Kudret Hoca ile iki lakırdı…

Yayın Tarihi: 18/10/16 08:00
okuma süresi: 5 dak.
A- A A+
Eski dostum, Halkın Partisi Genel Başkanı Kudret Özersay ile dün Facebook üzerinden düzeyli bir tartışma yaptık.

Elbette iki eski dost olarak 'oturup kahve içip konuşaydınız ya' diyebilirsiniz ama gerek o gerekse de ben 'memleketi kurtarmak için' uğraştığımızdan son zamanlarda bir türlü görüşemedik.

Şaka şaka…

Gerçekten yoğunluktan dolayı görüşemiyoruz (hele de hocanın hiç vakti yok)…

Bundan başka hocanın geçen gün yaptığı ve "Toprak müzakeresinin başlayabilmesi için önce Kıbrıs Rum tarafı açıkça garantörlerle olan toplantıya katılma sözü vermelidir" dediği açıklamayı sorgulama gereği hissettim.

Dolayısıyla Face'deki iletisinin altında tartışmaya başladık.

Önce ben yukarıdakini alıntılayarak hocaya sordum: "Tek taraflı müzakere mi bu? Türk tarafı memnun olmazsa da geçebilecek mi? Geçmeyecek."

Hoca bu konudaki görüşünü özetle şöyle yazdı: "Kıbrıs Türk tarafı o son aşamaya geçilmesini isteyen taraftır, o toplantıya gitmemek için bir takım gerekçeler ya da şartlar ortaya koyan değil. O nedenle süreci başarıyla sonuçlandırmaya çalışan taraf olarak tüm konuları masaya konulmasını taraf olarak tüm konuların masaya konulmasını sağlayacak o toplantıya katılmamak için yeterli ilerleme olmadı diyecek değildir. Özetle ilerleme şartı toprak açısından Kıbrıs Türk tarafına bir şey kazandırmaz ancak Kıbrıs Rum tarafının süreci uzatabilmesini mümkün kılar. İlerleme şartı bugün görüşülmekte olan dört başlıkla ilgili Kıbrıs Türk tarafına toprak başlığına dilediği zaman geçmesi bağlamında bir imkân sağlayabilir çünkü geçmek istemediği sürece yeterli ilerleme olmadı diyebilir."

Bunun üzerine ben de "İyi de hocam, şu anki süreçten toprak sürecine geçme meselesine de aynı mantıkla bakmak gerekmez mi o zaman? Yani 4 başlıkta 'Rumların tatmin olmadığı bir ilerleme yoksa' toprağa geçilmez. E o zaman ne görüşürüz? Böyle bir süreç, tek tarafın taviz vereceği bir süreç olabilir mi? Olamaz, olmamalı da zaten" diye cevap verdim.

Hoca şöyle yanıtladı: "Öyle değil. Zaten Rum tarafı toprak konusuna beşli toplantı olmaksızın geçmekten memnuniyet duyacaktır çünkü garantiler ve benzeri konularda neyi vereceğini belli etmeden sadece alacaklı durumunda olduğu ya da en azından kendisini öyle gördüğü toprak konusunu müzakere edebilecektir."

Ve dahası hoca toprak ile garantilerin birbirinden koparılmasının Türk tarafının elini zayıflatacağını da söylüyor.

Bu noktada belirli haklılıkları vardır çünkü toprak tavizinde bulunacak olan biziz, Rumlar değil, doğrudur.

Ancak hocanın bunun bizim elimizi zayıflatacağı yönündeki tespitine katılmam.

Neden derseniz diğer dört başlıkta görüşülen konularla birlikte toprak konusunda da anlaşılamayan noktaların en son kertede 5'li konferansta büyük al-vere hazır bir şekle bürüneceğini düşündüğümdendir derim.

Öyle olacak olsa yukarıda dediğim gibi toprağa da geçmek için dört başlıkta da (her iki tarafın da taviz vereceği şeyler olmasına rağmen) Rumları tatmin etmek lazım şeklinde bir mantık ortaya çıkar.

Ayrıca hoca bu şekilde 'başlıkları ayırarak görüşmenin' 11 Şubat 2014 uzlaşısına uygun olmadığını da yazışmamızda belirtti.

Kendisinin de mimarlarından birisi olduğu o açıklamada 'konuların birbiri ile bağlantılı şekilde müzakere edilmesi gerektiğini de' hatırlattı.

O böyle deyince de ben "Yani kısaca 11 Şubat belgesine ters işler mi yapılıyor diyorsun? Öyle olsa bile, sürecin kendi içinde bazı modifiyelere uğraması, hani işleyiş daha kolay olabilir şeklinde yeni bir modalite uygulanması mümkün değil mi?" diye topu geri attım.

Hoca da cevaben "Mümkündür ama yukarıda sıralamaya çalıştığım sebeplerle bu Kıbrıs Türk tarafının aleyhine olabilecek bir durum ortaya çıkarabilir. O yüzden 2014 uzlaşısına sadık kalarak ve o ilkelere yaslanarak Kıbrıs Türk tarafı bu riski ortadan kaldırmalı diyorum" dedi.

Sonuç olarak o kendi düşüncesini, ben de kendi düşüncemi açıkça söyledik ve birbirimizi hiç incitmeden tartışmamıza bir müddet daha devam edip sonlandırdık.

Bana da yazışmadan bu köşe yazısını çıkarmak kaldı…

Yorumu ise size…

#mesajınızvar
Levent ÖZADAM'dan
#mesajınızvar
Gözden Kaçmadı
#gozdenkacmadi

Yorumlar

Dikkat!
Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, müstehcen, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen Üye/Üyeler’e aittir.