Rumların aklı başına gelirken…

Yayın Tarihi: 16/09/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Güney'de son derece çarpıcı bir anket yayımlanmış geçen gün.

Yaptıran Lefkoşa Üniversitesi olduğundan dolayı muteber kabul ettiğimiz bu anketin sonuçları oldukça çarpıcı bazı gerçekleri ortaya çıkarmış görülüyor.

Bunlardan birincisi buradaki 'statükocu' dostlarımın benimle dalga geçme mahiyetinde söylediği 'Ne de olsa Rumlar hayır der, bu iş kapanır' şeklindeki dilek ve temenninin artık geçerli olmadığı gerçeğidir.

Neden derseniz, 500 kişi ile 5-9 Eylül tarihleri arası gerçekleştirilen ankette 'Bugünkü verilere dayalı bir plan ortaya çıksa oyunuz ne olur?' şeklindeki soruya verilen 'yüzde 51 hayır deriz' cevabıdır derim.

24 Nisan 2004 yılında yapılan Annan Planı referandumunda tam olarak yüzde 75.83 oranında hayır oyu veren bir halkın bugün bu duruşundan tam yüzde 25 aşağıda olması çok önemlidir.

Aynı soruda evet oranı 2004'e göre 12 puan artışla yüzde 37; kararsız ise yüzde 12 olarak göze çarpmaktadır.

Şu anki, resmi olmayan verilere dayanan bu oranlar kuşku yok ki plan ortaya çıktığı zaman değişecektir.

Ortaya çıkacak olan plan hem Türk hem de Rum halklarını memnun etmek zorunda olacağından evet oylarının artacağını, çözümle birlikte ortaya çıkacak olan durumun sonsuz getirilerinin anlaşılmasından sonra hayır oylarını geride bırakacağını düşünmek için müneccim olmaya hiç gerek yok.

İkinci gerçeğe gelince; 2004 şartları ile şu anki şartlar aynı değildir ve o günden bugüne köprülerin altından çok su akmıştır.

O sular akarken yaşanan en önemli şey aynen bu ankette de sonuçlarını açıkça gösterdiği üzere Güney'de yaşanan ağır ekonomik krizdir.

Genel olarak dünyadaki dengeler yüzünden ama özelde Kıbrıs adasının bu bölünmüş yapısının getirdiği handikaplar yüzünden yaşanan bu kriz sonrası Kıbrıslı Rumların kendi siyasetçi ve kurumlarına olan güveni müthiş bir erozyona uğramış durumdadır.

Düşünün, o her zaman Rum halkının 'kabesi' gibi görülen Ulusal Konsey'e olan güven sadece yüzde 25 oranında.

Rum Lider Nikos Anastasiadis'e güven yüzde 47 seviyesinde…

Yine aynı ankete göre Rum halkının yüzde 33'ü hiçbir partiye güvenmiyor.

Sabahtan akşama 'çözümsüzlük' edebiyatı çeken DİKO, EDEK ve Vatandaşlar İttifakı gibi partilere ise toplam güven oranı yüzde 17…

Çözümcü olarak bilinen DİSİ ve AKEL'in toplam güven oranı ise yüzde 41 kadar…

Tüm bunlara bakınca ortaya çıkan sonuç şu oluyor;

Kıbrıslı Rumların da, aynen biz Kıbrıslı Türkler gibi, çözümsüz geçen yıllarından sonunda ne siyasilere ne de kurumlara güveni kalmıştır.

Adanın kuzeyinde oluşturulan hampacı statüko düzeninin aynısının Güney'de de 'çözümsüzlük çözümdür' adı altında oluşturulduğu ve iki halkın da bundan sıkıldığı apaçık ortadadır.

İşte bu noktada adanın her iki tarafında da mevcut statükoların sürdürülemez olduğu gerçeği buz gibi bellidir.

Dolayısıyla bu ankette ortaya çıkan sonuçlara göre Kıbrıs Rum halkı 2004 yılındaki gibi televizyonlarda ağlayıp sızlayan dogmatik bir lidere değil, kendi düşündüğü istediği şeye inanacağı gerçeğinin daha fazla ağır bastığıdır.

Umutlar yüksektir, Kıbrıs'ın çözüm sürecinin son düzlükte olduğu ortadadır.

Bu yüzden de 14 Eylül açıklamasını hayal kırıklığı olarak karşılayan arkadaşlara ufak bir hatırlatma yaparak yazımı sonlandırmak istiyorum;

Lütfen aklınızı başınıza devşirin ve geçmişin dogmatik olgularına takılıp kalmayın.

Adadaki çözüm paradigması değişmiştir, çözümü yapacak olan halkların tutumu değişmiştir ve en önemlisi üçüncü tarafların niyeti ayan beyan ortadadır.

Dolayısıyla New York'ta vuku bulacak bir dizi kritik gelişmeyi dikkatlice izleyelim ve bu işi öyle değerlendirelim derim…

Unutmayın; inanmak başarmanın yarısıdır…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.