Ben Kıbrıs sorununun çözümünü görme ihtimalini seviyorum
Evet, Kıbrıs Postası gazetesi olarak kendi imkanlarımızla son derece önemli olan bu kritik zirveyi siz okuyucularımız için yerinde takip edeceğiz.
Kıbrıs sorununun Annan Planı döneminden beri ilk kez yaşanan bu heyecanlı dönemini en doğru şekilde halkımıza aktarmak elbette görevimizdir ve bunu da önümüzdeki bu 8 günlük kritik zaman içerisinde layığıyla yapmaya çalışacağız.
Bundan başka okyanus üzerinde 11 saat uçacağımdan dolayı içimde çeşitli korkular olduğunu söylemek isterim.
Düşünüyorum da o lanet olasıca 'Uçak Kazası Raporu' belgeseli yüzünden eskiden uçaklardan hiç korkmazken, şimdilerde korkudan ödümün patladığı yolculuklar yapıyorum.
Ancak içimde sadece korku yok, heyecan da var
İlk heyecanım elbette ki yeni dünyayı, yani Amerika'yı göreceğim yüzünden olanı
Bu yolculuk sırasında elbette filmlerde gördüğümüz Özgürlük Heykelini, EmpireState'i ve daha nice sembol yerleri ziyaret edebilirsem etmek isterim.
Eğer denk getirirsem gidip bir barda kafayı çekip Blues ya da Rock dinlemek istediğim de gerçektir
Ama esas heyecanım Kıbrıs sorunu denen kadim elementin belki bu zirvede değil ama burada meydana gelebilecek bir takım kritik açılımlarla birlikte artık çözüme doğru son hızla gitme olasılığıdır.
Yani işin aslı esas heyecanım 'tarihe tanıklık etmek' ihtimalidir.
Ben bu ihtimali seviyorum zaten
Çünkü ben Kıbrıs sorununun çözümünü görme ihtimalini hep sevdim
Onun için çözümün gerçek olması ihtimali beni son derece heyecanlandırıyor
Hatta bu tarihi yolculuk belli olup da hazırlıklara başladığımızdan beri geceleri gözüme uyku girmiyor
Kalbim öyle bir çarpıyor ki bazen ağzımdan çıkacak gibi oluyor
Gerçi bu çarpıntı işi o kadar çığırından çıktı ki en son geçen gün doktorumu aramak zorunda kaldım
Sağ olsun bana nefis bir ilaç verdi de bu çarpıntı işi durdu
Ama beynimde ve benliğimde yaşanan çarpıntı durmuş değil
Olur mu acaba bu kez?
Tarihe tanıklık eder miyiz?
Geceleri uyku tutmamasının sebebi işte bu sorulardır
Ve en çok da hiçbir şey olmadan oradan dönme ihtimalinden korkuyorum
Onun için bana 'ne olacak be gardaş bu iş?' diye soranlara '3'lüyü bekleyelim' diye cevap veriyorum
Ama esasında Cumhurbaşkanı Mustafa Akıncı'nın New York temaslarının tümü heyecan verici, tümü tarihi niteliklidir
21 Eylül günü İngiliz Dışişleri Bakanı Boris Johnson ile başlayacak kritik görüşmeler zincirinde bilinenler; 22 Eylül günü ABD Başkan Yardımcısı Joe Biden; 23 Eylül'de ABD Dışişleri Bakanı John Kerry ve 24 Eylül'de BM Genel Sekreteri Ban ki Moon ile olanlarıdır.
Türkiye Cumhurbaşkanı Recep Tayyip Erdoğan ile de görüşme olacağı bilgimiz vardır ancak bunun tarih henüz belli değildir.
Ayrıca öğrendiğimiz kadarıyla Cumhurbaşkanının Katar Emiri ile de bir görüşme yapması beklenmektedir
Öte yandan New York zirvesi sırasında anlık gelişmeler de olmasını ve başka görüşmeler de olmasını beklemek doğru olacaktır.
Dolayısıyla bu zirve için 'hiçbir şey olmaz' 'bir şey beklemeyin' diyenlerin bence umutlu olma vakti gelmiştir.
Umut etmekten başka neyimiz var ki zaten?
Sabahtan akşama kadar 'bu iş olmaz' demenin kime ne faydası vardır?
Kimseye yoktur.
Onun için umut edelim, umutlu olalım demek istiyorum.
Zira umut etmektir bizi birleştirecek olan
Yorumlar
Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.