Son tren…

Yayın Tarihi: 10/09/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Dün sabah İŞAD ile Kıbrıs Postası'nın yaptığı kahvaltı sırasında Metin Şadi anlattı…

Metin Abiyi bilirsiniz…

Heyecanlı, nüktedan ve argo tabirlerle konuşmayı seven birisidir…

Kıbrıs sorununun çözümüne de yürekten inanır, bunun ekonomik faydalarını hep söyler.

Dolayısıyla, kahvaltıda konu Kıbrıs sorunu ve meselenin ekonomik boyutu oldu…

Bir ara 'bu çözümün maliyeti ne olacak' türünden hafif elektrikli tartışmalar yaşandığı sırada sözü Metin Şadi aldı ve bir fıkra anlattı…

Fıkra şu;

Fakir fukara adamın birisi bir gün parkta oturmuş Allah'a yalvarır, dua eder…

"Allah'ım lütfen bana şu kadar para yolla, şu işimi halledeyim, bu kadar para yolla bu işimi halledeyim…"

Fıkra bu ya, yine aynı parkta çok zengin bir adam da aynı anda Allah'a yakarıyormuş…

Bir yandan zengin adam yakarır bir yandan fakir adam yakarır…

Fakirin yakarışları ile zenginin yakarışları iç içe geçmiş, hep bir ağızdan Allah'a yakarırlar anlayacağınız…

Bir ara zengin adamın canı sıkılmış, varıp fakir olanın yanına gitmiş ve "Be gardaş senin derdin nedir?" diye sormuş…

Fakir olan adam anlatmış…

Şuraya borcum var, buraya borcum var…

Öyle battım, böyle bittim…

Kafa sallayarak fakiri dinleyen zengin adam cebinden cüzdanını çıkarmış, içinden de bir tomar para…

"Al be gardaş" demiş bu parayı…

"Al Allah'ı meşgul etme da benim daha büyük isteklerim var, seninkiler kolay…"

Bizim Kıbrıs sorununun da durumu tam buna benzer işte…

Çünkü Kıbrıs sorununun maliyeti çoklarında göre derttir…

Bu maliyeti kim nasıl ödeyecek dillere pelesenktir.

Kimine göre 25 milyar euro, kimilerine göre 30 milyar euro olan bu maliyet, bazı gerçekçi verilere göre 8 ile 16 milyar arası rakamlarda gezmektedir.

Öte yandan Kıbrıs adasının çevresinde bulunan ve yakında işlenmeye başlanacak olan zenginliğin bilinen toplam değeri 200 milyar eurolarda bir rakamdır.

Çözümle birlikte patlayacak olan ekonominin getirisini (misal turizm) hiç konuşmuyorum bile…

Şimdi hal böyle iken ve adanın çevresindeki bu kaynakları isteyen bir sürü aç kurt varken, bizim en kabadayı ihtimalle 30 milyar euro olan çözüm maliyeti devede kulak değil de nedir?

Kuşku yok ki bu maliyet böylesine büyük bir pastanın farkında olanlar tarafından illaki karşılanacaktır.

Exxon Mobil gibi dünyanın 5.büyük şirketini buralara getiren, Katar'ın ulusal petrol şirketi olan Katar Oil'i buralara getiren şey adada çözümle birlikte ortaya çıkacak olan fırsatlardır.

Dolayısıyla Metin Abinin fıkrasında anlattığı şey aslında tam olarak olacak olandan başka bir şey değildir.

Birileri bu çözümün maliyetini ödeyecek, üstüne de kat be katını geri alacaktır…

Bakınız 2004 referandumundan sonra Kıbrıs'ın kuzeyine Türkiye sermayesi akmıştır.

Bu sermaye ve haliyle onun getirdiği nüfus bugün Kuzey'in ekonomisinde etkindir.

O da yetmemiş Türkiye adaya suyu da getirerek, o bakımdan fakir olan adanın en büyük sorunlarından birisini çözmüştür.

Ve Türkiyeli yetkililerin defalarca söylediği üzere bu suyu sadece Kıbrıslı Türklere değil, adanın geneline getirmiştir.

Hatta bir teoriye göre bu suyun Kıbrıs'tan İsrail'e gitmesi de söz konusudur.

Kısacası Kıbrıs adasında ulaşılacak olan çözüm en başta Türkiye olmak üzere adanın geneli ve bölgedeki zenginliklerden kar amacı güden diğer ülkelerin çıkarınadır.

Yukarıda bahsettiğim sermaye akışının sebebi çözümle birlikte burada bulunmaktır.

Hal böyle olunca, tüm taraflar bir 'kazan-kazan' pozisyonunda olunca geriye kalan tek şey o çözümün bu adaya gelmesidir.

Peki çözüm kolay olacak mı?

Elbette ki tüm değişimler zor olur ve bu öyle olacaktır.

Çözümün ertesi günü gökten para yağmayacağı ise basit bir gerçekliktir.

Ancak çözümle birlikte öncelikle turizm başta olmak üzere birçok sektörde bir patlama yaşanacağı muhakkaktır.

Bunun yanında, eğer 2017 itibarıyla sorun hallolursa, 2020-2021 yıllarından itibaren Kıbrıslı Türklerin öz be öz hakkı olan ada çevresindeki kaynakların paraya dönüşmesi de beklenilen bir şeydir.

Kısacası Kıbrıs adasının ekonomisi bir çözüm anında istesek de istemesek de patlayacaktır.

Yapmamız gereken bu patlamaya ayak uydurmaktır.

Onun için geçmişin sığ tartışmaları yerine önümüzdeki fırsatın büyüklüğüne yoğunlaşmak zorundayız.

Bunu çocuklarımıza borçluyuz…

Bu son treni kaçırmamalıyız…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.