kamuoyunu rahatlatma amacı güttüğünü söyleyerek gerçek durumun bundan farklı olduğunu belirtti."

Kuşku yok ki bu konunun adanın her iki tarafında da dikkat çekici olduğu, çözümün anahtarlarındanen önemlisi olduğu bilinen bir gerçektir.

Peki, ne yapılmalıdır?

Bir kere 1960 modeli, bilindik klasik garanti modelinin olmayacağı kesindir.

Türk tarafının vereceği taviz bu olacaktır gibime geliyor.

Rum tarafının pazarlığı yükseltmek için ortaya koyduğu şey ise 'askersiz ve garantisiz bir çözüm' şeklindedir ancak bunun Türk tarafı olarak kabul görmesi imkansız durumdadır.

O zaman nasıl olacak da iki taraf bir model üzerinde anlaşacak?

Bu konuda çok kalem oynatmış birisi olarak bana sanki de uluslararası bir gücün bu işe soyunacağı gibi gelmektedir.

Hatta Kıbrıs Türk halkının güvenlik kaygılarını daha da minimuma indirmek için bu uluslararası gücün komutanının da Türkiyeli bir general olabileceği de gelmektedir.

Yani atıyorum, içinde çeşitli uluslardan askerlerin olduğu ortak bir karargah olabilir.

Zaten dikkat edin, gerek Yunanistan gerekse de Kıbrıs Cumhuriyeti yetkilileri şimdiki garanti sisteminin 'çağ dışı' olduğunu tekrar tekrar söylemektedirler.

E peki 'çağ içi' garanti sistemi nasıl olur?

E herhalde daha az askerle, daha uzaktan kumada olur diye düşünmeden edemiyorum.

Yani anlayacağınız, iki taraf arasında bu konudaki uçuruma bir çare bulunması şarttan öte olmazsa olmazdır.

Bir taraf kendini güvende hissetsin diye diğer taraf korku içinde yaşamamalıdır.

Bu satırların yazarı tamamen askersiz ve silahsız bir ada hayal etmektedir ama bunun bugünkü şartlar altında bir hayal olduğunun farkındadır.

Bunun için de 'gerçekçi ol imkansızı iste' yerinde 'gerçekçi ol elde opsiyonların en iyisini en uygununu iste' daha mantıklı bir yoldur.

Eldeki opsiyonlar arasında en az asker ve en az silah sayısının olduğu model ile başlarsak belki ileride tamamen askersiz ve tamamen silahsız bir ada hayaline kavuşuruz…

Umarım…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.